tag:blogger.com,1999:blog-74935335604502273342024-03-28T02:52:45.765+03:00EdischarEdischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.comBlogger107125tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-30094275123621539852023-07-24T01:54:00.004+03:002023-07-24T01:57:37.215+03:00Barbara Oakley ve Pomodoro<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTAJMJTKx4VDL01M6WWfLE8-f5c8YtbrroRF6P77vi-tIt89JRKktcLXCOFWvXOXmyGTCg8bPTlPkEeBYN36XAKEeWNx1Khg094de-S6DCA8lp_HT2qTDyeofy9y4k9LFoF1Wk0el5L8sBhiGQiblGdSJCHHyqdv-JZo-MF_FVGullFZ0RqMOqJhCkLG0x/s318/images.png" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="159" data-original-width="318" height="159" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEiTAJMJTKx4VDL01M6WWfLE8-f5c8YtbrroRF6P77vi-tIt89JRKktcLXCOFWvXOXmyGTCg8bPTlPkEeBYN36XAKEeWNx1Khg094de-S6DCA8lp_HT2qTDyeofy9y4k9LFoF1Wk0el5L8sBhiGQiblGdSJCHHyqdv-JZo-MF_FVGullFZ0RqMOqJhCkLG0x/s1600/images.png" width="318" /></a></div><br /><p></p><p>Bu pomodoro denen çalışma tekniğini Barış Özcan'ın kanalında görür ve hep mesafeli davranırdım. Aman türlü türlü işler. Böyle gelmiş böyle gider. Bir de yeni çalışma tekniği mi deneyeceğim? Ne işe yarayacak ki.</p><p>Yine Barış Özcan'ın kanalında gördüğüm bir kitabın yazarı Barbara Oakley. Google 'da yapılan 1 saatlik bir <a href="https://www.youtube.com/watch?v=vd2dtkMINIw">konuşma</a>. (Hem de ingilizce. Bu ara ingilizcem baya düzeldi. Hala gidecek yol var ama kendimle gurur duyuyorum. Dinlediklerimin yüzde 90 nını anlıyorum diyebilirim. ) Öğrenmeyi öğrenmek. Yani beynimizde öğrenme işlemi nasıl gerçekleşiyor? Anladığım o ki, üniversite yıllarında saatlerce kendini masaya zincirleyip bütün semestrın bilgilerini bir gecede kafaya atarak değil.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_7tVJs0FUzHACB7eeVCJr-yfFFcYIg_uLMWaGGsICXWmea-KGjttaJm_-ZZZzcxGlg1Af4D258pHJxSoa6aXyz-L69OmuYhELPd4pMyJ_TMvojcnhvgCCm-jYoqCOljgdvnpsd_BE2VhfspjDdqz9I7-hCUhadxKMUj9KQYVs4DTlnLiDSdoBscQiV_Ek/s882/Screen+Shot+2016-11-02+at+12.13.24+PM.png" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="569" data-original-width="882" height="206" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEg_7tVJs0FUzHACB7eeVCJr-yfFFcYIg_uLMWaGGsICXWmea-KGjttaJm_-ZZZzcxGlg1Af4D258pHJxSoa6aXyz-L69OmuYhELPd4pMyJ_TMvojcnhvgCCm-jYoqCOljgdvnpsd_BE2VhfspjDdqz9I7-hCUhadxKMUj9KQYVs4DTlnLiDSdoBscQiV_Ek/s320/Screen+Shot+2016-11-02+at+12.13.24+PM.png" width="320" /></a></div><p>Odaklanma modu ve rahatlama modu oluyor beynimizde. Aslında gerçek öğrenmek rahatlama modunda gerçekleşiyor. Bu yüzden bir şeye 25 dakika odaklanıp 5 dakika rahatlamayı söyleyen Pomodoro Yöntemi tam da beynimizin istediğini öğrenmesine hizmet ediyor. </p><p>Barbara Oakley ise ilkokulda, lisede matematiği ve fiziği kötü olan birisi. 26 yaşında trigonometri öğrenmeye başlıyor ve şuan bir üniversitede mühendislik fakültesinde profesör. Kitapları da var. Sadece öğrenmenin metodunu bilerek her şeyi öğrenmenin mümkün olduğunu söylüyor. Benim de kafama yattı. Fundamentals of Engineering(FE) sınavına bu şekilde hazırlanıyorum. 25 dk çalış 5 dakika dinlen. Henüz molalardan sonra direk odaklanmakta zorluk çekiyorum ama zamanla daha iyi olacağım.</p><p>Çalıştıklarını tekrar et. Kendini test et. Rahatlamana izin ver, bu da öğrenmenin bir parçası.Ara verdiğin için suçluluk duyma.</p><p>Herkese sevgiler. Açık beyinli günler.</p><p>Edischar</p>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-55730127740155443442023-07-24T01:37:00.002+03:002023-07-24T01:37:42.278+03:00Işılda Beynim, Yeni Nöronsal Bağlar <p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj5ESvn81opmIj-RAbnwqYdLQE2ZodrYuMBdazJ_93_sCloZJUJDts0O2C2ZEWOg58Gj_QRXLl7Jps-V8DQ0YvRVOUbxVkLZPI4_IwSgfldzQbhvBAXNSp2Z4hdutby8dbApqr8k_sCUSuUoxad0H7lqG4MJTJ5ig6LG8ZRO1DFagv10_LeOi_-CZ-4lp9x/s701/ce6e19bf0c112f3b5c6927231467d859.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="701" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj5ESvn81opmIj-RAbnwqYdLQE2ZodrYuMBdazJ_93_sCloZJUJDts0O2C2ZEWOg58Gj_QRXLl7Jps-V8DQ0YvRVOUbxVkLZPI4_IwSgfldzQbhvBAXNSp2Z4hdutby8dbApqr8k_sCUSuUoxad0H7lqG4MJTJ5ig6LG8ZRO1DFagv10_LeOi_-CZ-4lp9x/s320/ce6e19bf0c112f3b5c6927231467d859.jpg" width="257" /></a></div><p></p><p>Şimdi olduğum yerde, yapamadıklarından yine bin pişman bir Edischar.</p><p>Yeniden motive olma zamanı.</p><p>Nasıl nasıl yine bu kadar değerli olan zaman bomboş akıp gitti.. Aslında bomboş diyemem. Her gün hayatla igili felsefe yapıp kendini keşfetmeye devam. Lakin dışsal dünyaya öyle büyük bir mesafe koymuştum ki. Sanki yeni bir şey öğrenmek kendine ihanet etmek, Dışarı çıkıp bir müze gezmek gereksiz, ne de olsa ölmeyecek miyiz? Neden bu kadar dünya hırsı ve çaba..</p><p>Bir anda kendi beynimize sınırlar çizenin kendimiz olduğumuzu, limitleri koyanın biz olduğumu idrak ettim. Öyle durup dururken aklıma geçmişte okunan bir kitap geldi. Mümin Sekman - Limit Sizsiniz.</p><p>Evet tam da benim düşündüğüm şey, şu adam neler yapıyor bir bakayım derken bir video iki video, hemen anında uyanıverdim olaya. Meğersem nasılsa ölmeyecek miyiz, diyerek öğrenmeyi gelişmeyi sabote ediyormuşum. Beynim kilitlenmiş. Ve zaten içimde var olan o sıkıntılı durum da kendimi bu kadar kapatmışlıktan geliyormuş..</p><p>Bir anda bir aydınlanma oldu. Doğan Cüceloğlu, Barış Özcan kimi, neyi dinlemeye ihtiyacım varsa hepsi birer birer açıldı.</p><p>Montessoriye yönelmiştim. İnşaat mühendisi olduğum halde. Çünkü şimdi farkına varıyorum, ben mühendisliğe layık değilim, diye bir ses içimdeydi. Benim gibi bir salak mühendis olamazdı. Yaptığım binanın altında insanlar ölürdü. Nasıl nasıl bir kendine haksızlık... Ama biliyorum bu beni kıskanan insanlar tarafından beynime sokulmuş bir zehir idi. </p><p>Bir anda ne kadar mühendislikten nefret ediyorsam, aynı derecede içime bir sevgi yayıldı. Ya mühendis olmayı denesem? Tekrar? Hem de Amerika'dayım... Fırsatlar fersah fersah... Hadi kızım yaparsın diyerek, mühendislik sınavına hazırlanmaya başladım. Tekrar türev, integral ne varsa çalışıyorum. Bütün 4 yıllık okulu tekrar edip sınava gireceğim ve mümkünse mühendisliğe devam edeceğim. Hem de bu sefer iyice sindirerek, anlayarak, yenilikler ve farklılıklar getirerek.</p><p>Bir yandan da beynimde bir açılma, bir açlık oluştu. Artık yeni şeyler öğrenip, yeni yerler gezme, bilinmez maceralara atılma vakti. Kitap okuma vakti. Beynimde bilinmeyen, gizli nöronları keşfetme ve yeni bağlar kurma vakti.</p><p>Çok heyecanlıyım. Yeniden öğrenme isteği ve macera isteği içimde hasıl oldu!</p><p>Gelecek hafta doğum günümde Chicago'ya gitmeye niyetlendik.</p><p>3 senedir Amerika'dayım ve kendimi eve kapattım. Sırf dış dünyadan korktuğum için. Şimdi Edischar'ın ışıldama vakti, büyüme, sorumluluk alma, keşfetme vakti.</p><p>Işıl ışıl beynim.</p><p>Edischar</p>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-63252847119302452832023-07-24T01:21:00.002+03:002023-07-24T01:21:23.244+03:00Kendin Olma Zamanı<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgNEeAjxLW_Y5PRfZHpPjcWln_mcC-BKQh5a4QlK_u9oM9J_gue8S-_4whytrN7rn5JKy1ovsxM5MoVcwbowqWOnTEkuvhVn0wbR_zuyLRJe2SnQUAnPh7T1dPpfJDrk2Umdm9hwZgJy-leik3crOaxB22gXZtHhFC-QlxJ5XbiJJWsaHGRNEleJlUEsVe_/s846/0f5a7ce597203898b5d4bdc0cf912ec1.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="846" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgNEeAjxLW_Y5PRfZHpPjcWln_mcC-BKQh5a4QlK_u9oM9J_gue8S-_4whytrN7rn5JKy1ovsxM5MoVcwbowqWOnTEkuvhVn0wbR_zuyLRJe2SnQUAnPh7T1dPpfJDrk2Umdm9hwZgJy-leik3crOaxB22gXZtHhFC-QlxJ5XbiJJWsaHGRNEleJlUEsVe_/s320/0f5a7ce597203898b5d4bdc0cf912ec1.jpg" width="213" /></a></div><br /><p></p><p>Vasat beyinler arasında vasatlaşan beyinler...</p><p>Her yerde konuşulur, illaki hayatımızın bir döneminde duymuşuzdur. Çocukken çok yaratıcı, meraklıydık sonra büyüdük ve sıkıcılaştık, yaratıcılığımızı yitirdik, herkes gibi olduk. Ölümü bekler olduk. Sıkıcı, monoton, dinazorlaşan bir beyin.</p><p>Bunun bana olmayacağına yemin etmiştim. Hatırlıyorum. Hayır ben sizden farklı olacağım. Kendimi sizin vasat beyinlerinizden koruyacağım. Her zaman öğreneceğim, araştıracağım, evet dünyayı gezeceğim. Bir sırt çantası, bir tren ya da bir karavan ile.. Sonra büyürsün ve bunlar sana saçma gelir. Çünkü sana saçma ve çocukca olduğu söylenir.</p><p>İşte şimdi tekrar farkına vardım. Kendimi sizin gibileştirmişim, ya da siz beni sizin gibileştirmişsiniz. Her ne ise. Kendimi eve kapatmış, yeni bir şey öğrenmeyen, bildiklerini tekrarlayan, konfor alanından çıkmayan biri haline gelmişim. Sanki çok büyük meret yetişkin gibi davranmak. Yetişkin demek sıkıcı ve rijit kuralları olan demek değil ki. Her şey bir kutuya sığdırılmış. Herkes bir kutuya sokulmak istiyor.</p><p>Mühendis misin, o zaman örgü örmeyeceksin, sanatsallıktan hoşlanmayacaksın, sadece matematik ve şantiye ile ilgili haberler okuyacaksın.</p><p>Entellektüel misin, sadece sanatsal müzik ve opera dinleyeceksin, her şeyi deneyeceksin yoksa entellektüel değilsindir.</p><p>Kısacası bir şey olacaksan o kutulara sığacaksın, kollarını, bacaklarını, fikirlerini, arzularını, kendini küçültecek ve onların koyduğu çerçevelere sığacaksın.</p><p>Hayır efendim öyle değil! Değil işte. Ben benim. Özgür, birtanecik, özgün, dünya aleminde sadece bir kere var olmuş ve benden bir kere daha tekerrür etmeyecek. O kadar değerli ve benzersiz...</p><p>O yüzden kutulara sığmadan yaşama zamanı. Aynı zamanda, anne, eş, mühendis, filozof, istediği müziği dinleyen, dindar, bazen kitap okuyan bazen yarıda bırakan, her çeşit yemeği deneyen, her kültürden her dinden arkadaş edinebilen ve kendini özgürce var eden biri olunabilir. Bu sayede varlık çoşkulu ve anlamlı bir şekilde yaşanabilir..</p><p>Her şey mümkün.</p><p>Edischar</p>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-32046330822164806162022-09-10T22:12:00.003+03:002022-09-10T22:15:54.886+03:00Neden Montessori Yer Yatağı?<p> Herkese içten bir merhaba,</p><p>3.trimester la beraber gelen gece uyuyamama sorunuyla başbaşayım. Zorlukla gözlerimi kapadığım gecenin 4'ünde yine uyandım ve bir daha da uykuya dalamadım. Yine de sabah namazını kılmak için bir bahane oldu. </p><p>Namazdan sonra çareyi telefonu kurcalayıp bir şekilde uykumun gelmesini beklemekte aradım. Lakin uykuya dalışımın 10 dakika sonrasında alarmım çaldı ve uyanıp eşime, iş yeri için öğle yemeğini hazırlama vaktiydi. Kalkıp işimi hallettim. Eşimi işe uğurladıktan sonra bir iki saat kestirebildim şükür. Şimdi elime kahvemi aldım ve montessori hakkında konuşmak için hazırım. </p><p>Türkiye'deyken bir sene ilkokul montessori eğitimine katılıp , sertifikamı almıştım. Amerika'ya gelince de bir devlet okulunda montessori öğretmen asistanı olarak işe başladım. Yanılmıyorsam bu süreç en fazla 3 ay sürebildi. Çünkü işe başlar başlamaz hamile kalmıştım. Mide bulantıları ve uyuklama hali o kadar fazlaydı ki, bu yükü 40 çocukla beraber kaldıramazdım.</p><p>Şimdilerde kızım için montessori yenidoğan odası hazırlıyorum. Yardım aldığım kaynaklardan biri "the montessori baby" kitabı. Henüz Türkçe çevirisine rastlamadım. Lakin aslında ilk kitapları olan "the montessori toddler"ın Türkçe çevirisi kitabevlerinde mevcut. </p><p>Sırası geldikçe odaya yaptığım yenilikleri paylaşmayı düşünüyorum. Buna ilk olarak yer yatağından başlamayı tercih ettim.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNinRYzqLSvVLzJtig1m5P1l5xgdy7-Yfry9ViOXVubPi6C63OdFgAkLrXa1k4B3fhFLWyAoY7CbbT7nYkU6D9kCV0FUVtCtKDdaSWNiRDC0qsooz3dMf2gVjjUC5Pp6Bfpx0zafHGDJfa1HE0LLmrPOGPkzsz_L715dEAfLVrFRWXKVAc7Sdt5DSpgg/s564/b609b5e95c1ddf2d19b13de33b7d46fe.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="564" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjNinRYzqLSvVLzJtig1m5P1l5xgdy7-Yfry9ViOXVubPi6C63OdFgAkLrXa1k4B3fhFLWyAoY7CbbT7nYkU6D9kCV0FUVtCtKDdaSWNiRDC0qsooz3dMf2gVjjUC5Pp6Bfpx0zafHGDJfa1HE0LLmrPOGPkzsz_L715dEAfLVrFRWXKVAc7Sdt5DSpgg/s320/b609b5e95c1ddf2d19b13de33b7d46fe.jpg" width="320" /></a></div><p><b>Nedir bu yer yatağı? </b></p><p>Bebekler beşikte yatmıyor muydu? Nerden çıktı şimdi bebekleri yer yatağında yatırmak ?</p><p>Ebeveyn olmak bu günlerde araştırmacı ve yenilikçi olmayı gerektiriyor. Günümüzde araştırmalar o kadar çok çocuklara odaklandı ki, eski eğitim görüşleri birer birer yıkılıyor ve aksi tezler savunuluyor. </p><p>Montessorinin ana teması olan çocuğa uygun ve özgür alan tanımak kavramından yola çıkıyor montessori yer yatağı. Bebek uyandığı zaman yataktan inebilsin ve odayı keşfedebilsin istiyoruz. Tabiki bebek odasının tamamen ona göre dizayn edilmiş olması gerekiyor. Elektrik kabloları, perdeler, düşme tehlikesi olan objeler odada düzenlemeye tabii tutulması gerekiyor. </p><p>Bebek uyandığı zaman istediği kadar kendi ile vakit geçirebiliyor, yataktan inip emekleyebiliyor, yuvarlanabiliyor. Ne zaman annesine ihtiyacı olduğuna kendisi karar veriyor. Ana temada, bebeğe hareket etme özgürlüğü tanınıyor. Her bireyin sahip olması gerektiği gibi. </p><p>Eski ekolde bebekler parmaklıklı beşiklere yatırılır, bebek uyanır, ağlar ve annesi gidip bebeği yataktan indirir. Bu da bebeği anneye bağımlı, zorunlu kılar. Bu ekolde, bebeğe bir özgürlük alanı sunulmaz. Bebek sürekli annenin kotrolündedir, bebeğin odasını, çevresini keşfetmesine olanak tanılmaz. Bir diğer husus ise, beşikteki korkuluklar, bir hapishane hissi veriyor. Kim böyle bir yerde uyanmak ister ki ? Bir de canın istediğinde çıkamıyorsun. Birinin gelip seni kurtarması gerek her seferinde. Eğer biz bunu yaşamak istemiyorsak neden küçücük bebeğe bunu yaşatmayı hak görüyoruz. </p><p>Amerika doktorlar derneği bebeğin ilk 6 veya 12 ay boyunca ebeveynleri ile aynı odada yatması gerektiğini söylüyor. Bunu göze alarak ilk başta geceleri kızımı yanıma alacağım yan yatakta yatırmayı planlıyorum. Gündüz uykularını ise, odasındaki yer yatağında yapmasını istiyorum. Aynı zamanda yer yatağı bana da kızımla beraber yatabilme imkanı sağlıyor. Bu en büyük nimet bence.</p><p>Çevremden aldığım bilgiye göre, bebeğin bizim yatak odasındaki yatağımıza alışmaması gerekiyor. Yoksa kendi yatağına alışma süreci zor oluyormuş. Bu yüzden kendine ait olan bir yatakta yatması ama bize yakın olması şimdilik en iyi seçenek. Umarım işler istediğim gibi yürür.</p><p>Kızımın odasına aynı zamanda keşfedebilmesi için bir montessori rafı yerleştirdim. Şimdilik içinde yeni doğanlara uygun materyaller yer alıyor. Kendisi uyandığı zaman gidip oradaki oyuncakları, materyalleri keşfedecek ve çevresini tanımaya başlayacak.</p><p>Montessori rafı ile ilgili yazıları önümüzdeki günlerde paylaşacağım. </p><p>Sevgiyle,</p><p>Edischar.</p>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com16tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-46037649447353901002022-08-24T02:59:00.002+03:002022-08-24T02:59:34.834+03:00Hamilelik Raporu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDQgBJVbhlFqX-2R3F2VLIeR81KdirqJdtB63J0M2iEetAAvXj75Wilmhe5GLWMdwWTfsWwBkeB9b0ZjZWGzkw0-BoSqUkEFVfzrDO5jfEuNTk5UnDYuNiljiWWhrY2o_g6NN1aZKiqmP4T4dAd5LaH5k3r1nLV66vwnSn6_wyBhB30NZ0fsc6MnyDxA/s563/ea9eb1f9d7eca81e170437246c05e322.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="559" data-original-width="563" height="318" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgDQgBJVbhlFqX-2R3F2VLIeR81KdirqJdtB63J0M2iEetAAvXj75Wilmhe5GLWMdwWTfsWwBkeB9b0ZjZWGzkw0-BoSqUkEFVfzrDO5jfEuNTk5UnDYuNiljiWWhrY2o_g6NN1aZKiqmP4T4dAd5LaH5k3r1nLV66vwnSn6_wyBhB30NZ0fsc6MnyDxA/s320/ea9eb1f9d7eca81e170437246c05e322.jpg" width="320" /></a></div><p><br /></p><p> 30. haftadayız sayın seyirciler.</p><p>Karnımda bir canlı büyüyor. Daha doğrusu büyüyebiliyor. Nasıl bir mucize bu? </p><p>Hiç bilmezdim bedenimin bu kadar kabiliyetli olduğunu. Sanki tüm vucüdum beni sabote etmek için var olmuştu. Bel ağrısı, uykusuzluk, halsizlik çok genç yaşta yakalamıştı. Tembeldim, kiloluydum. Annemden çok kez duyduğuma göre üşengeçtim. </p><p>Ama işte meğersem vücudumda öyle bir potansiyel varmış ki, yeni bir canlı bile dünyaya getirebiliyormuş. Allah öyle bir mucize vermiş ki biz kadınlara, yeni bir insan büyüyor içinde. Dünyaya geliyor. </p><p>Hamile kalmadan önce anlamıyordum, hiç bu kadar idrak etmemiştim bazı şeyleri. Biz gerçekten de hiç yoktan var ediliyormuşuz. Bir kan damlası, susam tanesine dönüşüyor, o susam tanesi çekirdeğe, cevize, elmaya, armuta sonra da kavuna, karpuza dönüşüyor. Büyüyor da büyüyor. </p><p>Biliyor muydunuz, ilk 3 ay içinde bebeğin bütün organları oluşuyor. Geri kalan kısımda büyüme ve ince ayarlar sağlanıyor. Nasıl bir mucize bu.. Nasıl bir yaratıma tanık olmak. </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgPv6UxTsrYYwR4wXIOIFRaHs_eI8GW13eJHfEE7z7VOa208u_jMSQdL5_OtT7djgWmo3Y5fL3yfvp-54hQ-lcqM7mzUVtlWzyB4KxJjxWCDDPI3xRNiWF_SXXmokHY7B88oHkSFsMIvLoye1Igjsqmhboq915FtOsLJXGc8p9WOAy9hPeIhJn5k2qsxA/s845/94ebd76aafad8c76a254b078b10d8231.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="845" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgPv6UxTsrYYwR4wXIOIFRaHs_eI8GW13eJHfEE7z7VOa208u_jMSQdL5_OtT7djgWmo3Y5fL3yfvp-54hQ-lcqM7mzUVtlWzyB4KxJjxWCDDPI3xRNiWF_SXXmokHY7B88oHkSFsMIvLoye1Igjsqmhboq915FtOsLJXGc8p9WOAy9hPeIhJn5k2qsxA/s320/94ebd76aafad8c76a254b078b10d8231.jpg" width="214" /></a></div><p>En son öğrendiğime göre, hamilelikte annenin beynindeki gri hücreler yok oluyor. Buna "pregnancy brain" deniyor. Unutkanlık ve sersemliği beraberinde getiriyor. Beyin hücrelerinin kaybolması insanlarda endişe yaratırken, araştırmalar gösteriyor ki meğersem bu alanlarda yeni bağlar kuruluyormuş. Bebek dünyaya gelince, annesi bebeğinin neye ihtiyacı olduğunu anlayabiliyormuş. Ağlaması, hareketleri, her şeyini sezebilecek kapasite yaratıyor. SubhanAllah!</p><p>Hemi de "anne" diye kutsal bir varlığa dönüşüyorsun. Güçleniyorsun, olgunlaşıyorsun, inancın artıyor, imanın artıyor. </p><p>Ruhsallığa yakınlığım , hamileliği iliklerime kadar hissedip, farkında olmama yardım etti. Her şey için çok şükür.. </p><p>Umarım bebeğime iyi bir anne, rehber, hayat dayanağı olabilirim. Anneliğin mükemmel olmak zorunda olmadığını da kendime kabul ettirmeye çalışıyorum. Akışında yaşayıp, anda olayım yeter. </p><p>Dünyaya gelecek tertemiz varlığın bana çok şey öğreteceğinden eminim! Unutmuş olduğum bebekliğimi, çocukluğumu, o saflığı tekrar kızımda görüp deneyimlecek olmak muhteşem bir heyecan yaratıyor içimde. </p><p>Tekrar şükür. Sağlıkla gel kızım. Az kaldı. Seni seven annen,</p><p>Edischar.</p>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com30tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-39542034592984548342022-08-23T19:11:00.002+03:002022-08-23T19:11:20.860+03:00House of the dragon<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhw6itwrE503B2hbaiexZ-k3tduvS6ilRLoWKE5qHn9-RXtGG3Cfkj1C6R5OW8bu6i7pYO6id4EG7Dm-YtmY2YoR4tDU8T3K6Nk59B-7rRRzLD2rLp2eRlKnyR2uTvy9krY85qjCShgyU73wI1tEAf2D5I4EfQbmlD-TUEU7AQ-hk8U01mO8tjuKVnbGQ/s1920/MV5BZDBkZjRiNGMtZGU2My00ODdkLWI0MGYtNGU4MmJjN2MzOTkxXkEyXkFqcGdeQXVyMDM2NDM2MQ@@._V1_.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1920" data-original-width="1296" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhw6itwrE503B2hbaiexZ-k3tduvS6ilRLoWKE5qHn9-RXtGG3Cfkj1C6R5OW8bu6i7pYO6id4EG7Dm-YtmY2YoR4tDU8T3K6Nk59B-7rRRzLD2rLp2eRlKnyR2uTvy9krY85qjCShgyU73wI1tEAf2D5I4EfQbmlD-TUEU7AQ-hk8U01mO8tjuKVnbGQ/s320/MV5BZDBkZjRiNGMtZGU2My00ODdkLWI0MGYtNGU4MmJjN2MzOTkxXkEyXkFqcGdeQXVyMDM2NDM2MQ@@._V1_.jpg" width="216" /></a></div><p></p><p>Arkadaslarim, Game of Thrones'un Targaryen ayagini konu olan HBOmax dizisi pazar aksami Amerika saatiyle 9.00 pm de yayinlandi. </p><p>Game of Thrones hayrani biri olarak, son 3 aydir diziyi beklemekteydim. Genelde devam niteliginde olan yeni yapimlar beklentiyi karsilamazken, House of the Dragon beni ilk bölümüyle tatmin etti. Carpici sahnelere yer verilmisti. Dizi kadrosuna alismak biraz zaman olacak olsa da , dizinin devam etmesine cok seviniyorum. Sizler diziye ulasabiliyor musunuz? Eminim yanki uyandiracaktir yakin zamanda. Spoiler vermiyorum. Izleyenler varsa tiklatsin ^^</p><p>Edischar</p><p> </p>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-130755904065187252022-08-23T19:04:00.006+03:002022-08-23T19:04:55.506+03:00AĞAÇ EV SOHBETLERİ # 157<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgm3aItPKdnNaTXE4rb3Y_tvziCylEwyh8WZ97-xox_ux-s8Wuc3_qHx9NHgthurDhG7JcKYfkw6l8_tHMO0txkrEv1iEARDLluIf6wypSkPwCArDDQdcwRZU_VFYIJeKwLXL-gcblQR5RM147_9qdBQt_KXKv6fsj2fwYr1CCG4LgU1_q6NwucQjFHwg/s320/A%C4%9Fa%C3%A7%20Ev%20Resmi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="320" data-original-width="256" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgm3aItPKdnNaTXE4rb3Y_tvziCylEwyh8WZ97-xox_ux-s8Wuc3_qHx9NHgthurDhG7JcKYfkw6l8_tHMO0txkrEv1iEARDLluIf6wypSkPwCArDDQdcwRZU_VFYIJeKwLXL-gcblQR5RM147_9qdBQt_KXKv6fsj2fwYr1CCG4LgU1_q6NwucQjFHwg/s1600/A%C4%9Fa%C3%A7%20Ev%20Resmi.jpg" width="256" /></a></div><p></p><p>Merhaba dostlarim!</p><p>Bu hafta yine agac evde toplandik. Disarida ates bocegi ve circir böceklerinin sesleri bize eslik ediyor. Fikirlerimizi paylasiyor, cay ve kahvelerimizden birer yudum aliyor, beraber olmanin keyfini cikariyoruz. Yumusak kirlentlere sirtimizi dayamisiz. Haftanin konusu ise <a href="http://akkurttaha.blogspot.com" target="_blank">Taha</a>'dan geliyor. </p><p><span style="color: #cc0000;">"Sizce tarihteki en önemli buluş nedir? Keşke ilk benim aklıma gelseydi dediğiniz fikirler hangisidir? Son olarak imkân ve yeteneğiniz olsaydı şu an neyi icat etmek isterdiniz?"</span></p><p>Bence;</p><p>1- Tarihteki en önemli bulus, universiteler ve medreseler. Bu sayede insanoglu birikimini aktariyor ve daha ileriye gidebiliyor.</p><p>2- Keske Montessori gibi bir egitim sistemi bulup ismimi verebilseydim :)) ki neden olmasin, hala olabilir.</p><p>3- Sanirim ikinci soruda , ucuncu soruyu da cevaplamisim. Cocuklari merkeze alan, piril piril beyinleri koyurup muhafaza eden ve onlari kendi potansiyellerine ulasmalarini saglayacak bir egitim sisteminin kurucusu olmak , egitim materyalleri kesfetmek istedigim icatlar olabilir. Bu bir icat dimi? Ozgurlukler ulkesi blogger da ben buna icat demek istiyorum.</p><p>Haftanin konusu icin tesekkurler, yazar arkadaslara basarilar :)</p><p>Edischar</p>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-9276174541029024272022-08-18T22:05:00.019+03:002022-08-26T21:13:25.190+03:00Keşf-i Blogger Etkinliği 2<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtJGnZ1ofPo_dPxIi6KCwQVcDJW8x0TmuI3kY2renmsxQQcF4W9-yDkxbI7TI-4pXu_rBwns4YYYMmQuWZyJAd2iE916Z14PoW5O0pFTaLnWyTV86k3UsuoIBRnlmG7OMY_TTEtJs4QMcrpOOvOoImjkKFh8pjUEJwUpOIqs2EJ393MXf-IXcNq1s6dg/s871/14c1ab62d6ca0d3efb322ba1d570520c.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="871" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjtJGnZ1ofPo_dPxIi6KCwQVcDJW8x0TmuI3kY2renmsxQQcF4W9-yDkxbI7TI-4pXu_rBwns4YYYMmQuWZyJAd2iE916Z14PoW5O0pFTaLnWyTV86k3UsuoIBRnlmG7OMY_TTEtJs4QMcrpOOvOoImjkKFh8pjUEJwUpOIqs2EJ393MXf-IXcNq1s6dg/s320/14c1ab62d6ca0d3efb322ba1d570520c.jpg" width="207" /></a></div><br /><p></p><p>Selam poncik dostlarim!</p><p>Ilki 3 sene önce düzenlenen <a href="https://edischar.blogspot.com/2019/08/kesf-i-blogger-etkinligi.html">Kesf-i Blogger Etkinligi</a>'mize hepiniz hosgeldiniz! şak şak şak.</p><p>Koranayi bahane edip, "sokaga cikma yasagi yüzünden etkinlige ara verilmistir", diye bir bahane uydurmayi kendimde hak görürüm.</p><p>Iste bloggerda hala aktif arkadaslarimizi görmek, yeni yazarlarimizi tanimak icin bir firsat! Birbirimizi taniyip, takip edip, kocaman bir aile olalim! </p><p><u><span style="color: #cc0000;">Bu yayında yapılması gerekenler çok basit;</span></u></p><p>1-Linklerini paylaşan güzel arkadaşları takip etmek.</p><p>2-Kendi güzel linkinizi yazının altına eklemek.</p><p>3-Linkinizin yanina, sizi veya blogunuzu tanimlayan bir söz, hayat mottosu ya da kisa bir siir yazmak.</p><p>4-Yaziyi sayfanizda paylastiktan sonra da <a href="https://akkurttaha.blogspot.com/">Taha</a> veya <a href="https://edischar.blogspot.com/">benim</a> sayfama yorum atarsaniz, listeyi güncel tutabiliriz.</p><p>*Size ve daha çok yazara ulaşabilmek için etkinliğimizi es geçmeyin lütfen!</p><p>Sevgiler.</p><p>Edischar ve Taha Akkurt</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHXeBdS2gZsqOAWjLbep5IvGtXEWvbYs3mznTPgHZqJ-Gsont_DVK94ZP1OC0WJ-mgUkGQPfz9i8B961Jcw-QRjJhkTobNvhk_H4ZL4grkEXOD4RjjwCPnV66UFFfZ1GLdj_XWp9cMbKgweL_a5Vp4LSNP_3Ap9TEq4W7PVj2TRjfooWoUjxUEkgE3Bw/s563/0595138e14f9fa1824bf9710d4974d32.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="406" data-original-width="563" height="231" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjHXeBdS2gZsqOAWjLbep5IvGtXEWvbYs3mznTPgHZqJ-Gsont_DVK94ZP1OC0WJ-mgUkGQPfz9i8B961Jcw-QRjJhkTobNvhk_H4ZL4grkEXOD4RjjwCPnV66UFFfZ1GLdj_XWp9cMbKgweL_a5Vp4LSNP_3Ap9TEq4W7PVj2TRjfooWoUjxUEkgE3Bw/s320/0595138e14f9fa1824bf9710d4974d32.jpg" width="320" /></a></div><p><span style="font-size: medium;"><br /></span></p><p><u><span style="color: #cc0000; font-size: medium;">Blog Linklerimiz;</span></u></p><p><span style="font-size: medium;"><a href="https://edischar.blogspot.com/">edischar.blogspot.com </a>"Işılda!" </span></p><p><span style="font-size: medium;"><a href="http://akkurttaha.blogspot.com">akkurttaha.blogspot.com</a> – "Allah'ım kaderimden şikayetçi değilim. Aksine bahtiyarım evrende bana da rol verdiğin için!"</span></p><p><span style="font-size: medium;"><a href="https://dearmonarosa.blogspot.com/?m=1">dearmonarosa.blogspot.com</a> “<span style="-webkit-text-size-adjust: auto; text-align: justify; text-size-adjust: auto;">Sevgili Anna, en güvendiğin insanlardan kötülük görüp üzülmen güçsüz biri olduğun anlamına gelmez. Fizik kurallarına göre; sırtını dayadığın bir nesne birdenbire giderse sen de o yöne doğru devrilirsin. Yani bunun güçsüzlükle alakası yok.” </span></span></p><p><span style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-size: medium; text-align: justify; text-size-adjust: auto;"></span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span class="s1" style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"><a href="http://applesodaa.blogspot.com/">applesodaa.blogspot.com</a> "Tek sayfa da olsa kitap okumadığım günü boşa geçmiş sayıyorum."</span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span class="s1" style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"><br /></span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span class="s1" style="font-family: UICTFontTextStyleBody;"><span style="font-size: medium;"><a href="http://fairytaleess.blogspot.com">fairytaleess.blogspot.com</a> "herkes çıkarsın kalbini o çirkin mücevher sandığından ve herkes onu birbirine fırlatsın tanrım." (Didem Madak)</span></span></p><p class="p2" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; min-height: 23.8px; text-size-adjust: auto;"><span style="font-size: medium;"><span class="s1" style="font-family: UICTFontTextStyleBody;"></span><br /></span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span class="s1" style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"></span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span class="s1" style="font-family: UICTFontTextStyleBody;"><span style="font-size: medium;"><a href="http://dogacesnicisi.blogspot.com">dogacesnicisi.blogspot.com</a> "sanat uzun hayat kısa!"</span></span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span class="s1" style="font-family: UICTFontTextStyleBody;"><span style="font-size: medium;"><br /></span></span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span class="s1" style="font-family: UICTFontTextStyleBody;"><span style="font-size: medium;"></span></span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span class="s1" style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"><a href="http://sadevederin.blogspot.com">sadevederin.blogspot.com</a> “sadece yazıyorum :)” </span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span class="s1" style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"><br /></span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span class="s1" style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"></span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span class="s1" style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"><a href="http://nurruyakara.blogspot.com">nurruyakara.blogspot.com</a><br />"Hayat kısa, kuşlar uçuyor." - Cemal Süreya</span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span class="s1" style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"><br /></span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span class="s1" style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"></span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span class="s1" style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"><a href="http://yuregiminiklimi.blogspot.com/">yuregiminiklimi.blogspot.com</a> “vakit geçirmece, günlük gibi bir şey işte”</span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span class="s1" style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"><br /></span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"><a href="http://zehranindunyasi.blogspot.com">zehranindunyasi.blogspot.com</a> – “Hayat sevince güzel boş boş oturma hayatı güzelleştirmek için çaba göster. Kimse sana altın tepside güzellik sunmuyor. Çabalamadan bu iş olmuyor. İyi ya da kötü önemli olan nasıl baş ettiğindir.”</span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"><br /></span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span class="s1" style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"></span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"><a href="http://www.filmgundemi.com">www.filmgundemi.com</a> – “Filmsiz hayatın tadı yok... Sinemalara gelen filmleri haftalık olarak takip edip hepsinin bilgilerini yazıyorum.”</span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"><br /></span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"><a href="http://fatihpinarca.blogspot.com/">fatihpinarca.blogspot.com/</a></span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"><br /></span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"><a href="http://kaplandiary.blogspot.com/">kaplandiary.blogspot.com/</a> "Hayat, Ciddiye Alınamayacak Kadar Önemlidir - Oscar Wilde"</span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"><br /></span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"><a href="http://biredip.com">biredip.com</a> "Bazı şeyleri sana yazdığımı düşünme. Hepsini sana yazıyorum."</span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"><br /></span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"><a href="http://aytaccraftsveparmakbebekler.blogspot.com">aytaccraftsveparmakbebekler.blogspot.com</a> / Biriktiriyorum /</span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: large;"><br /></span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span style="font-size: medium;"><span style="font-family: UICTFontTextStyleBody;"><a href="http://ucunkuslar.blogspot.com">ucunkuslar.blogspot.com</a> </span><span style="font-family: UICTFontTextStyleBody;">Makbule Abalı "Mutluluk Kaf Dağı' nın ardında değil... Uçun Kuşlar...</span></span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"><br /></span></p><p class="p1" style="-webkit-text-size-adjust: auto; font-stretch: normal; line-height: normal; margin: 0px; text-size-adjust: auto;"><span style="font-family: UICTFontTextStyleBody; font-size: medium;"><a href="http://mavitanla.blogspot.com/">mavitanla.blogspot.com/</a> "Sevgisiz kalan her çiçek bir gün solar."</span></p>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com31tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-51170731744780265722022-08-17T18:38:00.001+03:002022-08-17T18:38:49.116+03:00Agac Ev Sohbetleri #156<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgoDgxqsOPHCCe8BIkP_r07psOqRKEi5_wpcSD796GrxKmWGM9OGcuskxzwaMMRsII0S2sJgFR1Fu-rbRnETL_v2dhmD8LjxgpJy6Aa2wT5PVZcG9rsam-5wGuMRC0qC7nyNIxSQa-REYAmvfiZkAdhuFjYgQunP7XPrQFKb0ZfqFX8v9dIzieTcBgHBA/s320/A%C4%9Fa%C3%A7%20Ev%20Resmi.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="320" data-original-width="256" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgoDgxqsOPHCCe8BIkP_r07psOqRKEi5_wpcSD796GrxKmWGM9OGcuskxzwaMMRsII0S2sJgFR1Fu-rbRnETL_v2dhmD8LjxgpJy6Aa2wT5PVZcG9rsam-5wGuMRC0qC7nyNIxSQa-REYAmvfiZkAdhuFjYgQunP7XPrQFKb0ZfqFX8v9dIzieTcBgHBA/s1600/A%C4%9Fa%C3%A7%20Ev%20Resmi.jpg" width="256" /></a></div><p></p><p>Vay be!! 156. bölüm ve dolu dolu 3 yili deviren bir agac ev sohbetleri! Gözyasim pit.</p><p><a href="https://akkurttaha.blogspot.com/">Taha Akkurt</a> ve bendeniz Edischar'in kafa kafaya verip bir proje baslatalim, yazarlarla fikir alisverisinde bulunalim diyerek yola ciktigimiz ve cok basarili devam ettirilen etkinlik 3 yilini tamamlamis!</p><p>Bir süre sonra hayat sartlari sohbetleri devam ettirmeme izin vermemisti lakin sevgili <a href="https://sadevederin.blogspot.com/">deeptone</a> ve <a href="https://kaplandiary.blogspot.com/">kaplan diary</a> bu etkinligi 3 yil boyunca sürdürdü. Iremcan ve kayip fisiltinin da emegi büyük. Eminim her yazar en az bir kere bu etkinlige katilmistir ya da katilacaktir :)) </p><p>3 yilin bitmesi onuruna, bu haftaki konuya birkac yorumda bulunmak isterim.</p><p>Kaplan Diary'den gelen <b>"Çevreyi kirleten, doğayı tahrip eden ve canlıların yaşamını tehlikeye sokan işletmelerin faaliyetleri hakkında ne düşünüyorsunuz?"</b> sorusuna yanit arayalim. Kendi nezdimde.</p><p><b>-</b>Insanoglunun gözünün doymamasi ve sadece bugününü, kendini düsünmesi malesef bilincsizce yapilan doga kirliligine ve canlilarin zarar görmesine sebep oluyor.</p><p>Tabiki de keske her sey denetim altinda tutulsa, cevreye zarar veren fabrikalarin faaliyetleri engellense.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgocoG_JtwKLNWXAleUpZlH3bpRPeNSyhuxN6lbniVU2gKH8dDr9y_4UISxnPFSeyl6a8xgB_0QI1AmCCuhyoibRfnnKVxDcKONW_hdZ2KdC087Vxhx7zAC3GmI7uLIjLb_uLthVIjk1KRguvrLI8GDqacMkBQad-j8eIegPjlb2X8li_pic7WT1kW4Ww/s1138/MV5BZGE0MzEyOGUtY2RjNy00MDkzLWE2MjQtZTExZTczYjhkYmM0XkEyXkFqcGdeQXVyNjEwNTM2Mzc@._V1_.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1138" data-original-width="768" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgocoG_JtwKLNWXAleUpZlH3bpRPeNSyhuxN6lbniVU2gKH8dDr9y_4UISxnPFSeyl6a8xgB_0QI1AmCCuhyoibRfnnKVxDcKONW_hdZ2KdC087Vxhx7zAC3GmI7uLIjLb_uLthVIjk1KRguvrLI8GDqacMkBQad-j8eIegPjlb2X8li_pic7WT1kW4Ww/s320/MV5BZGE0MzEyOGUtY2RjNy00MDkzLWE2MjQtZTExZTczYjhkYmM0XkEyXkFqcGdeQXVyNjEwNTM2Mzc@._V1_.jpg" width="216" /></a></div><p>Gecenlerde HBOmax te 4 bölümlük bir belgesel yayinlandi. Ismi "Edge of the earth". Dünyanin kiyisi, kenari gibi bir anlami var. Extreme spor yapan sporcular dünyanin pek kesfedilmedik yerlerine gidip orada kayak, rafting, tirmanis, sörf gibi sporlari yapmaya calisiyorlar. Lakin karsilastiklari anormal doga olaylari oluyor. Bunlarin sebeplerinden biri küresel isinma. </p><p>Afrika'da kilometrelerce sahil cevre dusmani fabrikalarla kapatilmis durumda. Toplasan 20 kisiden olusan cevreci bir grup, yürüyüs yapip duruma engel olmaya calisiyordu ama tabiki sonucsuz kalindi.</p><p>Bizim görmedigimiz, bilmedigimiz o kadar cok tahribat yapiliyor ki ve sesini cikaran sayisi cok cok az.. Malesef devlet politikalari, para hirsi, güc bunlarin devam etmesine sebep oluyor ve olacaktir. </p><p>Tek pozitif düsünebildigim , bunca yildir yapilan tahribata ragmen dünya hala ayakta ve kendini yenileme potansiyeline sahip.. Yemek ve su kaynagimiz bol ve herkese yetecek kadar besin var. Hicbir zaman da bitmeyecek. Eger bitecek olsaydi simdiye kadar coktan bitmisti. </p><p>Fikirlerinizi merak ediyorum. Bu konuyu sectigi icin kaplan diary e tesekkurler.</p><p>Uzun yillar Agac Ev Sohbetleri'nin devam etmesi dilegiyle. Kurucular olarak Taha'yi ve beni unutmadiginiz icin ayrica tesekkurler.</p><p>Saglicakla,</p><p>Edischar.</p>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com6tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-3124961471417254632022-08-08T16:45:00.003+03:002022-08-08T16:45:41.592+03:00Edischar Dekorasyon Pesinde<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi5GQUD1GP-idVpCk6UgoAzYx7E4rHWDqs7IHQsQORPQG5u2mkXUFh22nwdIKDSR_jBeh12BQYmCkYiKFYk3Qt91ZJ5m8ZP8kuk4vLfX23SmEd_EzbhJo98g9OJuEf9JjCTW_VJ7QkpjPHR1_c6blqdtbJ_9NO91vCJiOGoa9DMR-C1e_TnsNSQot8DaQ/s797/b6327a9fda2ec730c9c765381930108a.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="797" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEi5GQUD1GP-idVpCk6UgoAzYx7E4rHWDqs7IHQsQORPQG5u2mkXUFh22nwdIKDSR_jBeh12BQYmCkYiKFYk3Qt91ZJ5m8ZP8kuk4vLfX23SmEd_EzbhJo98g9OJuEf9JjCTW_VJ7QkpjPHR1_c6blqdtbJ_9NO91vCJiOGoa9DMR-C1e_TnsNSQot8DaQ/s320/b6327a9fda2ec730c9c765381930108a.jpg" width="226" /></a></div><p></p><p>Merhaba sevgili dostlarim.</p><p>Bugünlerde temizlik manyagi genlerim şaha kalkti. Dip köşe her yere girip temizlik yapiyorum. Youtube da izlenen koreli vloglar da buna etken olmus olabilir. Hatta evet her sey ev turu videosu izlemekle basladi. Kizimin odasini dizayn edeyim derken, baktim bütün evin elden gecmesi gerekiyor, dolap icleri, cekmeceler, atilmasi gerekenler..</p><p>Bir de az esya seviyorum tabi.. Ne kadar az esya , o kadar düsünecek az sey ve iş.. En güzeli minimalizm. </p><p>Milletin evi ne güzel dekore edilmis, tertemiz. Ben su dekorasyon isini cözemedim. Sadece ikea dan alisveris yapip, icine de renk katmadan tam iskandinav havasi elde edebiliyorum sadece. Ama keske su duvarlari dekore edebilsem. Yumusacik, rahat, cozy bir ev kurabilsem. </p><p>Bugünkü niyetim homegoods a gidip birkac yeni kirlent, mutfak kilimi ve artistik objeler bulmak. Evet minimalizm deyip sonra da alisverise abanmak ikilemindeyim.</p><p> Ama bir sey eksik evde. Bir sey iste. Yesillik, duvarlara resim, isiklandirma. Bilmiyorum, adini koyamiyorum. Sizin dekorasyonla araniz nasil? Nasil huzurlu bir yasam alani kurabilirim ? Hem de disaridan estetik gorünen bir evim olabilir? Yardim please.</p><p>Sevgiler</p><p>Edischar</p>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com15tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-32103089561671947192022-08-01T15:54:00.002+03:002022-08-01T15:57:01.001+03:00Dogum günüm ve notlar<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhLuJ8NcK1jLOc-Frd29FOHhi8klCsH6iJaD54OWJBx1HFY6dfmoVSa2ChLtyD21uwlfTlFmFVAzFvFCrADAPkKIVVwinIL34hTf2a8EcrDBuGTk0JY7B7wypTsTopIyycjrZVu-GFhgHAxC5UuJBk4rxGuNhQ5EicvD3bcikPk-A5xK5v5T80EW2X2WA/s797/1920cc4fb2b5ef91ee3655a613630205.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="797" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhLuJ8NcK1jLOc-Frd29FOHhi8klCsH6iJaD54OWJBx1HFY6dfmoVSa2ChLtyD21uwlfTlFmFVAzFvFCrADAPkKIVVwinIL34hTf2a8EcrDBuGTk0JY7B7wypTsTopIyycjrZVu-GFhgHAxC5UuJBk4rxGuNhQ5EicvD3bcikPk-A5xK5v5T80EW2X2WA/s320/1920cc4fb2b5ef91ee3655a613630205.jpg" width="226" /></a></div><p></p><p>Merhaba dostlarim.</p><p>Bugün benim dogum günüm. Sabah suan 08.36. Her günkü düzene binayen erkenden kalkivermisim.</p><p>Tabiki mutluyum bugün dogum günüm oldugu icin ama ben zaten her gün mutlu olmak icin bir sebep buluyorum ki. Düsünüyorum, ne zaman basladi bu dogum günü kutlamalari.. Isin asli nedir yani? Neden bugün cok özel olmali, herkes aramali, parti yapilmali. Elestirel kisiligim bu sorunun cevabini ariyor. Cünkü bir seyleri körü körüne yapmayi sevmem. </p><p>Mesela, dünyaya yeni bebek getiren veya getirecek anneler neden sürekli gösteri pesinde. Fotografci tutup, büyük karnini gösterip tüm facebook ve instagram halkiyla paylasmanin neresi mantikli.. Ya da dogmamis bebegin ultrasound resminin sosyal medyada ne isi var? Su ultrasound görüntüleri benim icin o kadar mahrem ki.. Sadece esim ve ben gördük. Hatta hep dua ettim islem sirasinda, bebege bir zarar gelmemesi icin. Insanlar, bu mutlu ve mukemmel hayatlarini gösterme isini abartti. </p><p>Bir de su mesele var, anneler bütün o partileri yapiyor ama gel gelelim cocuga gerekli sevgi ve özeni göstermiyor. Hep disariya, hep disariya.. </p><p>Katilmiyorum. dostlarim. Bu düzene katilmiyorum. Daha cok aklimizi kullanmak zorundayiz. Sorgulamali ve ona göre eger bizim yasam tarzimiza, fikirlerimize uyuyorsa alip kullanmaliyiz. O yüzden yillardir sosyal medya kullanmiyorum. Sadece sahte hesaplardan, sevdigim sayfalari takip ediyorum ama ne bir mutlu animi, yedigim yemegi, gezdigim yerlerin fotografini paylasmiyorum. Ve cok ama cok isime yaradi. Kendi hayatimi kendim icin yasiyorum.. Topluluk düsünceleriyle yönetilmeden.</p><p>Dogum günü sacma gelmeye baslarsa tümden bu dogum günü olayini da ortadan kaldirma niyetindeyim. Insanlar da strese giriyor, yok hediye alalim, yok arayalim.. Sahsen ben birinin dogum günü yaklasinca sürekli yapacagim seyleri düsünüyorum ve bir de karsi tarafin begenmesi kaygisi var.. Her neyse öyleli. Öpüldünüz.</p><p>Sevgiler</p><p>Edischar </p>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com27tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-54818341824759199812022-07-28T18:26:00.008+03:002022-07-28T18:26:45.637+03:00Boba Tea Günü<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhoaxgVdTI_DvB0mGEX9UPV3sLGWQxSZ7fWOZ1qyhlcfifIgax5SihcdZFROfhRhSXmVXLEQCoxC4K0xGTitP50gPdMZkfMl2VWb01FX-JZ21vagOtkoz0wPvKVUwBHbTUKSk1AESi4GlJgz_fXYadUu0BfNABIKH5f02M-pjSvHNZi2OTJEWQEb4E8zw/s600/62f6ce73c44aaad7185ac3c5d4871e62.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="600" data-original-width="422" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhoaxgVdTI_DvB0mGEX9UPV3sLGWQxSZ7fWOZ1qyhlcfifIgax5SihcdZFROfhRhSXmVXLEQCoxC4K0xGTitP50gPdMZkfMl2VWb01FX-JZ21vagOtkoz0wPvKVUwBHbTUKSk1AESi4GlJgz_fXYadUu0BfNABIKH5f02M-pjSvHNZi2OTJEWQEb4E8zw/s320/62f6ce73c44aaad7185ac3c5d4871e62.jpg" width="225" /></a></div><p> Selam dostlarim! </p><p>Güne sevgili <a href="https://sezerozsen.blogspot.com/" target="_blank">momentos</a>'un podcast yayini ile basladim ve beni konuk olarak almasina muhtesem mutlu oldum! Uzun zamandir radyo yayini yapiyormuscasina kullandigi dili ve sesi gercekten kulagima ahenkli bir melodi oldu. Ismi anilan diger blogger arkadaslarimi da hemen takibe aldim. </p><p>Günlerim 0-3 yas montessori arastirmalari, montessori bebek odasi hazirligi ile geciyor. Instagramda bir montessori sayfasi actim ve her gün yeni yayinlar paylasiyorum simdilik. Ingilizce bilmek gercekten de zamanda yolculuk yapmama vesile oldu resmen. Cünkü artik cok daha fazla bilgiye ulasiyorum ve bu inanilmaz boyutlarda.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmUF5bBeiZOsjnSGjYpxHGlpRc8EpBygHmheequckl4UVJB_wmN6MWpvH164q_meTUIoRntVu_yxlSMcQECjTF3j_SwCFPIxKflS5t1oYWSyCubTUrs2ZHwEsFnYru-hE9jKnTzFGvnu6kR4UzqErF2l116M0D_gPSHWoQlhrgTuBE8LuGuUVBso2kvQ/s550/c29b1f7a2edb0e41eefc39c732511eca.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="550" data-original-width="439" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEgmUF5bBeiZOsjnSGjYpxHGlpRc8EpBygHmheequckl4UVJB_wmN6MWpvH164q_meTUIoRntVu_yxlSMcQECjTF3j_SwCFPIxKflS5t1oYWSyCubTUrs2ZHwEsFnYru-hE9jKnTzFGvnu6kR4UzqErF2l116M0D_gPSHWoQlhrgTuBE8LuGuUVBso2kvQ/s320/c29b1f7a2edb0e41eefc39c732511eca.jpg" width="255" /></a></div><p>Amerika'daki ilk Türk arkadasimi edindim ve dün ilk defa bulustuk! Resmen boba tea aserdigim icin onu boba tea icmeye götürdüm. Koca bardagi cabucak icmistim. Evlere dagilirken kendisi hala bardaginin yarisindaydi. Ilk defa deniyordu , acaba begenmedi mi ki... </p><p>Kendisini Hint-Türk markette gezerken buldum. Kücük kizi türkce konusuyordu ve ben de hemen konusmaya atlayip selam verdim. Tam bir giriskenlik örnegiyim. Konusmaya ayak üstü devam ettikce o da telefon numarami almak istedi. Genelde aliniyor numaralar ama aslan aranmiyor. Bu sefer öyle olmadi. Ilk mesaji da o atti. Bu hafta da bulusma ayarladik ve iste gercekten de bulusup güzel sohbetli bir saat gecirdik. Ayrilirken tekrar bulusmak istedigini de ekledi. Hadi bakalim, yavas yavas yeni sehrimizdeki ortamimizi kuruyoruz gibi. </p><p>Sevgiler,</p><p>Edischar</p>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com10tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-88570602391287893512022-07-25T17:21:00.003+03:002022-07-25T17:21:55.459+03:00Edischar anne oluyor.<p> </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3yZ6r4BMLL2RmfZkKkkSOwjTOPNsdCh1pqsVAK41bzyZjtVAArTvpwZUhs4csSUYWpJGAxtidWhoJ0_SBjvvOCAICtO0ptsfN9Dbt0yAsAmoR9OZO3IjAtQ6vfQI9-0NevixzdN5rLqIRwIB1mPEwDYQ337115gNSllRzQRVrpg_VUvGn1UIDxYLQRA/s574/fa57e3baa1f13c80a2f640962f943590.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="574" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh3yZ6r4BMLL2RmfZkKkkSOwjTOPNsdCh1pqsVAK41bzyZjtVAArTvpwZUhs4csSUYWpJGAxtidWhoJ0_SBjvvOCAICtO0ptsfN9Dbt0yAsAmoR9OZO3IjAtQ6vfQI9-0NevixzdN5rLqIRwIB1mPEwDYQ337115gNSllRzQRVrpg_VUvGn1UIDxYLQRA/s320/fa57e3baa1f13c80a2f640962f943590.jpg" width="314" /></a></div><br /><p></p><p>Selam blogger ailesi!</p><p>Hindistan usulü patatesli katmerimi (aloo paratha) bir yandan agzima tikarken , bir yandan da yagli parmaklarimla kilavyemin basindayim. Dur su caydan da bir yudum alayim.</p><p>Evet dostlar ilk hamileligimin 26. haftasindan bildiriyorum. Her sey cok lezzetli gorunuyor!Valla karbonhidrat, seker, saglikli sagliksiz her gordugumu tatmak istiyorum. Göbüsüm de benden once menzile variyor artik.</p><p>Anne olmanin ilk heyecanlari, bebisle ilgili planlar, alisverisler, hayat gailesi derken yazi yazmayali epey oldu.</p><p>Sanirim bu zamanda daha da olgunlastim. Daha farkli bakiyorum hayata. Daha bir sükür icerisindeyim. Ergenlikten ciktik herhalde en sonunda. Zaten hayata bunun icin gelmedik mi ? Daha iyiye dönüsmeliyiz her zaman, dinazorlasmadan yasamali hayati.</p><p>Simdiki evimiz iki odali. Bir odamiz zaten bostu. Orayi bebek odasi yapma gayreti icindeyim. Tabiki montessori egitimi gecmisimi de isin icine katarak, yavrumuza bir montessori duzeni kurmak istiyorum. Burada, Amerika'da montessori dogum ile beraber basliyor. Bebekler icin müthis materyaller var. Kismetse cillop gibi montessori materyallerini raflara dizmeye niyetliyim, kizim icin.. Aaaa evettt dogru , bebisimiz kiz olacak! Bu dönem sabirsizlik, mutluluk, bir nebze endise ile geciyor. Yeni bir sayfa aciliyor hayatimda. En guzel, en temiz sayfalardan... </p><p>Canim kizim saglikla gel.</p><p>Aslinda türk annelere de faydali olmasi acisindan 0-3 yas evde montessori deneyimlerimi paylasma niyetindeyim, ama görelim, olur mu , olursa nasil olur...</p><p>Kendinize cok iyi bakin dostlar! Isiltiniz daim olsun!</p><p>Edischar.</p>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com15tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-60987192685245363902021-10-21T03:30:00.002+03:002021-10-21T03:30:12.449+03:00Detoks 1. Gün<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEg9XecocB10aRCXixYWQnw2iBWGdeIk4ani4iCRyu7_fGzT1KTKZTdaBpLXka5LDFSnGjlwoq3sWFcxQYGbPg0fruTvxOZaA0jFFRz-pzhe1hbVS9FsFik7nM3DJFM3HL893thwzPVS6JCb7ujjTKx_Qleck84JNxLtIuKH6vrOnYF4NJ_wfWS_0WN4-Q=s695" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="695" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEg9XecocB10aRCXixYWQnw2iBWGdeIk4ani4iCRyu7_fGzT1KTKZTdaBpLXka5LDFSnGjlwoq3sWFcxQYGbPg0fruTvxOZaA0jFFRz-pzhe1hbVS9FsFik7nM3DJFM3HL893thwzPVS6JCb7ujjTKx_Qleck84JNxLtIuKH6vrOnYF4NJ_wfWS_0WN4-Q=s320" width="260" /></a></div><p>Merhaba dostlarım,</p><p>Alkali temizlenme detoksunun birinci gününü tamamlamak üzereyiz.</p><p>Valla ne kadar da pis boğaz biriymişim meğer. Sadece smoothie ve çorba ile geçen bir gün beni ağlayacak noktaya getirdi. Vücudumu toksinlerden temizliyorum, diye kendimi sürekli motive etmek zorunda kaldım.</p><p>Neyseki günün son smoothiesinden sonra biraz daha iyi durumdayım. Çünkü günün çoğu yorgun ve isteksiz geçti. </p><p>Nerden çıktı bu alkali detoks?</p><p>Geçen gün amerikanın D&R'ı olan Barnes&Noble'a gitmiştik. Eşim "Alkaline cleanse" diye bir kitap buldu. Zaten vücudumuz artık bazı sinyaller veriyordu bir şeylerin yanlış gittiğine dair. </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEgeLRM5A4HPXAn_7MzQBD7kEpH_4VAayMG8eLBDEgOvluzRitni_aJno1FfUSPmv-8NMaEY0S-WGvVea1VTrZVcdrwR4otphwdwgg39ivp8djSaCl7pqt4Dsfid9eFim8yXK-QZR8oaK3KPBuGbehvwH_yBUuSaLU62KtQB0bXarVHxM7Jngsq8hfgA8w=s658" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="658" data-original-width="563" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEgeLRM5A4HPXAn_7MzQBD7kEpH_4VAayMG8eLBDEgOvluzRitni_aJno1FfUSPmv-8NMaEY0S-WGvVea1VTrZVcdrwR4otphwdwgg39ivp8djSaCl7pqt4Dsfid9eFim8yXK-QZR8oaK3KPBuGbehvwH_yBUuSaLU62KtQB0bXarVHxM7Jngsq8hfgA8w=s320" width="274" /></a></div><p>Alkali olma, antiinflamatory diyetlerini takip ediyorduk ama hiç bir zaman başlayamamıştık. </p><p>Bugün başladık. Başlamaz olaydık. Asla eve girmeyen besleyici meyveler ve sebzeler alındı, smoothieler yapıldı. </p><p>Mesela kan portakalı, greyfurt, kereviz sapı, spriluna, pırasa...</p><p>Meyve suyu sıkacağım bile var artık. (ki asla meyve sıkacağı almam diyordum)</p><p>Gün ilerledikçe, "ee kahvaltı ne zaman?" diye sinyaller almaya başladım beynimden. Halbuki çoktan meyve suları ve çorbalar içilmişti. Velhasıl kelam zor oldu. Zor zor çok zor detoksa girmek. </p><p>3 gün yapacaktık ama 2 güne düşürdük süreyi. Bakalım yarın nasıl geçecek...</p><p>Yine de bir parça mutluyum, vücuduma yaptığım iyilikten dolayı.</p><p>(açıııımmmmm yaaaaaa!!!)</p><p>Edischar.</p>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com2tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-69198724642458209872021-10-09T02:15:00.002+03:002021-10-09T02:15:08.365+03:00Bu Benim Dunyam<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEg2kYeN-4BsPvKAZ3ecDleGAf43YbTFkkJszD35V32WWtqCO7jVLAHbjQ1GNefq9LV9AKCVTcEAo9kLQInNt2MVkUGMWDk7fA30YrxHI55RGD6yC6cHZ53DNMm1-KmYp4QP1TFecwOtBk1obfmipzFyZQT-urQyHBoPS8Lv85klGPKkZFv85HLT1fZ98g=s1200" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="800" data-original-width="1200" height="213" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEg2kYeN-4BsPvKAZ3ecDleGAf43YbTFkkJszD35V32WWtqCO7jVLAHbjQ1GNefq9LV9AKCVTcEAo9kLQInNt2MVkUGMWDk7fA30YrxHI55RGD6yC6cHZ53DNMm1-KmYp4QP1TFecwOtBk1obfmipzFyZQT-urQyHBoPS8Lv85klGPKkZFv85HLT1fZ98g=s320" width="320" /></a></div><p>Selam dostlarim,</p><p>Kendimi kesfetme yolculugum bitmedi gitti. Hobilerim nelerdir, diye arayip duruyorum. </p><p>Resim mi , muzik mi , bitki yetistirmek mi, siir yazmak mi… Nedir o beni mutlu edecek ve kapsayacak sey. Duzenli bir ise donusturecegim o tutkum nedir?</p><p>Hay Allahim, nasil bir egitim sisteminden, hayat cemberinden gectim ki mezuniyetim bir ise yaramadi.</p><p>Herkes catir cutur kendini bulurken, hatta o alanda ilerlerken; ben 26 yasinda hala o daldan o dala atliyorum. Bir de ‘bu mu yani, bu mu benim tutkum’ deyip hicbir seyi begenmeyip, yine bos bir teneke gibi kaliyorum.</p><p>Ne cok yetenegim vardi kucukken. Resim ciziyordum, gitar caliyordum, ingilizce ogreniyordum. </p><p>Ne oldu da her sey bir anda koreldi. </p><p>Eger icindeki cevheri disari cikarabilirse mutlu olabilirmis insan. E hadi bulayim su cevherleri gari.</p><p>Evren bana bir mucize yolla lutfen. :))))))))</p><p>Edischar</p>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-44716554258572603632021-10-06T01:37:00.002+03:002021-10-06T01:37:21.751+03:00Amerika’da Sonbahar Ruhu<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEjY6gFlLGW_sC7BH8rXnhPfgiq985R_UwWbmszBBuriEa5vypZiOLChr67f-D5jvDs3OABEA4fsaIIJiSrIiSpzKNaZukAZLZu8UdcUP8wDSQS4pZvXTn67K7mNfIa9pC0ex_cu8NtcDabCOs4xIiI7kYlmCnFDwFbzdCYqhTWtT-B651H7OrbsnBsNRw=s1308" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1308" data-original-width="736" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEjY6gFlLGW_sC7BH8rXnhPfgiq985R_UwWbmszBBuriEa5vypZiOLChr67f-D5jvDs3OABEA4fsaIIJiSrIiSpzKNaZukAZLZu8UdcUP8wDSQS4pZvXTn67K7mNfIa9pC0ex_cu8NtcDabCOs4xIiI7kYlmCnFDwFbzdCYqhTWtT-B651H7OrbsnBsNRw=s320" width="180" /></a></div><p>Sunu soylemem gerekir ki, burada sonbahar kucak dolu bir sevgiyle karsilaniyor.</p><p>Eylulden itibaren, her yere ‘fall’ temali aksesuarlar konuyor. Is yerleri, kafeler, alisveris merkezleri her yer sonbahar renkleriyle, bal kabaklariyla ve turuncu yapraklarla susleniyor. </p><p>Bir de balkabagi aromali kahve, balkabakli turta, balkabagi corbasi vazgecilmezler arasinda. </p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhBypno9T2dA1MdDzkHr2gBm7olojM4Eqye2BONP0-YRfnbEHiRPJd8SRR1srs8V1LSY0bbBmPPOfuWvC42mTss1q9uKHmx_TSfNy774DAbGBqHDIJjm9tpjELzDYF8CgnKKeLPF2AObErrfo3eFhx3Y9GInggWs8Vnf_ufRMnetMz4nZ8rqNGd09ifrg=s1190" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1190" data-original-width="823" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhBypno9T2dA1MdDzkHr2gBm7olojM4Eqye2BONP0-YRfnbEHiRPJd8SRR1srs8V1LSY0bbBmPPOfuWvC42mTss1q9uKHmx_TSfNy774DAbGBqHDIJjm9tpjELzDYF8CgnKKeLPF2AObErrfo3eFhx3Y9GInggWs8Vnf_ufRMnetMz4nZ8rqNGd09ifrg=s320" width="221" /></a></div><p>Ozellikle evlerin icinde sonbahar temasina yer veriliyor. Kirlantlerin rengi degistiriliyor, elma ve tarcin kokulu mumlar, balkabagi kokulu mumlar her yere yerlestiriliyor.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEjSn91b8ktqjQnz4dN0tGWaH-wLAzesxOWWTKrPZU0ykZ0fDHKzy6gQYUGmQFZXzC0cSbcQq5uxuFFxFfH5RuuVfiknQTXVT8ONFWEQNO8S4bKrUhNFP851Mp9ziahTpwdyEEeCA4UEiQf349DTA_N2yBmguoDCh-so73JdTdHUHZaEXe_VR65cEXp31g=s704" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="704" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEjSn91b8ktqjQnz4dN0tGWaH-wLAzesxOWWTKrPZU0ykZ0fDHKzy6gQYUGmQFZXzC0cSbcQq5uxuFFxFfH5RuuVfiknQTXVT8ONFWEQNO8S4bKrUhNFP851Mp9ziahTpwdyEEeCA4UEiQf349DTA_N2yBmguoDCh-so73JdTdHUHZaEXe_VR65cEXp31g=s320" width="256" /></a></div><p>Kapi onlerine cali supurgeleri, yine ve yine balkabaklari konuluyor.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEiDG6qygunhOOy4qkKIhVi7-QLV93zPGxztRGSIfvDbqFPHda4G96BfIyK5LrDXeXIeZHsSh9FuI551un4NFDCSeliJ-2uzgGl6dgugP0Vpen5TBsf-yXWjQb0Qt_dFfnky_SmOxh2f8nf-FBomotU7oXDFMhFp5I6SqPM7lD7t7SFf-iUDLbiEI--84Q=s1154" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1154" data-original-width="768" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEiDG6qygunhOOy4qkKIhVi7-QLV93zPGxztRGSIfvDbqFPHda4G96BfIyK5LrDXeXIeZHsSh9FuI551un4NFDCSeliJ-2uzgGl6dgugP0Vpen5TBsf-yXWjQb0Qt_dFfnky_SmOxh2f8nf-FBomotU7oXDFMhFp5I6SqPM7lD7t7SFf-iUDLbiEI--84Q=s320" width="213" /> </a></div><p>Ekimin sonunda gelecek olan halloween, yani cadilar bayrami suslemeleri ise apayri bir sanat. Herkes birbirinden ilginc ve korkunc objeleri evlerinin girislerine yerlestiriyorlar.</p><p>Sanatci ruhlularin ve sonbahari sevenlerin vakti geldi…</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEjT05KqPrqP_1UbCUFKyC8_8XJfGR9j5gsEjMFpR2epyLqp2m0fmyZc7Wf39N5oTE9TZQ34DrofqERe1p0nlPqPzQpHouo8dUdSPs5HbOR0aQiWjQxup2fzr0R_YHzOiSh0b9LOA7kgp4WzrgBCvmLvrk53t2srnBPAr6ipJWjFfQS75g_VqG9bPUxj9A=s705" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="705" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEjT05KqPrqP_1UbCUFKyC8_8XJfGR9j5gsEjMFpR2epyLqp2m0fmyZc7Wf39N5oTE9TZQ34DrofqERe1p0nlPqPzQpHouo8dUdSPs5HbOR0aQiWjQxup2fzr0R_YHzOiSh0b9LOA7kgp4WzrgBCvmLvrk53t2srnBPAr6ipJWjFfQS75g_VqG9bPUxj9A=s320" width="256" /></a></div><p>Suanda sonbahar ortasinda olsak da, ayni ruhu ve sicakligi yakalamak icin gec degil! Herkese mutlu ve duygulu bir sonbahar mevsimi diliyorum!</p><p>Sevgiler,</p><p>Edischar. </p>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-61050994195666328142021-10-06T01:06:00.004+03:002021-10-06T01:08:18.816+03:00Amerika Gunlukleri Basliyor<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEj1zVJsNiDJdFr7S00DlvIpi34O5ENvF-cJrWc9WkO6J5aurY-Y8iSPXUKoSbj1eLt_H8RSFmZe6T7Etf8TFEFtYEdYrcMtszVntzJmw-E5XLB--Z78GtbP8hNd-uNF0K_a_CDtUWHpJ_LKa7bWqJkTk164nzPwGteuYVY1s3U65c75LGEpkFWP5217yg=s1237" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1237" data-original-width="957" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEj1zVJsNiDJdFr7S00DlvIpi34O5ENvF-cJrWc9WkO6J5aurY-Y8iSPXUKoSbj1eLt_H8RSFmZe6T7Etf8TFEFtYEdYrcMtszVntzJmw-E5XLB--Z78GtbP8hNd-uNF0K_a_CDtUWHpJ_LKa7bWqJkTk164nzPwGteuYVY1s3U65c75LGEpkFWP5217yg=s320" width="248" /></a></div><p>Merhaba arkadaslar,</p><p>New York’tan tasindik. Suanda Florida eyaletinde , Orlando sehrindeyim.</p><p>Belki daha once duyanlariniz vardir bu sehri. Malumunuz, Walt Disney World ve Universal Studios bu sehirde.</p><p>Gecen hafta gelip evimizi tuttuk. Henuz esyalarimiz gelmedi. Esim ise gidip geliyor, ben de evde pinekliyorum. Bulundugumuz sitede kucuk bir gol var. Sabahlari yuruyuse gidiyorum, bazen de spor salonuna. Birkac kere havuza da gittim. Aslinda burada delta varyant virus yuzunden herkes cok tedirgin. Cogunluk kapali alanlarda maske takiyor. Ben ise `yeter ya virus virus, asimizi olduk yeter iste daa’ edasinda her yere girip cikiyorum.</p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEildDBbc37TU2WeckIadhOcg9qP8izXoBqx6He6y8cdtAsCPK0YXLkGhjzieXQIl2m8vBfbiPMy7Ik9BFxprCVhXGaOinD8VyyvveoMWPiX5Yzt9hE0TPsBxw6qCO0rwWRIQM5gUm7L9bjlnbyiUuxpPx7W3YnLbdfaESXYysfRUrkyzdgVv6IzfS9aJA=s2048" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="2048" data-original-width="1536" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEildDBbc37TU2WeckIadhOcg9qP8izXoBqx6He6y8cdtAsCPK0YXLkGhjzieXQIl2m8vBfbiPMy7Ik9BFxprCVhXGaOinD8VyyvveoMWPiX5Yzt9hE0TPsBxw6qCO0rwWRIQM5gUm7L9bjlnbyiUuxpPx7W3YnLbdfaESXYysfRUrkyzdgVv6IzfS9aJA=s320" width="240" /></a></div><p>Gerci bu sabah bogazimda bir agri hissedince korktum tabi, o yuzden bugun bir yere cikmadim. Ama hasta da olmadim sukur.</p><p>Yeniden yeni bir programa ve bu sehre alismam gerek. </p><p>Ya sen kalk turkiyelerden buralara gel, bir de hayat kur. </p><p>Ama gercekten bu kendine bictigin deger ile ilgili.. Ben zaten hep yurtdisina aittim, Turkiyeye ait degildim. Hep bir gitme fikri aklimdaydi. Bir sekilde de nasip oldu. </p><p>Yavas yavas yasadiklarimi gunluk gibi tutmaya baslayacagim(!) Hadi bakalim ne kadar istikrarli olurum gorecegiz. </p><p>Belki sonra birilerine faydali da olur.</p><p>Bu aralar:</p><p>Iciyorum: Bitki caylari, nespresso yulaf sutu ile</p><p>Yiyorum : whole foods marketten antin kuntin seyler</p><p>Izliyorum: Friends. Gercekten beni ilk bolumden icine aldi, acayip yumus bir dizi.</p><p>Dinliyorum: kendi ic sesimi</p><p>Okuyorum: On kucuk zenci - Agatha christie. </p><p>Sevgiler,</p><p>Edischar</p>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-23069483332080226402021-08-22T19:37:00.003+03:002021-08-22T19:37:47.916+03:00Bir Baska Memleket<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhWmgz3ocwkzBlxQq5gBZbAgBGSJFjUWsBvCx1uZoC_sNW6hoVNIPgyBzLRTHn80lFfOgC-_RIJsvf9KnL4D9BlgENuZkse3y-KsgOJM-cJgy0WmxlkiBCqbqJ3QLBfpwX5NwYL56lgS3JPaLf7SmE0RGn1rRdirmR0AM2fpjkFLQHrAeH7ztfb7FxECA=s1200" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="1200" data-original-width="969" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/a/AVvXsEhWmgz3ocwkzBlxQq5gBZbAgBGSJFjUWsBvCx1uZoC_sNW6hoVNIPgyBzLRTHn80lFfOgC-_RIJsvf9KnL4D9BlgENuZkse3y-KsgOJM-cJgy0WmxlkiBCqbqJ3QLBfpwX5NwYL56lgS3JPaLf7SmE0RGn1rRdirmR0AM2fpjkFLQHrAeH7ztfb7FxECA=s320" width="258" /></a></div><p><br /></p><p>Selam dostlarim </p><p>Nasilsiniz? </p><p>Turkce kilavyem olmadigi icin artik ingilizce karakterlerle yaziyorum, idare ediverin.</p><p>Ruyalar ulkesi Amerika’da 11 ayi devirdik. Neredeyse 1 yil!</p><p>Bu ulkeyle ilgili bircok gozlemim oldu. Iyi yanlari da var kotu yanlari da. Cunku biliyorum Amerika deyince cennet gibi bir yer geliyor akillara. </p><p>Insan once kendi icinde mutlu olmayi bilmeli ki gittigi yere de mutlulugunu gotursun.</p><p>Yazmaya buyuk ozlem duyuyorum, lakin blogger artik beni tatmin etmiyor. Diger blog yazma sitelerine de bir turlu isinamiyorum. O yuzden boyle kulaklarim tavandan asilmis gibi bekliyorum. </p><p>Keske bir Amerika gunlugune baslayabilsem, ama nerede ve nasil …</p><p>Edischar.</p>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com5tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-524648147095950232021-05-19T02:06:00.001+03:002021-05-19T02:06:20.019+03:00merhaba. <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEij40Bp30dWL_rX6Xat9LGLclnc6F4yOVbKCQPqysMzwRBdXNfP0MiA1MDtbIVkLA_3JvPt5mIBfhgzgs07lReJdW9u1IUxd7LICJP6SV0PqpADTND3ZuguPHlzoU4Ck9EdBwPtrcrIVuaS/s564/f2cc6a19180f2a2d65a26c09a37d0cbd.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="564" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEij40Bp30dWL_rX6Xat9LGLclnc6F4yOVbKCQPqysMzwRBdXNfP0MiA1MDtbIVkLA_3JvPt5mIBfhgzgs07lReJdW9u1IUxd7LICJP6SV0PqpADTND3ZuguPHlzoU4Ck9EdBwPtrcrIVuaS/s320/f2cc6a19180f2a2d65a26c09a37d0cbd.jpg" /></a></div><p>Şimdi bir yazı yazacağım. “Hikayeni anlat.” diyor. Hakkaten, neydi senin hikayen? 25 yılın özeti, keşfettiğin kadar kendin.. Neler öğrendin, ne kadar buldun kendini?</p><p>Nelerde iyisin, neleri “yapamam” deyip bir kenara attın? Körelttin yeneteklerini, hayal gücünü, hislerini, istediklerini.</p><p>Gerçekten de büyürken değişiyormuş insan. Bir cenderenin içiymiş hayat. Bir çamaşır makinesi gibi dönüyorsun tamburun içinde. Bazen boğuluyorsun, bazen de arınıyorsun, ama unutma çamaşırlar temiz çıkıyor makinenin içinden. Bu dönemeçlerden, bu tecrübelerden karlı çıkacak olan “Sen”sin.</p><p>Bazen kül olacaksın ama her zaman bil “küllerinden yeniden doğma”yı.</p><p>Kendini aramak, keyifli de bir yolculuk..</p><p>Sadece unutma “yol”da olduğunu.</p><p>Teslim olma, duygularına çok fazla.</p><p>Her huzursuzluğa eyvallah demeyi bil.</p><p>Gülümse gidene, “hoşgeldin” de gelene.</p><p>Her zaman bir sığınak bul kendine, kendin olabildiğin, keyif alabildiğin..</p><p>Sevgiler,</p><p>Edischar.</p>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com7tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-61394730473744600122021-05-19T01:26:00.000+03:002021-05-19T01:26:20.471+03:00Küllerinden Yeniden Doğmak<p></p><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhv5XThkFOSCtrneQR17lPfoUdTOrwpiSaVLo5oQ25ps97AXOzRMpN7xDDRDcXdYH5_fAMCVA6hW6xmuQdgRDX-I5gZz0Rr5vE-3kiij6pWqEK0Ltl4q6dIzOCWKH2XS5I_lqbB4ExPyc_P/s787/1f62a844dd9ce65e21c7ab0bd016964c.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="787" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhv5XThkFOSCtrneQR17lPfoUdTOrwpiSaVLo5oQ25ps97AXOzRMpN7xDDRDcXdYH5_fAMCVA6hW6xmuQdgRDX-I5gZz0Rr5vE-3kiij6pWqEK0Ltl4q6dIzOCWKH2XS5I_lqbB4ExPyc_P/s320/1f62a844dd9ce65e21c7ab0bd016964c.jpg" /></a></div><br /><div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><br /></div>Doğduğumuz ev kaderimiz midir cidden? Peki kendi seçimlerimiz sandıklarımız,<br /> gerçekten de bizim seçimlerimiz mi? Televizyonda psikolojik diziler çoğaldı, herkes kendine terapi yapmaya başladı. E bu da güzel bir bakıma.<p></p><p>Peki şu özgüven meselesi? Peki insanların her dediğini ciddiye almak ve hayatına yön vermelerine izin vermek de ne? </p><p>Ah be kızım Edischar. Sen ne özgüvenli, ne çatlak, ne zeki bir kızdın. Ne oldu da kanatlarını kırmalarına izin verdin. </p><p>-Tamam abla kızma, biz de kırılmış kanadımızı kül eder ve küllerimizden yeniden doğarız!</p><p>Gümbür gümbür geliyorum yine hayata, insanlara karşı dimdik! Sana "Yapamazsın, edemezsin." diyenler, potansiyelini göremeyenler utansın.</p><p>Sen her halinde güzelsin ve her zaman da yeniden yeniden denemeyi bilirsin. Başarıyı her yerde yakalarsın! </p><p>Bunca yıldır, her yeteneğini köreltmeyi başardın seni tebrik ediyorum ama hiçbir şey için geç değil bu hayatta. Hele ki 25 yaşındaysan, yolun başındaysan. Her istediğini yapabilecek kapasitedesin. Olsun bazen insanın özgüveni düşer, bazen tamamen düşer ama yeniden kalkmayı, güçlü olmayı bilmeli insan. Eğer öyle olmasaydı zaten yürümeyi de öğrenemezdin. Bir kere düşünce bırakırdın, korkardın. Ama korkmadın, yeniden kalktın ayağa. Hadi şimdi koy kendini ortaya. Onlar korksun, onlar seninle nasıl baş edeceklerini bilemesin. </p><p>Edischar</p>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-85578140485733334212021-02-05T23:18:00.000+03:002021-02-05T23:18:46.979+03:00Nereye gidersen git, sen yine sensin. <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjwuUaKN6-hL6PKrSWgViX2Lz0tTfNLENEDDUZPDCMJeho2co0F67xb3KLQifrL9SLFCAXCrXG43UMjvQg8dYhgaz8gllAaSCWs5AUJZIshWb5fUWrjAZTNr5GY1bo0dTDkr-mlcba-1NOI/s600/4e4a3f2b393d03904556cd068feb567b.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="600" data-original-width="450" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjwuUaKN6-hL6PKrSWgViX2Lz0tTfNLENEDDUZPDCMJeho2co0F67xb3KLQifrL9SLFCAXCrXG43UMjvQg8dYhgaz8gllAaSCWs5AUJZIshWb5fUWrjAZTNr5GY1bo0dTDkr-mlcba-1NOI/s320/4e4a3f2b393d03904556cd068feb567b.jpg" /></a></div><p>Neydi arkadaşlık? Neydi özgür olmak?</p><p>Bakıyorum şimdi çevreme. Kim gerçekten arkadaşın? Kime güvenip her şeyini söyleyebiliyorsun, hiç çekinmeden. Ya bu da bir gün bu acımı alır da yüzüme vurur, en iyisi kendime saklayayım sırlarımı demeden.. Şimdi beni şöyle sanacak, böyle sanacak demeden.. Arkadaşlık biz küçükken miydi? </p><p>Şu an kardeşim dediğim insanlar bile tatsız bir anı gibi damağıma yapışır oldu. Seni olduğun gibi kabul etmezler, kullanırlar, işlerine yaramazsan çöpe atarlar. Ama yine ihtiyaçları olursa çöpten çıkarırlar. </p><p>Şimdi bir çocukluk arkadaşım var. 10 yaşından beri kopmadı bağımız. O Portekiz'de, ben ise Amerika'da. Aslında nasıl da kafamız uyuyormuş. İkimiz de doğduğumuz ülkeden kaçma peşinde. Hep yabancı ülkelere ve kültürlere özenerek geçen çocukluğumuz.</p><p>Onu seviyorum, konuşurken çok rahatım da, ama her şeyimi söyleyemiyorum. Ya anneme tüm bildiklerini anlatırsa? Artık annesinden sır saklayan çocuklarız çünkü. Öğrendik yalan söylemeyi. O söylemese bile, annesi anneme söyler diye, yine saklıyorum hayatımın gerçeklerini. </p><p>Bir de nedir özgür olmak? Özgür müyüm kendimi gerçekleştirirken? Beni beğenirler mi, böyle kabul ederler mi? Hep bir kendi gerçekliğini saklama kafası..</p><p>Biliyor musunuz, yine de ben hayatımdan çok memnunum, bu tadı kaçmış ilişkilere rağmen.</p><p> "Ateşböceği Yolu" dizisini buldum netflixte. En sevdiğim romanlardan biridir, diziye uyarlamışlar. Ordan aklıma geldi bu. Birbirlerinin her şeyini bilip yine de kabul eden iki zıt karakter ama müthiş bir bağ. </p><p>Şimdi bugün evdeyim, dinleniyorum aldırmadan zamana.. Oh be.. Dünya varmış(!)</p>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com3tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-26193618829219841352021-01-29T03:05:00.002+03:002021-01-29T03:30:35.252+03:00Kafam Akvaryum<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYW6tm_QnUq2JPnqhq83FvrXz8be6b-bl-AYobbTTNT8jGg4fplONT2IS1SJjfp8C_SBV3Zycun3jT_Tii0lYmd1shd8TrgetiO5TPpkzlu4RF31456jAfB7xXoyMDwNbxmCFBazgsm38L/s755/fb8547923b9f21018494089c043cdc87.