31 Aralık 2025 Çarşamba

Dünya Iyilik Elçisi - Giriş



Başkahramanımız Güneş…

Kız okurlarımız için kız, erkek okurlarımız için erkek… Ya da kendini nasıl hissediyorsan…

Güneş’in içinde bir şeyler kıpırdanıyordu, tanıdık bir his, ama çok ötelere itilmiş, saklanmış ve utanılmış bir his. Kendin olmak. 

Çabalıyordu, zorluyordu Güneş, çocukluktaki hislerini yeniden yaşamaya, gün yüzüne çıkarmaya çalışıyordu. Özgürce konuşabilmenin hasretini çekiyordu, bir kere olmuştu yıllar sonra. İçinden gelen kelimeleri arkasını düşünmeden söyleyivermişti karşısındaki çok eski dostuna. Ve işte şimdi o anın verdiği güç ve tanıdık muhteşem hisle büsbütün kendi olarak konuşmak, anlatmak istiyordu. İçindekileri tüm dünyaya cesurca anlatmak istiyordu. Boğazı düğümlenmeden, çatallaşmadan, silikleşmeden… Özgürce, bangır, bangır, dobra dobra konuşacaktı, anlatacaktı… Belki de yazacaktı.


Özgürlükler ülkesi Amerika’daydı. Özgürce konuşabilecekti, gezebilecekti, tanışabilecekti, yeni insanlar, kültürler tanıyacaktı.Hani burası özgür bir ülkeydi ya, ondan gelmişti buraya, o heyecanla, kendi olabilmenin heyecanıyla. Ama gerçeklikten çok uzaktı bu yaşadığı hayati durum. Uzak Doğulu ülkelerden insanlarla çevriliydi etrafı. Ne istediklerini söyleyebiliyor, ne kendi olabiliyor, ne cesaret edebiliyordu. Kabul edilmemek, sevilmemek, terk edilmekten korkuyordu. Gittikçe kendinden uzaklaşmıştı. Kendi olan hiçbir şey kalmamak üzereydi. Bir yardım çığlığı atarken, eski bir dost hayatına giriverdi. Ona kendini hatırlatmıştı saniyenin onda birinde… İş işten geçmişti artık. Zaman kendini hatırlama vaktiydi… Zaman kendini gerçekleştirme vaktiydi… Zaman içindeki hikayeleri anlatma vaktiydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder