30 Eylül 2019 Pazartesi

Central Park'ta Yürüyüş


Merhaba sevgili blogger ailesi :)

Eylül ayının son günündeyiz.
Ablanız bugün yine değişiklik peşindeydi. Sabah 7'de uyanmaya çalışıyorum günlerdir. Daha alarmı bile görecek kadar gözümü açamıyorum. Direk kapatıyorum. 9'da uyanmaya devam.
Planım erkenden uyanıp, kahvaltıdan önce yürüyüşe çıkmaktı.

Eh uyanamayınca plan değişti. Kahvaltımı yaptım. Saat 10 gibi dışarı attım kendimi.  Siyah bir eşofman üstü hediye gelmişti geçenlerde. Geçirdim üstüme çıktım.

Merkezde oturduğum için insanların içinden geçerek tempolu yürümek bana garip geliyordu. Dedim "başlarım böyle işe." Cebime koydum biraz para, anahtar ve telefon. Çıktım yola.
Kulaklığımı da taktım. Baya yürüdüm yokuş aşağı. Dönüşüm tırmanış olacaktı çünkü.



Bursa'da çok güzel bir park var. Bursa'nın central parkı :) Kültür Park ismi. Buraya taşındığımdan beri gitmemiştim. Lisedeyken giderdim. Şimdi merkezde oturduğum için daha yakın düşüyor mesafe.



Çok güzeldi, bir sonbahar sabahında. Çok az insan vardı. Çoğu köpeklerini alıp yürüyüşe çıkmış insanlardı. Bisiklet süren birkaç kişi.. Yeşillik, çiçekler ve göl günümü güzelleştirdi. Bunları yaşayabildiğim için şükrettim. Nerede hareket orada bereket. Evde tıkılı kalsam nereden bulacağım bu güzelliği?


Yürüyüş bitti, eve geldim. Ama bacak kaslarım epey zorlandı. Uzunca bir yolu yokuş yukarı yürüdüm, tempolu. Bu acı keyif verdi deyim yerindeyse. Yansın, gitsin fazla kilolar. Eve gelince de tavuklu bir yemek yaptım. Proteini bol almaya çalışıyorum çok çabuk acıkıp saldırmayayım diye. Akşam 6'dan sonra bir şey yemiyorum. 6 gibi çorba ve salata ile günü kapatıyorum. Akşam da yeşil çay, melisa çayı, su gibi içecekler bana eşlik ediyor.

Bebek yeleğimin yarısına geldim. Yarın ya da öbürsü gün bitebilir.

Behzat Ç. de acayip akıp gidiyor. Çok güzel dizi abi ya. Nasıl böyle bir başyapıt çektiniz seneler önce?

Ağaç Ev'de bu hafta "Şükrettiğimiz şeyler"i konuşuyor olacağız. Soruya buradan ulaşabilirsiniz.  Yazılarınızı okumak için sabırsızlanıyorum. Enerjimizi yükseltelim bu hafta :)

Sevgiler
Edischar

Ağaç Ev Arşivi - 4


Ağaç ev sohbetlerinin dördüncü haftasını geride bıraktık. Bu haftanın konusu özgürlük ile ilgiliydi. Bu konuda paylaşılan tüm yazılar kronolojik bir şekilde ağaç ev arşivine kaydedildi. Diğer bloggerların görüşlerini merak eden herkes eğer hala okumadıysa bu sayede birbirlerinin fikirlerini okuyabilir.

Manxcat/Kuyruksuz Kedi - https://nurruyakara.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-4-ozgurluk-ve-1984.html

Nuroviç - https://nurovicci.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-4.html

Şevval - https://aranizdanbirilehayatadair.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-04.html

İrem Can – http://konumuzkitap.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-4.html

Bir Günce – https://1gunce.blogspot.com/2019/09/ozgurluk-uzerine-agac-ev-toplants_23.html

Edischar – https://edischar.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-4.html

Celibon – http://celibongunluk.blogspot.com/2019/09/aes-4.html

Akela – http://semsiyeninaltindakikiz.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-04_23.html

İlkay Özgür – https://fairytaleess.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-4.html

Deeptone – https://sadevederin.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-4.html

Kaystros Thyra – https://kaplandiary.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-04.html

Gideriken – https://homerostanfatoya.blogspot.com/2019/09/agac-evi-sohpetleri-4.html

Grift – https://girift0.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-4.html

İçimden Geldiği Gibi – https://inci-dizeler.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-04.html

Sevda Ünlü – https://sevdadanyazilar.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-4.html

Gecenin Sesi – https://geceninnsesi.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbeti-ozgur-muyuz.html

Gizli Pencere – https://gizlipencere06.blogspot.com/2019/09/agac-evi-sohpetleri-4.html

Tarif Dünyam – https://tarifdunyam.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-04-ozgurluk-anlays.html

Farklı Diyarlar –https://farklidiyarlarayolculuk.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-4-ozgurluk.html

Bu haftanın tartışma konusu için içimizi yumuş yumuş yapacak bir şey düşündük. Önünüzde boş bir kağıt, doldurun doldurabildiğiniz kadar. Hayatınızda sevdiğiniz ve şükrettiğiniz şeyler, sizi gün içerisinde mutlu eden küçük detaylar nelerdir?

Bu konuyla ilgili güzel yazılarınızı pazartesiden itibaren yayınlayabilirsiniz.

Her hafta ağaç evde toplaşmak üzere, teşekkürler :)

29 Eylül 2019 Pazar

Kız Çetesi.