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="755" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhYW6tm_QnUq2JPnqhq83FvrXz8be6b-bl-AYobbTTNT8jGg4fplONT2IS1SJjfp8C_SBV3Zycun3jT_Tii0lYmd1shd8TrgetiO5TPpkzlu4RF31456jAfB7xXoyMDwNbxmCFBazgsm38L/s320/fb8547923b9f21018494089c043cdc87.jpg" /></a></div><p>Şu hayatı paket halinde verselerdi ya. Youtube'dan farklı hayat tarzlarını izleyip özeniyoruz. Yok sağlıklı yaşam, yok sağlıklı yemekler, efendime söyleyim mum yapanlar, örgü örenler, doğal krem yapanlar, hyyga myyga...</p><p>Binbir türlü kaliteli yaşadığını gösteren insanlar.. Özeniyorum, hepsini yapmak istiyorum. Hem iyi fotoğraf çekeyim, hem gezgin olayım hem evimin dekorasyonuyla uğraşayım.. Olsaydı ya şöyle paketler, yetenekler paket halinde verilseydi. </p><p>25 yaşına geldim, bak ciddiyim hala daha keşkelerle yaşıyorum. Şunu yapsam, bunu yapsam, ah şöyle olabilseydim.. Nedir bunun sırrı? Zamanımız da var. Korona geldi, herkes evinde nasılsa artık. İstemesen de evdesin. </p><p>Nasıl bulacağız akan su yolunu? Maymun iştahlı gibi her şeyi de denemek istemiyorum ama bir şeylerde en iyisi olmalı insan.. Bir özelliğiyle bilinmeli. "Bu işte çok iyidir, bu konuda tavsiye mi lazım? şu insana git.." </p><p>Velhasıl kelam yine motivasyona ihtiyacım var. </p><p>Bir sırt çantası olmalı insanın, yanında taşımalı kitabını, yemeğini, hobisini.. </p><p>Şimdi oturdum "masumlar apartmanı"nı izliyorum. Son bölümdeyim, 19. Amerika'ya geldim geleli bu sefer de Türk işlerine merak saldım. Uzağa gelince anlaşıldı bazı şeylerin kıymeti. </p><p>Her neyse, mutluyum ama. Sanmayın ki şikayet ediyorum. Hayır! Daha fazlasını katmak istiyorum kendime. Tüm mesele bu. </p><p>İyi ki şu Edischar var, rosy yanaklı, masal kahramanımız. Hayatın içinde bir hayat. Yine çekip çıkarıyor hayat rutinin içinden. </p><p>Kalbinde hep bir merhamet, umut ve ışık..</p><p>Işıldasın günlerimiz! Heyhat!!</p><p><a href="https://www.youtube.com/watch?v=fgvWCWTmkwc" target="_blank">n'apacaksın döndüğünde devran?</a><br /></p><p>Edischar.</p>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com4tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-9370400127975692542021-01-24T17:16:00.001+03:002021-01-24T17:16:57.249+03:00EV-LEN-DİM!<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7jNAyFdkzVtjGwu6kU2WsPNPrLS04Epoo9PPCi6BfKE7I_LR0ilQsAOGIuI1dZ63243EZL9yVxS1ecco0rut7QAdtg_ixc5rI_eq1Wrlz6YqC5EU9ieLauUS7BQPXoQRVvjuQIUKYQ1qc/s480/7979d117eb28c9d7b7042bec1e89ab91.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="480" data-original-width="360" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj7jNAyFdkzVtjGwu6kU2WsPNPrLS04Epoo9PPCi6BfKE7I_LR0ilQsAOGIuI1dZ63243EZL9yVxS1ecco0rut7QAdtg_ixc5rI_eq1Wrlz6YqC5EU9ieLauUS7BQPXoQRVvjuQIUKYQ1qc/s320/7979d117eb28c9d7b7042bec1e89ab91.jpg" /></a></div><p>Sırf evlenmeyi mi beklemeliydim buraya gelip yazmak için! Hiç mi acıman yok, ne güzel günlerin geçti bu blogger da be Edischar. Zalımsın kızım. </p><p>Bayanlar baylaaarrr, çılgın ve muzur kızımız Edischar'ın başı bağlanmış, dünya evine girmiştir, tüm sevgili blogger ailesine duyurulur!!</p><p>Hem de nerede evlendi??? Tabiki geçtiğimiz yazıda bildiğiniz üzere, rüya memleket Amerika'ya gelmiştim. Hiç buraya geldikten sonra geriye döner miyim? Asla :)</p><p>Kocişkom. Ne yaptım ne ettim en sonunda beyaz atlı prensime kavuştum <3 Şimdilik sır perdesini aralamıyorum, lakin mutlu bir yeni gelin olduğumu bilin yeter.</p><p>Henüz balayına gidemedik, yarın rüya gibi bir yere gitmeyi planlıyoruz. Şu aralar popüler olan Lake Placid bizim için ideal. Burada kış çetin geçiyor. Biz de tatilde, DAHA DA ÇOK KAR olan bir yere gidip karın tadını çocuklar gibi çıkaralım istedik ehe. Şaka bir yana, hep kafamıza kazınmış olan, şömine başında oturmak, karşılıklı içeçeklerimizi yudumlamak .. Tek romantizm anlayışımın bu olması.. Bizi dağ evinde romantik balayına doğru sürüklemeye yetti.</p><p>Evlenmemin yanı sıra, bu artık Türkiye'ye dönmeyeceğim ve Amerika'da yaşayacağım anlamına geliyor. </p><p>Helal be sana Edischar, ne yaptın ettin çıktın kabuğundan. </p><p>Bu arada İngilizcem de acayip gelişti. En güzeli gelip buralarda öğrenmek, öbür türlüsü zor.. Zaten Türkiye'de öğrendiğin ingilizce, ingilizce değil. Bir Amerikan aksanını gel duy, "Bu hangi dil ? Senelerce öğrediğim dil bu olamaz." dersin..</p><p>Ponçiklerim, siz nasılsınız? Neden bu bilgisayar başına oturmak bu kadar zor? Özellikle fotoğraf yüklemek !! off. Keşkem üşengeç olmasaydım da sizinle bol bol fotoğraf paylaşsaydım(!)</p><p>Belki de artık bir macbook alma zamanım gelmiştir.</p><p>Bol kucaklı sevgiler, korona günlerinde bile,</p><p>Edischar.</p>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com13tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-89884780241065614212020-12-06T04:35:00.002+03:002020-12-06T06:37:33.896+03:00Amerikanya Rüyası <div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh80jSogUN3cEO0u1BRspf1m3hzQIB3rh1-X_X6W9jglFHjJevWzUx0av05wzSYyIbGmFIgL8yJwWz46rN-pXgbwz1eBojE_StMSW6-CKnBcja0emvtS0J7ZgFhW0zJKDAaieE-zbCQvbeU/s870/b00d4b1df1079c507263a733e8ba084a.jpg" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="870" data-original-width="564" height="320" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh80jSogUN3cEO0u1BRspf1m3hzQIB3rh1-X_X6W9jglFHjJevWzUx0av05wzSYyIbGmFIgL8yJwWz46rN-pXgbwz1eBojE_StMSW6-CKnBcja0emvtS0J7ZgFhW0zJKDAaieE-zbCQvbeU/s320/b00d4b1df1079c507263a733e8ba084a.jpg" /></a></div><br /><div><br /></div>Arkadaşlar!! <div>New York'tan bildiriyorum. </div><div>Şimdi siz de benim gibi bir Türkiye'li olarak, New York deyince hemen Times Square, Manhattan, Central Park falan algılıyorsunuz. O iş öyle değil. New York, kocaman bir eyalet. İçerisinde şehirler var. Şehirler o kadar büyük değil, bizim ilçelere benziyor. Ben de onlardan birindeyim işte. Upstate New York diyorlar genel olarak.</div><div><br /></div><div>Yav arkadaş, ben ülkeme kurban olaydım. Burada kış çok farklı. Saat 4 buçukta hava kararıyor. Her gün D vitamini alıyorum. Almazsan, kollarını kesersin diyorlar. Çünkü güneş yok güneş! </div><div><br /></div><div>Yemek desen, yiyorum yiyorum doymuyorum. Çünkü yiyeceklerde besin yok.. Sebzeler bir tatsız bir tatsız. Organik domates, salatalık falan alıyorum işte ekstra ücretle.</div><div><br /></div><div>Bir de çok soğuk. Kar yağıyor burada. Dağ başına gelmişim meğer. Siirt gibi bir yer. Ama gene de kocaman süpermarketler var. Pizzacılar var işte, küçük bir kasaba bile olsa.</div><div>New York'ta okul açılmayınca böyle ucuz bir çözüm buldum kendime ama bilmiyorum ne kadar doğru ettim. </div><div><br /></div><div>Amerika'lılar gerçekten çok Amerikalı! Burger yiyip, bira içiyorlar ve beyzbol maçı izliyorlar. Bir de kasket şapka takıyorlar. İlk günler böyle kendimi Amerikan filmi içinde hissetim. Hatta 2-3 hafta öyle geçti. Şimdi biraz daha alıştım.</div><div><br /></div><div>Arkadaş bir de bunların aksanı beni mahvetti. Tüm özgüvenim yerlerde. İngilizcem tam gelişti diyorum, bir starbucks'ta kahve sipariş edeceğim, "akfhakljfal" diyor bana. Hönk diye kalıyorum. Ne diyon la? </div><div>How are you doing? diyormuş, "naber" demek. Ama o nasıl bir aksan?? </div><div><br /></div><div>Niagara Şelalesine gittim bu sürede, bir de Florida. Eğer oturabilirsem bilgisayar başına yazarım.</div><div><br /></div><div>Şimdilik kendinize iyi bakın.</div><div>Edischar.</div><div><br /></div>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com10tag:blogger.com,1999:blog-7493533560450227334.post-46074217564710207662020-12-05T02:24:00.000+03:002020-12-05T02:24:09.979+03:00Edischar Amerika'da!<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjsU0XjkqzUWfBcoJn1Ej7IuT-rOXlXGCJyZwMxxvBxryGkda3w83DBlHHnVSaX-5Wy-nxuQkdYnOdVlDWJ6rJl-CACrESnzK0nCPrraK3gmOkt1APa17iVSOXBa_9SPf-I093ElLR96Wsf/s564/290e70ccf1061cb4cae27d627de71ec4.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" data-original-height="483" data-original-width="564" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjsU0XjkqzUWfBcoJn1Ej7IuT-rOXlXGCJyZwMxxvBxryGkda3w83DBlHHnVSaX-5Wy-nxuQkdYnOdVlDWJ6rJl-CACrESnzK0nCPrraK3gmOkt1APa17iVSOXBa_9SPf-I093ElLR96Wsf/s320/290e70ccf1061cb4cae27d627de71ec4.jpg" width="320" /></a></div><br /><p><br /></p><p>Hey dostlar!!</p><p>Nasılsınız?? Bu girişi sevmiyorum ama, ne kadar uzun zaman olduu!!!</p><p>Koronadan ölmedim şükür elhamdülillah. </p><p>Şuan Amerika'dayım! "Ah bizim çılgın ! :)" dersiniz siz şimdi. </p><p>Eylülün 22'inde geldim New York'a. Valla New york. Gözlerime mi inanamıyom :O</p><p>Aralıkta olduğumuza göre 3 ayı bitirmişim burada.</p><p>Kız İngilizce kursu diye geldim, okullar açılmadı iyi mi.. Online ingilizce kursu alıyorum, hem de Amerika'dayım. Geziyorum işte. İngilizceyi ilerlettim şükür. 1.5 yıl önce başlamıştım blogta ingilizce motivasyonumu anlatmaya. Hatırlayan hatırlar. </p><p>Şimdi biraz kafa karıştırıcı oldu , dur baştan alalım.</p><p>New York'ta bir okulda İngilizce programı satın aldım. Yüzyüze eğitime gelecektim. Online olarak Türkiye'de başladım, daha sonra vizeyi alınca da Amerika'ya gelip devam edecektim. Vize çıktı, Amerika'ya geldim. Tam okul açılacak bir mail geldi. "Korona vakaları artışından dolayı, okulumuz Ocak ayında açılacaktır." diyor. Aslında çok da şeyetmedim. sonuçta Amerika'dayım. </p><p>Daha ne kadar buradayım belli değil. Umulur ki daha fazla yazayım.</p><p>Kimler burada? Bir tıklatın :)</p><p><br /></p><p>Sevgiler, </p><p>Edischar.</p>Edischarhttp://www.blogger.com/profile/17864721726148436426noreply@blogger.com11