21 Ekim 2021 Perşembe

Detoks 1. Gün

Merhaba dostlarım,

Alkali temizlenme detoksunun birinci gününü tamamlamak üzereyiz.

Valla ne kadar da pis boğaz biriymişim meğer. Sadece smoothie ve çorba ile geçen bir gün beni ağlayacak noktaya getirdi. Vücudumu toksinlerden temizliyorum, diye kendimi sürekli motive etmek zorunda kaldım.

Neyseki günün son smoothiesinden sonra biraz daha iyi durumdayım. Çünkü günün çoğu yorgun ve isteksiz geçti. 

Nerden çıktı bu alkali detoks?

Geçen gün amerikanın D&R'ı olan Barnes&Noble'a gitmiştik. Eşim "Alkaline cleanse" diye bir kitap buldu. Zaten vücudumuz artık bazı sinyaller veriyordu bir şeylerin yanlış gittiğine dair. 

Alkali olma, antiinflamatory diyetlerini takip ediyorduk ama hiç bir zaman başlayamamıştık. 

Bugün başladık. Başlamaz olaydık. Asla eve girmeyen besleyici meyveler ve sebzeler alındı, smoothieler yapıldı. 

Mesela kan portakalı, greyfurt, kereviz sapı, spriluna, pırasa...

Meyve suyu sıkacağım bile var artık. (ki asla meyve sıkacağı almam diyordum)

Gün ilerledikçe, "ee kahvaltı ne zaman?" diye sinyaller almaya başladım beynimden. Halbuki çoktan meyve suları ve çorbalar içilmişti. Velhasıl kelam zor oldu. Zor zor çok zor detoksa girmek. 

3 gün yapacaktık ama 2 güne düşürdük süreyi. Bakalım yarın nasıl geçecek...

Yine de bir parça mutluyum, vücuduma yaptığım iyilikten dolayı.

(açıııımmmmm yaaaaaa!!!)

Edischar.

9 Ekim 2021 Cumartesi

Bu Benim Dunyam

Selam dostlarim,

Kendimi kesfetme yolculugum bitmedi gitti. Hobilerim nelerdir, diye arayip duruyorum. 

Resim mi , muzik mi , bitki yetistirmek mi, siir yazmak mi… Nedir o beni mutlu edecek ve kapsayacak sey. Duzenli bir ise donusturecegim o tutkum nedir?

Hay Allahim, nasil bir egitim sisteminden, hayat cemberinden gectim ki mezuniyetim bir ise yaramadi.

Herkes catir cutur kendini bulurken, hatta o alanda ilerlerken; ben 26 yasinda hala o daldan o dala atliyorum. Bir de ‘bu mu yani, bu mu benim tutkum’ deyip hicbir seyi begenmeyip, yine bos bir teneke gibi kaliyorum.

Ne cok yetenegim vardi kucukken. Resim ciziyordum, gitar caliyordum, ingilizce ogreniyordum. 

Ne oldu da her sey bir anda koreldi. 

Eger icindeki cevheri disari cikarabilirse mutlu olabilirmis insan. E hadi bulayim su cevherleri gari.

Evren bana bir mucize yolla lutfen. :))))))))

Edischar

6 Ekim 2021 Çarşamba

Amerika’da Sonbahar Ruhu

Sunu soylemem gerekir ki, burada sonbahar kucak dolu bir sevgiyle karsilaniyor.

Eylulden itibaren, her yere ‘fall’ temali aksesuarlar konuyor. Is yerleri, kafeler, alisveris merkezleri her yer sonbahar renkleriyle, bal kabaklariyla ve turuncu yapraklarla susleniyor. 

Bir de balkabagi aromali kahve, balkabakli turta, balkabagi corbasi vazgecilmezler arasinda. 

Ozellikle evlerin icinde sonbahar temasina yer veriliyor. Kirlantlerin rengi degistiriliyor, elma ve tarcin kokulu mumlar, balkabagi kokulu mumlar her yere yerlestiriliyor.

Kapi onlerine cali supurgeleri, yine ve yine balkabaklari konuluyor.

Ekimin sonunda gelecek olan halloween, yani cadilar bayrami suslemeleri ise apayri bir sanat. Herkes birbirinden ilginc ve korkunc objeleri evlerinin girislerine yerlestiriyorlar.

Sanatci ruhlularin ve sonbahari sevenlerin vakti geldi…

Suanda sonbahar ortasinda olsak da, ayni ruhu ve sicakligi yakalamak icin gec degil! Herkese mutlu ve duygulu bir sonbahar mevsimi diliyorum!

Sevgiler,

Edischar. 

Amerika Gunlukleri Basliyor

Merhaba arkadaslar,

New York’tan tasindik. Suanda Florida eyaletinde , Orlando sehrindeyim.

Belki daha once duyanlariniz vardir bu sehri. Malumunuz, Walt Disney World ve Universal Studios bu sehirde.

Gecen hafta gelip evimizi tuttuk. Henuz esyalarimiz gelmedi. Esim ise gidip geliyor, ben de evde pinekliyorum. Bulundugumuz sitede kucuk bir gol var. Sabahlari yuruyuse gidiyorum, bazen de spor salonuna. Birkac kere havuza da gittim. Aslinda burada delta varyant virus yuzunden herkes cok tedirgin. Cogunluk kapali alanlarda maske takiyor. Ben ise `yeter ya virus virus, asimizi olduk yeter iste daa’ edasinda her yere girip cikiyorum.

Gerci bu sabah bogazimda bir agri hissedince korktum tabi, o yuzden bugun bir yere cikmadim. Ama hasta da olmadim sukur.

Yeniden yeni bir programa ve bu sehre alismam gerek. 

Ya sen kalk turkiyelerden buralara gel, bir de hayat kur. 

Ama gercekten bu kendine bictigin deger ile ilgili.. Ben zaten hep yurtdisina aittim, Turkiyeye ait degildim. Hep bir gitme fikri aklimdaydi. Bir sekilde de nasip oldu. 

Yavas yavas yasadiklarimi gunluk gibi tutmaya baslayacagim(!) Hadi bakalim ne kadar istikrarli olurum gorecegiz. 

Belki sonra birilerine faydali da olur.

Bu aralar:

Iciyorum: Bitki caylari, nespresso yulaf sutu ile

Yiyorum : whole foods marketten antin kuntin seyler

Izliyorum: Friends. Gercekten beni ilk bolumden icine aldi, acayip yumus bir dizi.

Dinliyorum: kendi ic sesimi

Okuyorum: On kucuk zenci - Agatha christie. 

Sevgiler,

Edischar

22 Ağustos 2021 Pazar

Bir Baska Memleket


Selam dostlarim 

Nasilsiniz? 

Turkce kilavyem olmadigi icin artik ingilizce karakterlerle yaziyorum, idare ediverin.

Ruyalar ulkesi Amerika’da 11 ayi devirdik. Neredeyse 1 yil!

Bu ulkeyle ilgili bircok gozlemim oldu. Iyi yanlari da var kotu yanlari da. Cunku biliyorum Amerika deyince cennet gibi bir yer geliyor akillara. 

Insan once kendi icinde mutlu olmayi bilmeli ki gittigi yere de mutlulugunu gotursun.

Yazmaya buyuk ozlem duyuyorum, lakin blogger artik beni tatmin etmiyor. Diger blog yazma sitelerine de bir turlu isinamiyorum. O yuzden boyle kulaklarim tavandan asilmis gibi bekliyorum. 

Keske bir Amerika gunlugune baslayabilsem, ama nerede ve nasil …

Edischar.

19 Mayıs 2021 Çarşamba

merhaba.

Şimdi bir yazı yazacağım. “Hikayeni anlat.” diyor. Hakkaten, neydi senin hikayen? 25 yılın özeti, keşfettiğin kadar kendin.. Neler öğrendin, ne kadar buldun kendini?

Nelerde iyisin, neleri “yapamam” deyip bir kenara attın? Körelttin yeneteklerini, hayal gücünü, hislerini, istediklerini.

Gerçekten de büyürken değişiyormuş insan. Bir cenderenin içiymiş hayat. Bir çamaşır makinesi gibi dönüyorsun tamburun içinde. Bazen boğuluyorsun, bazen de arınıyorsun, ama unutma çamaşırlar temiz çıkıyor makinenin içinden. Bu dönemeçlerden, bu tecrübelerden karlı çıkacak olan “Sen”sin.

Bazen kül olacaksın ama her zaman bil “küllerinden yeniden doğma”yı.

Kendini aramak, keyifli de bir yolculuk..

Sadece unutma “yol”da olduğunu.

Teslim olma, duygularına çok fazla.

Her huzursuzluğa eyvallah demeyi bil.

Gülümse gidene, “hoşgeldin” de gelene.

Her zaman bir sığınak bul kendine, kendin olabildiğin, keyif alabildiğin..

Sevgiler,

Edischar.

Küllerinden Yeniden Doğmak



Doğduğumuz ev kaderimiz midir cidden? Peki kendi seçimlerimiz sandıklarımız,
gerçekten de bizim seçimlerimiz mi? Televizyonda psikolojik diziler çoğaldı, herkes kendine terapi yapmaya başladı. E bu da güzel bir bakıma.

Peki şu özgüven meselesi? Peki insanların her dediğini ciddiye almak ve hayatına yön vermelerine izin vermek de ne? 

Ah be kızım Edischar. Sen ne özgüvenli, ne çatlak, ne zeki bir kızdın. Ne oldu da kanatlarını kırmalarına izin verdin. 

-Tamam abla kızma, biz de kırılmış kanadımızı kül eder ve küllerimizden yeniden doğarız!

Gümbür gümbür geliyorum yine hayata, insanlara karşı dimdik! Sana "Yapamazsın, edemezsin." diyenler, potansiyelini göremeyenler utansın.

Sen her halinde güzelsin ve her zaman da yeniden yeniden denemeyi bilirsin. Başarıyı her yerde yakalarsın! 

Bunca yıldır, her yeteneğini köreltmeyi başardın seni tebrik ediyorum ama hiçbir şey için geç değil bu hayatta. Hele ki 25 yaşındaysan, yolun başındaysan. Her istediğini yapabilecek kapasitedesin. Olsun bazen insanın özgüveni düşer, bazen tamamen düşer ama yeniden kalkmayı, güçlü olmayı bilmeli insan. Eğer öyle olmasaydı zaten yürümeyi de öğrenemezdin. Bir kere düşünce bırakırdın, korkardın. Ama korkmadın, yeniden kalktın ayağa. Hadi şimdi koy kendini ortaya. Onlar korksun, onlar seninle nasıl baş edeceklerini bilemesin. 

Edischar

5 Şubat 2021 Cuma

Nereye gidersen git, sen yine sensin.

Neydi arkadaşlık? Neydi özgür olmak?

Bakıyorum şimdi çevreme. Kim gerçekten arkadaşın? Kime güvenip her şeyini söyleyebiliyorsun, hiç çekinmeden. Ya bu da bir gün bu acımı alır da yüzüme vurur, en iyisi kendime saklayayım sırlarımı demeden.. Şimdi beni şöyle sanacak, böyle sanacak demeden.. Arkadaşlık biz küçükken miydi? 

Şu an kardeşim dediğim insanlar bile tatsız bir anı gibi damağıma yapışır oldu. Seni olduğun gibi kabul etmezler, kullanırlar, işlerine yaramazsan çöpe atarlar. Ama yine ihtiyaçları olursa çöpten çıkarırlar. 

Şimdi bir çocukluk arkadaşım var. 10 yaşından beri kopmadı bağımız. O Portekiz'de, ben ise Amerika'da. Aslında nasıl da kafamız uyuyormuş. İkimiz de doğduğumuz ülkeden kaçma peşinde. Hep yabancı ülkelere ve kültürlere özenerek geçen çocukluğumuz.

Onu seviyorum, konuşurken çok rahatım da, ama her şeyimi söyleyemiyorum. Ya anneme tüm bildiklerini anlatırsa? Artık annesinden sır saklayan çocuklarız çünkü. Öğrendik yalan söylemeyi. O söylemese bile, annesi anneme söyler diye, yine saklıyorum hayatımın gerçeklerini. 

Bir de nedir özgür olmak? Özgür müyüm kendimi gerçekleştirirken? Beni beğenirler mi, böyle kabul ederler mi? Hep bir kendi gerçekliğini saklama kafası..

Biliyor musunuz, yine de ben hayatımdan çok memnunum, bu tadı kaçmış ilişkilere rağmen.

 "Ateşböceği Yolu" dizisini buldum netflixte. En sevdiğim romanlardan biridir, diziye uyarlamışlar. Ordan aklıma geldi bu. Birbirlerinin her şeyini bilip yine de kabul eden iki zıt karakter ama müthiş bir bağ. 

Şimdi bugün evdeyim, dinleniyorum aldırmadan zamana.. Oh be.. Dünya varmış(!)

29 Ocak 2021 Cuma

Kafam Akvaryum

Şu hayatı paket halinde verselerdi ya. Youtube'dan farklı hayat tarzlarını izleyip özeniyoruz. Yok sağlıklı yaşam, yok sağlıklı yemekler, efendime söyleyim mum yapanlar, örgü örenler, doğal krem yapanlar, hyyga myyga...

Binbir türlü kaliteli yaşadığını gösteren insanlar.. Özeniyorum, hepsini yapmak istiyorum. Hem iyi fotoğraf çekeyim, hem gezgin olayım hem evimin dekorasyonuyla uğraşayım.. Olsaydı ya şöyle paketler, yetenekler paket halinde verilseydi. 

25 yaşına geldim, bak ciddiyim hala daha keşkelerle yaşıyorum. Şunu yapsam, bunu yapsam, ah şöyle olabilseydim.. Nedir bunun sırrı? Zamanımız da var. Korona geldi, herkes evinde nasılsa artık. İstemesen de evdesin. 

Nasıl bulacağız akan su yolunu? Maymun iştahlı gibi her şeyi de denemek istemiyorum ama bir şeylerde en iyisi olmalı insan.. Bir özelliğiyle bilinmeli. "Bu işte çok iyidir, bu konuda tavsiye mi lazım? şu insana git.." 

Velhasıl kelam yine motivasyona ihtiyacım var. 

Bir sırt çantası olmalı insanın, yanında taşımalı kitabını, yemeğini, hobisini.. 

Şimdi oturdum "masumlar apartmanı"nı izliyorum. Son bölümdeyim, 19.  Amerika'ya geldim geleli bu sefer de Türk işlerine merak saldım. Uzağa gelince anlaşıldı bazı şeylerin kıymeti. 

Her neyse, mutluyum ama. Sanmayın ki şikayet ediyorum. Hayır! Daha fazlasını katmak istiyorum kendime. Tüm mesele bu. 

İyi ki şu Edischar var, rosy yanaklı, masal kahramanımız. Hayatın içinde bir hayat. Yine çekip çıkarıyor hayat rutinin içinden. 

Kalbinde hep bir merhamet, umut ve ışık..

Işıldasın günlerimiz! Heyhat!!

n'apacaksın döndüğünde devran?

Edischar.

24 Ocak 2021 Pazar

EV-LEN-DİM!

Sırf evlenmeyi mi beklemeliydim buraya gelip yazmak için! Hiç mi acıman yok, ne güzel günlerin geçti bu blogger da be Edischar. Zalımsın kızım. 

Bayanlar baylaaarrr, çılgın ve muzur kızımız Edischar'ın başı bağlanmış, dünya evine girmiştir, tüm sevgili blogger ailesine duyurulur!!

Hem de nerede evlendi??? Tabiki geçtiğimiz yazıda bildiğiniz üzere, rüya memleket Amerika'ya gelmiştim. Hiç buraya geldikten sonra geriye döner miyim? Asla :)

Kocişkom. Ne yaptım ne ettim en sonunda beyaz atlı prensime kavuştum <3 Şimdilik sır perdesini aralamıyorum, lakin mutlu bir yeni gelin olduğumu bilin yeter.

Henüz balayına gidemedik, yarın rüya gibi bir yere gitmeyi planlıyoruz. Şu aralar popüler olan Lake Placid bizim için ideal. Burada kış çetin geçiyor. Biz de tatilde, DAHA DA ÇOK KAR olan bir yere gidip karın tadını çocuklar gibi çıkaralım istedik ehe. Şaka bir yana, hep kafamıza kazınmış olan, şömine başında oturmak, karşılıklı içeçeklerimizi yudumlamak .. Tek romantizm anlayışımın bu olması.. Bizi dağ evinde romantik balayına doğru sürüklemeye yetti.

Evlenmemin yanı sıra, bu artık Türkiye'ye dönmeyeceğim ve Amerika'da yaşayacağım anlamına geliyor. 

Helal be sana Edischar, ne yaptın ettin çıktın kabuğundan. 

Bu arada İngilizcem de acayip gelişti. En güzeli gelip buralarda öğrenmek, öbür türlüsü zor.. Zaten Türkiye'de öğrendiğin ingilizce, ingilizce değil. Bir Amerikan aksanını gel duy, "Bu hangi dil ? Senelerce öğrediğim dil bu olamaz." dersin..

Ponçiklerim, siz nasılsınız? Neden bu bilgisayar başına oturmak bu kadar zor? Özellikle fotoğraf yüklemek !! off. Keşkem üşengeç olmasaydım da sizinle bol bol fotoğraf paylaşsaydım(!)

Belki de artık bir macbook alma zamanım gelmiştir.

Bol kucaklı sevgiler, korona günlerinde bile,

Edischar.