Bazen hayat Tumblr olsun istiyorum. Tumblr'da yaşayalım. Görseller falan.
15 yaşlarında Tumblr açmıştım. Yine çok az insan Tumblr kullanıyor o zamanlar. Buluşmalar falan yapıyoruz. Üniversiteliler de vardı. Onlar çok havalıydı gözümüzde. Bursa'dayım o zaman.

Eskişehir'e geçince Eskişehir Tumblr yöneticisi olmuştum. Bir 4 sene öyle geçti. Buluşmalar yaptık. Arkadaş olduk. Kahvaltılar düzenledik. Oradan tanıştığım arkadaşlarımla senelerce görüştüm. Daha hala bile var görüştüğüm.

Kafanın uyduğu insanlarla görüşüyorsun. Buluşup iki çay içiyorsun, keyifli bir sohbet. Ne var ki bunda?
Zor olan aynı evi paylaşmak, ev arkadaşınla anlaşabilmek, tolere edebilmek. Herkesi olduğu gibi kabul edebilmek.

Mesela biz dün beraber bir film izledik ev arkadaşımla. Bir de misafirimiz vardı İstanbul'dan.
"Aşkın Gücü" diye bir film. Robin Williams filmi. Çok güzel bir filmdi diyemem. Romantik olsun diye açtık. Çok sakin geçti. Tema üzerinde yürüdü film. Ölümden sonra yaşamı inceleyen bir film.Ama kesinlikle semavi dinlerin ölümden sonrası ile ilgili değil. Daha çok new age akımı gibi. Reenkarnasyon falan da var. O konulara takılmazsanız, izlenebilir.


Robin Williams intihar etmiş. Onu da yeni öğrendim. Yaa işte para ve şöhret mutluluk getirmiyor. Anlayın artık bunu. Keşke eceliyle ölseydi. Neydi ki derdi? Üzüldüm şimdi.

Bir film daha izledim 2 gün önce. "The Bookshop". Bunu yalnız izledim mesela. Çünkü ev arkadaşım pek kitapları sevmez ve kitap konulu filmleri de sevmez. Eh iyi madem yalnız da takılınabilir. Uyuştuğumuz noktalarda birleşiyoruz, zevklerimizin ayrıldığı noktalarda kişisel hareket ediyoruz. Birbirimizi zorlamıyoruz diğer kişinin katılması için. Aslında ben daha çok ilgi alanına sahibim ve genelde ev arkadaşımın bakış açısı net. Çok az şeyden hoşlanıyor ve öyle hemen her şeye adapte olamıyor.

Aslına bakarsanız daha kafamı yakalayan biriyle tanışmadım. Benden bir tane daha yok herhalde. Almanca rap dinleyip, örgü ören, bir yandan Behzat Ç. izleyen, evde pijamayla dolaşıp bir anda kraliçe olmaya karar veren, deli gibi aşık olmak isteyip kendini aşka kapatan, ansiklopedi okuyan bazen de bomboş filmler izleyen, burger king yerken Harry Potter izleyip bir yandan da instagramda ekoloji araştırmaları yapan.. Falan liste uzar gider. Blog yazıyorum, edebiyata dair bir bilgim de yok. Bambaşka kafalar yaşıyorum. Çabuk değişiyorum, çabuk öğreniyorum, çokça deneyimliyorum. Kafam karışık değil. Sadece çok yönlü biriyim. 

Öyle biriyim işte. Hala kendimi keşfediyorum.


He film konusuna dönelim. "The Bookshop.". Türkçesi "Sahaf" diye çevriliyor. Filmde kitap gibi. Durağan bir film. Öyle İngiltere kasabasında geçiyor işte. Çok izlenesi değil. Ben sıkıldım. Tek cezbedici nokta kıyafetler, sokaklar olabilir. Kitap görmek olabilir. Velev ki filmin sonu beni şaşırttı :)

Edischar

28 Eylül 2019 Cumartesi

Edischar Örgü Örüyor


Hello everyone!

Sonunda bebek yeleğine başladım.
Sabah ev arkadaşımla beraber iplikçiler sokağını keşfe çıktık. Çok güzel, uygun ipler bulduk. 5 TL'ye ören bayan ın bebek iplerinden aldım. Biri beyaz biri sarı renkte. Cıvıcık bir sarı böyle tam neşeli, bebek işi.  Evdeki şişlerim bir numara büyük olsa da modele uyum sağladı.
Örnek modele buradan ulaşabilirsiniz.

15 sırasını falan örmüşümdür. Kenardan da Behzat Ç. izliyorum. Tam ponçik ev halleri.
Leyla ile Mecnun izliyordum aslında iyi gider diye ama Behzat Ç.'yi bitireyim artık dedim. Bu sefer bitiririm umarım.

Bende yine bir diyet halleri. Bu sefer akşam 6'dan sonra bir şey yemiyorum. Gündüz de normal besleniyorum. Abur cubur yok işte. Bakalım işe yarayacak mı. Ne düşünüyorsunuz? Bu şekilde zayıflayan var mı? Bir 5 kilo versem yeter. Her kadının bir 5 kilo fazlası vardır her zaman.

"Ardında Bıraktığın Kadın" kitabım gayet iyi gidiyor. Sevdim.

Hem film, dizi, kitap, örgü.. Ev işleri. Hepsine birden zaman ayıramıyorum. Nasıl olacak ? Hepsini de yapmak istiyorum. Keşke günler biraz daha uzun olsa. Her sabah 9 da uyanıyorum. Acaba 7'de uyanmaya mı başlasam ki..

Haftaya cuma İstanbul'dayım kısmetse. Kurs için 2-3 günlüğüne babamın yanına geçeceğim.

Bugün çok güzel bir salata yaptım. Sizinle de paylaşmak istiyorum.


-Haşlanmış kinoa
-Şeftali
-Elma
-Marul
-Biraz yağ ve bolca limon.
Karıştır, bitti.

Ay kesin yapın. Çok güzel oldu. Akşam salata ye, geç. Mis gibi.

Öptüm.
Edischar.

27 Eylül 2019 Cuma

Yanlış Ülkede Doğmuşum


Loredana - Genick

Selamlar,
Kış geldi derken yine havalar ısındı. Zaten bu belirsizlikler yormuyor mu insanı?  Her şey çok net olsun istiyorum. Ak ya da kara. Grilerin olduğunu kabullenmem zaman alıyor.

Ablam yine sorun çıkarmaya başladı. Bana zorla bir şeyler yaptırmaya çalışıyor. Yani keyfimi bozmakta üstüne tanımıyorum.

Dün Peru'dan bir arkadaş edindim. Kamerada görüştük. Bu şekilde İngilizce konuşma fırsatım da oldu. Belki sık sık ararım da pratik olur. Peru, ne kadar da egzotik bir memleket. Machu Picchu falan var. Dokuz Kehanet diye bir kitap okumuştum. O şekilde bir tanışıklık var bu ülkeyle. Başka da bir bilgim yok. Belki konuştukça açılır.

Yabancı insanlar tanımayı, ülkeleri tanımayı seviyorum. Aslında ucu bucu yok öğrenmenin. Kendi seçimlerimiz hepsi.. 12 yaşlarında yurt dışı sevdam başladı. O zamanlar Tokio Hotel vardı. Alman müzik grubu. Yaşıtlarımız "Hepsi" grubunu dinlerken biz Tokio Hotel dinlerdik en yakın arkadaşımla. O şekilde de İngilizceye merakım başladı, çünkü sayfalarını okuyamıyordum. İngilizce bile. Bir anda İngilizceye yoğunlaşıp notlarımı yükselttim. Almancaya da merakım var. Birazcık biliyorum ama çok değil. Umarım bir gün Almanca da öğrenirim.

Şuan Jojo Moyes - Ardında Bıraktığın Kadın kitabını okuyorum. Paris'te Balayı kitabının devamı bu. İlk kitabı çok sevmiştim. Karakterleri falan. Şimdi de büyük bir keyifle okuyorum.
Bu kadını okuyun ya, kitap okumayı sevdiriyor.

Mahalledeki teyzelere yemek dağıttım. Temizlik de bitti. Şimdi sanırım bir film izleyeceğim.

Sevgiler
Edischar

26 Eylül 2019 Perşembe

İlham Mimi


Pek sevgili blogger arkadaşımız Taha Akkurt bize, canının sıkkın olduğu ve motivasyonunun düştüğü şu sonbahar günlerinde, ilham almak ve fikirlerimizden yararlanmak için güzel mim soruları hazırlamış. Güçlü biri ve sadece biraz ilgiye ihtiyacı var bence :) Toparlanacak o da hemen. Onu blogger arkadaşları olarak sarıp sarmalayalım.

Ben ise sorduğu sorulara samimi cevaplar vermeye çalışacağım. Motivasyon çalışması yapan ve genelde olumlu düşünen biri olarak umarım yardımcı olurum sevgili arkadaşıma :) Sevimli blogger topluluğumuz eksilmesin, yıllarca devam edelim.. 10 yıllık blogger sayfasını kutlayan arkadaşlardan da ilham alalım!

1) Hayatınızda şikayet ettiğiniz şeyler nelerdir?

Ben öncelikle sorunun bu şekilde olmasının, ruh halini ele verdiğini düşünüyorum. Şikayet edecek bir şey aramaya gerek yok ki. Mutlu olacak şeyleri yazabiliriz bir kağıda. Şükürlerimizi yazabiliriz. Sadece hayal kurabiliriz. Olur mu olmaz mı diye düşünerek değil de sadece hayal kurmak işte. Enerjisel olarak yukarı çekecektir eminim.

Ha şikayetim kendimdeki eksik yönlerim olabilir belki, nasıl kendimi ileri taşıyabilirim sorularıyla çözüm ararım buna da. Bir mühendis olarak, soruna değil de daha çok çözüme odaklanıyorum.

2) Rutine girdiğinizi fark ettiğinizde ne yaparsınız?

Rutine girdiğim olabiliyor. Bunun için de sevebileceğim yeni şeyler için araştırma yapıyorum, umutlu oluyorum. Endişelenip hemen o karanlık ruh haline bürünmüyorum. Bir şekilde bazı kanallardan besleniyoruz. Oralardan ilham alıyorum. İnstagram sayfaları, youtube kanalları. Pinterest gibi. Hobi araştırıyorum, çıkıp geziyorum. Konfor alanımdan çıkmaya çalışıyorum. Cesaretli oluyorum.

Söz konusu iş hayatı olunca evet o biraz yıpratıcı oluyor. Ama onda da şu şekilde davranıyorum. Mesela termosta çay, kahve yapıp yanımda götürüyordum. Sağlıklı yemekler hazırlayıp yanıma alıyordum. Öğle yemeğinde sevdiğim bir ortam bulup orada kendime vakit ayırıyordum. Yazıp çiziyordum. Çıkmaya gayret ediyordum o rutinden.

3) En son yaptığınız önemli değişiklikler nelerdir?

Bir kere mesleğimi değiştirmeye karar verdim. Daha ne olsun. İnşaat mühendisiyim ama Montessori öğretmeni olma yönünde adımlar atıyorum. Kursa başladım. Çalışırken, evde oturmaya başladım. Evde hobiler geliştiriyorum. Kitap okumayı alışkanlık haline getirdim. Blogta düzenli olarak yazıyorum. Bazen sadece yazmak da iyi geliyor. Açıkcası ben hayat yolunda cesaretli olmaya ve risk almaya inanıyorum. Yoksa hayat tekdüze ve sıkıcı ilerliyor.

4) Motivasyon olarak düştüğünüzde sizi ayağa kaldıran, size ilham veren şey nedir?

Hayallerim ve başarılı olma isteğim olabilir. Kendimi gelecekte koyduğum yer beni ayakta tutuyor. Çok fazla dibe batmaya izin vermeden o ruh halinden memnun olmuyorum ve hemen beni oradan çıkaracak bir şeyler arıyorum.

5) Hayat mottonuz nedir?

Her şey gelip geçiyor. Her zaman böyle olmayacak. Hayata teslim ol. Şükret. "Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır.". Ne yaparsan yap ama en iyisini yap. Çalışkan ol, tembelleşme :)

Ergenler keşfetmeden de bir Ezhel çalışması bırakayım şuraya. AYA. Kulaklığını tak ve dinle sevgili okuyan :)) Almanca rap esintileri ^^

Mimi gören herkesi mimliyorum :)

Edischar

25 Eylül 2019 Çarşamba

Skate 4ever


Merhabalar :)

Zamanında kaykay ve paten yapmıştım. Ne severdim ya. Ne ara büyüdüm be. Hala kaykay yapan çocukları gördüm mü izlerim. Çok da severim. Kendim yapamasam da. BMX hayranlığım falan da vardı. Çılgındık be. Farklı çocuklardık. Marjinal idik. Herkesi beğenmezdik. Kaykay grubumuz vardı. Kaykaycı çocuklar ilen takılırdık hacım.

Yazın çok aktif bir blogger zamanı geçti. Sonbahar geldi, dengeler değişti dimi. O fıkır fıkır enerji yerini sakinliğe ve içe kapanmaya bıraktı. Olabildiğince her gün yazmayı hedefliyorum. Sadece çok şehir dışına çıktım ve internetsiz ortamlardaydım. Şuan bir problem yok :) Aman nazar değmesin.


Dün uzun zamandır gördüğüm Cannes ödüllü Fransız yapımı Mommy filmini izledim. Film alışılmışın dışında bir konuyu içeriyor. Hiperaktivite bozukluğu olan bir çocuk ve çocuğunun davranışlarını aratmayan annesinin mücadelesini konu alıyor. Film, Fransızca konuşulmasına rağmen Kanada'da çekilmiş sanırım. Ben öyle anladım. Bunu anca filmin ortalarına doğru fark ettim. Halbuki en baştaki yazıda Kanada'da yeni çıkan bir kanundan bahsediyordu. Artık aklım neredeyse.. Müthiş entelektüellik seviyem. Daha filmi anlamıyom.


Loredana da yeni albüm yapmış. "King Lori". HANA şarkısına bayıldım. Mozzik ve Loredana'nın minik kızları Hana'dan alıyor ismini ve onu anlatıyor şarkıda. Edischar, tam bir Almanca rap hayranıdır. Almanya ve Almanca'yı da çok sever. Edischar'daki "sch" sesi, bu hayranlıktan geliyor.
Neyse ki Almanya'ya gitme fırsatım olmuştu. Keşke yine gidebilsem.

Bu ara bende bir Avrupa'yı görme sevdası başladı. Hadi bakalım hayırlısı. Interrail falan yaparmışım. Şu trenle Avrupa'yı geziyorsun ya. Üniversite'de yapamadık, belki aklımız başımızdayken yaparız. Kim bilir..

Şimdilik yeni odamızın tadını çıkarıyoruz arkadaşımla. Temizlik de bir yandan devam ediyor. Bitmiyor ki anasını satayım. Ay. Ağzıma vurayım.

Montessori kursuna seçilmişim. Önümüzdeki hafta kursa başlıyorum. Bol bol detay vercem inşAllah.

Sizler neler yapıyorsunuz? Ağaç Ev'de çok güzel konular konuşuluyor. Bu haftanın sorusunu hala cevaplamadıysanız. Come on!

Sevgiler
Edischar

24 Eylül 2019 Salı

Evsel Olaylar

 

Geldim ve rahat durmadım. Hemen ev temizliğine giriştik ev arkadaşımla. Aylardır bekleyen işleri bir günde hallettik. Çerçeve alındı, fotoğraf çıkarıldı. Ayna alınıp girişe monte edildi.

Ani bir hareketle oda düzenimizi değiştirdik. Odamızı birleştirdik.
Haftalardır depoda duran ayaklı askılık için vida alındı ve kuruldu. Odayı hemen ısıttı bu askılık. Zaten baya hoş bir detay. Severim.
Odamız kış için hazır. En sıcak odayı seçtik ve eşyalar da gelince oda doğal olarak ısındı. Umarım kışın da sıcacık olur.

Çok üşüyen biriyimdir. Kansızlık başa bela. İnsanlar şok oluyor böyle battaniyeye sarılı, polar kıyafetler içinde görünce. Ama n'apayım? Üşüyorum.

Az önce de ütüyü yeni bitirdim. Şehir dışına çıkıp gelince dağ gibi ütü oluyor tabiki.

Makbule Teyze'ye çuvalla ip gelmiş. Parça parça. Aldım biraz içinden seçip. Bakalım, patik matik örerim belkim.

Aslında o kadar işim oluyor ki gün içinde hobilerime zor vakit kalıyor. Temizlik ve yemek günün dörtte üçünü kaplıyor. Geri kalan vakitte de ayaklarını uzatıp sohbet ettiğin bir an oluyor. Yine de hobilerime vakit ayırmaya çalışıyorum. Ki bir bavul kitap getirdim, şimdi onları okuma vakti..

İyiden iyiye işsizliğe alıştım ve seviyorum evde kalmayı.

Şimdi ev arkadaşım kahve içmeye çağırıyor. Gidiyim bari.

Sevgiler
Edischar.
 

23 Eylül 2019 Pazartesi

Ağaç Ev Sohbetleri - 4


Özgür olduğunuzu düşünüyor musunuz? Özgürlük sizin için ne anlam ifade ediyor? Size göre özgür olmanın sınırı nedir?

Son yıllarda fazlaca anılır oldu özgürlük. Herkes özgür olmak istiyor. Kimse bana karışmasın, her istediğimi yapayım; ahlak kuralları, etik anlayışı, anne baba sözü olmasın, ne dilersem onu yapayım gibi bir istek ortaya çıktı.

Özgürlük, Amerika'da yaşanılan hayat diye düşünüyorum. Herkes istediğini yapıyor. Herkes istediğine inanıyor. İstediği gibi yaşıyor. Devlet bile buna engel değil. Lakin ben bu özgürlüğü istemiyorum. Bu kadar özgür ve ahlaki değerlerden yoksun olmak beni rahatsız ediyor.

Kendi ahlak anlayışıma yakın bir topluluk beni daha rahat hissettiriyor. İnsan kendi görüşünden insanları etrafında görmek istiyor. En azından ben öyleyim. Bazı ahlaki değerlerin korunmasını seviyorum.

Kendimi çok fazla özgür bırakmamaya gayret ediyorum. Özgürlüğümden vazgeçmiş biriyim.

Benim özgürlük anlayışım; düşüncelerimde özgür olabilmek, istediğim gibi düşüncelerimi ifade edebilmek, istediğim mesleği seçebilmek, hayatımı yönlendirebilmek. Bunları yaparken de kendi seçtiğim inanış ve etik kurallarına uymak. Özgürlük, kendine ait bir alanın olması. Bir oda, bir masa belki..

Bunun yanında, yan taraftaki komşumun yüksek sesle müzik dinleme özgürlüğü olmamalı. Onun özgürlüğü benim sessiz kalma özgürlüğümü kısıtlamamalı.

Bir mümin için en büyük özgürlük, yatsı namazını kıldıktan sonradır mesela:) Bütün gün üzerine farz olan namazları kılmıştır ve görevlerini yerine getirmiştir. O saatten sonra istediği gibi yatar, çayını içer, dinlenir, istediği zaman uyur.

Mesela müslümanlık, özgürlükten kendi isteğinle vazgeçmektir. Her istediğini yapmamaya karar verirsin. Haram ve helal sınırların vardır ve bu seni mutlu eder.

Özgür olmanın sınırı hayattaki ahlaki değerlerin ve bir başkasının özgürlüğünü kısıtlamamaktır.

Benden bu kadar. Düşüncelerinizi okumak için sabırsızlanıyorum :)

Edischar

Ağaç Ev Arşivi - 3


Ağaç ev sohbetlerinin üçüncü haftasını geride bıraktık. Bu haftanın konusu yaşadığımız yerlerle  ilgiliydi. Bu konuda paylaşılan tüm yazılar kronolojik bir şekilde ağaç ev arşivine kaydedildi. Diğer bloggerların görüşlerini merak eden herkes eğer hala okumadıysa bu sayede birbirlerinin fikirlerini okuyabilir.

Kaystros Thyra - https://kaplandiary.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-03.html

Şevval - https://aranizdanbirilehayatadair.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-03.html

Akela - http://semsiyeninaltindakikiz.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-03.html

Farklı Diyarlar - https://farklidiyarlarayolculuk.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-3-ankara.html

Belle’nin Kütüphanesi - http://belleninkutuphanesi.blogspot.com/2019/09/agac-evi-sohbetleri-03.html

Deeptone - https://sadevederin.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-3.html

Gizli Pencere - https://gizlipencere06.blogspot.com/2019/09/agac-evi-sohbetleri-03.html

İlkay Özgür - https://fairytaleess.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-3.html

Taha Akkurt - https://akkurttaha.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-03.html

Nuroviç - https://nurovicci.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-3.html

Adamkarga - https://adamkarga.net/antalyayi-sevmeyen-karga/

Burcu - http://belkiuzaklar.blogspot.com/2019/09/17919.html

Kitap Galaksisi Rehberi - http://kitapgizi.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-3.html

Edischar - https://edischar.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-3.html

İrem Can - https://konumuzkitap.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-3.html

Sanat Penceresi - https://sanatpenceresinden.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri.html

Tarif Dünyam - https://tarifdunyam.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-03-fatih-sultan.html

Manxcat / Kuyruksuz Kedi - https://nurruyakara.blogspot.com/2019/09/siselere-deniz-koy-gemiler-batsn-agac.html

Esma Ünlü - https://benimisimdikis.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-03.html

Gözde Türker - http://okuyanmuggle.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-3-altn-gunes-orda.html

Gecenin Sesi - https://geceninnsesi.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbeti-istanbul.html

Can Uzunyol - https://canuzunyol.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-3.html

Celibon - https://celibongunluk.blogspot.com/2019/09/aes-3.html

Gonca’nın Dünyası - http://goncanindunyasindan.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-3.html

Bu haftanın tartışma konusu için Kaystros Thyra, özgürlüklerimiz ile ilgili bir öneride bulundu. Buradan ilham alarak şunu soruyoruz sizlere: Özgür olduğunuzu düşünüyor musunuz? Özgürlük sizin için ne anlam ifade ediyor? Size göre özgür olmanın sınırı nedir?

Bu konuyla ilgili güzel yazılarınızı yarın akşamdan itibaren yayınlayabilirsiniz.

Her hafta ağaç evde toplaşmak üzere, teşekkürler :)

22 Eylül 2019 Pazar

Bir Fincan Çay


Eviiimmmm. Evim evim canım ponçik evim. Oh be insanın evi gibisi yok.
Dün nihayetinde Bursa'ya döndüm. Gelir gelmez misafir ağırladım. Sonunda bir sandalye üzerine oturdum.

Neredeyse 15 gündür yokum evde. Bu dönem güzel geçti. Sevdiğim, özlediğim insanları gördüm. Akraba ziyaretlerimi yaptım. Artık sonbaharı evimde geçirmek istiyorum.

Havalar iyiden iyiye soğudu. Geceleri battaniye yetmiyor. Polar pijamalarımı dün gece ani bir kararla bazanın altından çıkardım. Meşhur mavi polar pijamalarım. Geçen kış baya benimle özdeşleşmişti. Bu sene de trend olmaya devam ediyor.

Bakalım ilk defa bir sonbaharda evdeyim. Patik örmeyi öğreniyorum. Ablamın bebeği için bebek hırkası örmeyi de planlıyorum. Kışın örgü ve çay ikilisi otomatikman ortamı ısıtacaktır diye tahmin ediyorum.

Halamdan bir bavul dolusu kitap getirdim. Hepsi de roman. Oh sefam olsun. Roman okuyacağım. Debbie Macomber, Sarah Jio, Buket Uzuner okuyacağım. Çerez kitap okuyacağım. İstediğimi okuyacağım. Hiç bilgi içermeyen kitap okuyacağım. Kime ne?

Roman okumayı o kadar seviyorum ki. Ben ve kitabım. İkimiziz. O kadar farklı hayatlar görüyorsun, duygusal zekan o kadar gelişiyor ki, uzaktan yargılayan anlayamaz..

Bu kış iyiden iyiye el işleriyle geçecek gibi. Şişler, tığlar, ipler, boncuklar.. Ne bulduysam evden getirdim. Hobi çantam oldu.

Bir yandan film de izlerim belki artık. Evdeyim nasılsa.

Evimi özlediğimi söylemiş miydim? İnsanın evi gibisi de yok demiş miydim? Mis mis..

Edischar.

15 Eylül 2019 Pazar

Ağaç Ev Arşivi - 2


Ağaç ev sohbetlerinin ikinci haftasını geride bıraktık. Bu haftanın konusu dünyamızın sorunlarıyla ilgiliydi. Bu konuda paylaşılan tüm yazılar kronolojik bir şekilde ağaç ev arşivine kaydedildi. Diğer bloggerların görüşlerini merak eden herkes eğer hala okumadıysa bu sayede birbirlerinin fikirlerini okuyabilir.




























Öncelikle konu önerileri için birkaç fikir geldi, hepsini yavaş yavaş tartışacağız inşallah. Bu haftanın konusu ise şu şekilde:

Farklı şehirlerde hatta farklı ülkelerde yaşayan ancak her hafta ağaç evde toplaşan kişiler olarak bu hafta yaşadığımız şehirleri konuşmayı istedik: Yaşadığınız şehrin sevdiğiniz ve sizi oraya bağlayan özellikleri nelerdir? Şehrinizde gitmeyi tercih ettiğiniz yerleri, meşhur yemekleri ve bir gün uğrarsak bize önerebileceğiniz aktiviteleri tanıtır mısınız?

Bu konuyla ilgili güzel yazılarınızı yarın akşamdan itibaren yayınlayabilirsiniz.

Her hafta ağaç evde toplaşmak üzere, teşekkürler :)

Erik Dalı


Babaannemin mutfağından selamlar.
Nişanı atlattık çok şükür. Nişan da denemez aslında. Kokteyl doğru tabir olur. Bistro masalarda hafif müzik eşliğinde bir söz yapıldı. Saat 10'a kadar ne zaman oynayacağız diye bekledim. Meğersem oynamalı düğün değilmiş. Ey Allah'ım. Tabi ısrarlar üzerine erik dalı, dilara ve bir kaç halay çekerek geceyi tamamladık. Oynamadan olur mu canım.

Yıllar sonra kuzenlerimi gördüm. 3 senedir gelmiyordum bu şehre. 2 kuzenim evlendi ben buralarda yokken. Küçükler büyüdü.

Eskiden ne güzeldi. Çocuktuk. Beraber vakit geçirirdik, sarılırdık, severdik birbirimizi. Şimdi el kızları geldi kuzenlerimizi sevemiyoruz. Gözümüzün içine bakıyorlar iki laf konuşurken.

Küçükler, boyumuzu geçmiş. Delikanlı ve genç kız olmuşlar. Vay be zamanın geçtiğini buraya gelince anladım. Hele çoğu akrabam beni ilk başta tanımadı düğünde. Epey değiştim tabi. Önce tanıttım kendimi. Sonra şapur şupur öpmeye başladılar. Sürekli nineler, halalar yanağımı çekip öpüyordu en son.

Çarşamba günü dönüyorum kısmetse. Babaannemle, dedemle vakit geçireceğim.

Ya peki ben ne zaman evleneceğim??

Edischar.

13 Eylül 2019 Cuma

Edischar on the Road


Uzun bir otobüs yolculuğundan hepinize merhaba,
Şuan otobüsteyim. Fakat Eskişehir otobüsündeyim. Peki neden? Uzun yolculuğumu yapacağım otobüsümün kalkış saatini 18.00 zannediyordum. Meğersem 17.30'daymış!!! Vezneye gittiğimde görevlinin bana 18:00'de otobüsün olmayıp, 17.30 da yani 5 dk önce yola çıkmış olduğunu söylediği zaman yüzümün almış olduğu şekli hayal edebiliyor musunuz? Gözüm falan seğirdi. Beynim bulanıklaştı. Bavulumdan destek almaya çalıştım. Çevre yoluna çıktıkları için de bekleyemezlermiş.

Günde sadece 2 otobüs var ve en sonuncusu da gitmişti. Misafir yolcu olduğum için baya nazlandım ve beklemelerini söyledim. "Yarın akşam nişan var nişan!! N'apcam ben şimdi??" dedim. Neyse ki bir yol buldular ve şuan Eskişehire gidiyorum tekrar. Oradan aktarma yapacağım.
huh.

Bugün ise 2 saat içinde kuzenimin nişanı için bana ayakkabı ve elbise alışverişi yaptık. Kızlar için bu bir rekor bence. Nişan elbisesi bulmak, ayakkabıyı uydurmak günler sürer normalde. 2 arkadaşımla beraber Bursa kapalı çarşılarında bir o abiye, bir bu elbise derken onlarca elbise denedik. Denedik diyorum çünkü diğer arkadaşım da benden özenip arkadaşının kınası için kendine elbise aldı.
Bu arada, aynı elbise modelinin farklı rengini, aynı eşarbı ve neredeyse aynı ayakkabıyı aldık :D Şaka gibi. Ama en yakın arkadaşlar böyle yapar. Kardeşler de...

Yarın sabah gideceğim memlekete varmış olurum inşAllah. Dualarınızı alırım. Yarın akşam nişan var ve muhtemelen sabahtan itibaren akşam için hazırlanmaya başlarız. Kuafördü, makyajıydı derken..

Ama en son 6 yıl önce düğüne gitmiştim. Şuan böyle şatafatlı bir nişana gidecek olmak beni heyecanlandırdı. Kıyafetimi de çok beğendim. Yine ablanız "asil". Asillik ve şıklıktan ödün vermem. Özellikle bir aslan burcu olarak o davette en göze çarpan olmayı her türlü başarırım. Rüküşlükle değil kesinlikle biliyorsunuz.
-Bir de şu çalışmadığım günlerde düzgün kombinlerle dışarı çıksam müthiş olacak.-

Bütün yaz evde yattım yattım, eylül geldi bir hareketlenme, bir akrabalarla buluşma.

Senden Önce Ben kitabımı son 50 sayfasında noktalamak zorunda kaldım. 450 sayfalık kitabı sırf 50 sayfa için yanıma almak istemedim. Filmini izledim gece. Bari sonunu göreyim dedim. Ya böyle bir saçmalık olamaz. Film resmen beklentimi karşılamadı. Hem de hiç. Kitap çok güzel olmasına rağmen, filmde karakterler hiç oturmamış ve acayip sıkıcıydı. Hele Lou'nun kaş mimikleri midemi bulandırdı. O kadar!

Şimdilik hoşçakalın. Müzik listemle sabaha kadar yolum var!

Edischar.

11 Eylül 2019 Çarşamba

Yollar ve Burger


Bugünü annemle evde temizlik yaparak olağanlaştırdık.

Eskişehir'deki son günüm. Yarın ayrılıyorum. Bursa'ya geçeceğim. Oradan da başka bir şehre geçeceğim. Sürpriz olsun. Yollar bir anda açıldı. Bu sefer 10 saatlik bir yolculuk olacak ama..

Aslında ihtiyacım olan bu diyordum. Uzun bir yolculuk. Başını cama dayayıp yolu izlemek, müzik dinlemek.. Aklındakileri toparlamak, dalmak düşüncelere. Bu kadar saat insan kendine vakit ayıramıyor ne de olsa. Hep bir dinamiklik gün içinde.

Şimdiden yol müzikleri listesi yapsam iyi olur. 

Ha bir de bugün burger pişirdim evde. Annem bayıldı. İlerde kesinlikle bir "Burger" dükkanım olacak. İnanıyorum. Burgerle ilgili ayrı bir tutkuya sahibim.

İncir Reçeli 2'yi izleyeceğiz birazdan. Aslında yıllar önce sinemada izlemiştim ama uzun zamandır görmediğim annemi şımartmaya çalışıyorum. Onun istediği olsun diyorum. 

Başroldeki kızın Galata kulesini gören atölyesi aklıma kazınmış resmen. Filmden bir tek o sahneyi hatırlıyorum ve tekrar o sahneyi görmek için sabırsızım şuan.

Sizler nasılsınız bu arada? Hayat güzel gidiyor mu? Enerjiler yerinde mi? Mutluluk duyacağımız şeyler buluyoruz dimi? Hadi bir gülümseyin bakayım :)

Kalın sağlıcakla, mutlulukla, neşeyle, şükür ile..

Edischar.

10 Eylül 2019 Salı

Ağaç Ev Sohbetleri - 2


Ağaç Ev'i hepimiz çok sevdik. Minderleri seriyoruz, battaniyelerimiz ile sıcacık sohbetler ediyoruz. Bugünkü konu epey ciddi. İrem Can'a teşekkürlerimi sunuyorum, bu farkındalık içeren soru için. Lütfen konuşmak istediğiniz, yazarlara sormak istediğiniz soruları siz de yorumlarla bize ulaştırın. Belki haftaya sizin sorunuzu konuşuyor oluruz? :)

Bu haftanın sorusu:
Doğamız giderek tehlike sinyalleri veriyor. Küresel ısınma ve çevre kirliliği en had safhada. Bunlar için geri dönüşüm, sıfır atık, daha az tüketim hatta poşetlerin paralı olması gibi önlemler alınıyor. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz? Geleceğimiz için daha yaşanılır bir dünyayı nasıl sağlayabiliriz?


Konuyla ilgili düşüncelerim biraz çarpıcı gelebilir. Dinlediğim fikirler ve yorumlamalar ışığında ben de kendi çevreye duyarlılığımı geliştirdim. 

Uyanışımın ilk yıllarında ciddi derecede efor sarfediyordum. Şehirden köye bile taşınmıştım. Tam o zamanlar bahçede kompost yapma girişimlerim vardı. Sonuçsuz kaldı. Poşet ve plastiği azaltmayı düşündüm. Onda da başarısız oldum. Kendi diş macunum, deodorantım, temizlik malzemelerimi kendim yapmaya çalıştım. Ondan da bir süre sonra caydım.

Alışık olduğum bir hayat, hazıra konuş, tüketim ve alternatif doğal ürünlerin pahalı olması etkenleri vardı. Bir anda değişim hiç de düşündüğüm gibi olmadı. Başarısızdım. Yapamıyordum. Dünyayı kirletmek, tüketmek istemiyordum ama bunun alternatifleri ne yazık ki kolay değildi.


Çevre mühendisi bir arkadaşımla bu "sıfır atık", "paralı poşet" gibi uygulamaları konuşuyorduk. Almanya seyahatimde gördüğüm "paralı poşet" ve "geri dönüşüm kutuları" beni etkilemişti. Keşke Türkiye'de de bunlar uygulansa diyordum. "Ne kadar cahiliz, geri kaldık." diyordum.

Lakin çevre mühendisi arkadaşım öyle düşünmüyordu. "Biz ne kadar poşet kullanmasak da her şeye dikkat etsek de, endüstri tesisleri sulara akıttığı kimyasallarla, havaya saldığı gazlar ile dünyayı öyle bir kirletiyor ki, onlar buna son vermeden bizim yaptığımız her şey sonuçsuz kalıyor." demişti. Onu o kadar saçma bulmuştum ki. Kavga edecektik neredeyse. "En azından herkes kendi yapabildiğini yapabilir." diyordum.

En çarpıcı söyleyeceğim şey ise şuan bu fikre katıldığımdır. Evet, "Endüstri tesisleri, fabrikalar kendilerini düzeltmedikçe bizim yaptığımız her şey yetersiz kalacaktır.". Eğer bu konuyu gerçekten kafaya takıyorsak, fabrikalarla, HES lerle mücadele etmeliyiz. 

Tabiki erdemli bir insan olmaya dikkat ederek ve sorumluluk duygusuyla elimden gelen her şeyi yapıyorum. Ama benim yaptığım şey ile ne yazık ki dünya kurtulmayacak. Keşke kurtulsaydı. 


"Sıfır atık" konusunda ise; bir insanın hayatında üzerine bu kadar yük yüklenmemesi gerektiğini düşünüyorum. Biz "sıfır atık" diyerek, çöpümüzü azaltacağız diye göbeğimiz çatlıyor, ki bir süre sonra sonuçsuz kalıyoruz. -Çünkü çok yorucu.- 

Vicdanen rahatlamak için yapılabilir ama bir sonuca ulaşmayacak. Maalesef araştırmalarım beni bu sonuca götürdü. Dünyanın sonuna da yaklaştığımızı düşünüyorum. Bir 1000 yıl daha olmayacak maalesef. Her konuda umutlu olan ben bu konuda umutsuzum..

Yine de biz elimizden geleni yapalım. Sorumluluk alan ve erdemli bireyler olalım. Araba kullanımını azaltalım. Arabalarımızın motorlarını düzenli olarak temizletelim. Daha çok yürüyelim, bisiklet kullanalım. Yağlarımızı atık depolarına gönderelim. İsraf etmeyelim. Yanımızda alışveriş çantalarımızı taşıyalım. Denizlere çöp atmayalım. Genel olarak çöplerimizi yere atmayalım.


Bu konuda fikrimi değiştirecek arkadaşlar varsa, yazınızı yorum olarak paylaşın lütfen. Ağaç Ev'de haftaya  görüşmek üzere...

Edischar.