2 Kasım 2019 Cumartesi

Kasım Ayı Meydan Okuması - 02.11



Ne güzel ya her yerde bir başlık, "Ağaç Ev Sohbetleri, Kasım Ayı Meydan Okuması, Mimler, Kasım.."

Çok beğendim bu etkinliği ben. 2 Kasım sorusunu cevaplamaya çalışacağım. Doğaçlama giriyorum şimdi, gazamız mübarek ola.

Soru: En sevdiğin koku ve sesleri yazar mısın?

En sevdiğim koku fırından gelen mis yemek kokusudur. Poğaça, limonlu kek, patatesli tavuk, üzümlü kurabiye ve türevleri. Hem iştahımı açar hem de hayata bağlar beni. Sıcak ve samimidir. Bereketlidir. Ev yemek kokusuyla dolar, o kokunun bereketine, nasibi olan gelir nasibini yer. Komşuya da kokmuştur. Komşuda pişer bize de düşer hesabı hemen bir tabak da komşuya gider..

4 yaşındaki kedim Shiva'nın kokusu da çok güzeldir. Boynuna yumulurum yumidiğin. Mis mis.. En sevdiğim kokulardan ve burnumda tütenlerden..

Bir de senelerdir Roberto Cavalli parfümünün hastasıyım. Bir ara kullandım. Çok pahalı alamıyorum şimdi. Ama en güzel parfüm o. En sevdiğim kokulardan.


Sevdiğim bir ses.. hmm..

Annemin telefonu açıp mutlu mutlu haykırması olabilir. "Yavrucuum nasılsııınn?:))))" gibi.
Genelde sessizliği severim ben. Hiç düşünmedim bunu.
Bu ara Cem Kısmet'in sesine taktım. Pilli Bebek dinliyorum hep. Onu alalım sıranın başlarına :)
Rüzgarda ağaçların hışırtısı olabilir belki. Çıkmadı sesten bir şey. Sizden okumayı bekliyorum.

Etkinlik hakkında bilgi için. Zeynep 'in bloguna ışınlanın :)

Sevgiler,
Edischar

1 Kasım 2019 Cuma

Kasım Hatrına Tema Değişikliği


Merhabalar!!
Amanın "Kasım" geldi!
Zaman ne de çabuk geçti. Artık sonbahar temasını yeryüzünde görmeye başladık. İstanbul'dan bildiriyorum. 2 gündür hava yağmurlu.. Yapraklar dökülüyor, hava kapalı ve soğuk bir rüzgar esiyor.

Ben ise sıcacık evimde, açtım perdeleri sonuna kadar. Yaprakların kıpırtısını izliyorum. Gri arka planın üzerinde turuncular, sarılar, kahverengiler..

Sonbahar temalı şarkılar dinliyorum. Birazdan da elime bir kahve alırım. Cam kenarındaki tekli koltuğumdan manzarayı izlerim. Ayaklarım kalorifere dayalı..

Ödevim de bitti. Artık tam keyif vakti. Elime kitap alırım. Buket Uzuner'in bir kitabını okuyordum. "Selin ve Cem'le Yolculuklar".



Kasım'ın hatrına Edischar teması da değişti. Artık cıvık beyaz uymuyor, çiğ kalıyor gibi geldi. Bir de kazak resmi iliştirdim kenara. Kahve kupası içinde marshmallowlar da olabilirdi.  Belki ilerleyen günlerde.

Bu sonbaharın tadını kaçırmayalım, tadını çıkaralım. Sonbahar da ne güzel mevsim. Rahatlama mevsimi.. Yazdan sonra, kıştan önce.

Sonbahar Müziği bırakıyorum buraya. Açalım çalsın kenarda..

**Kasım Ayı Meydan Okuması isimli çok güzel bir etkinlik başlatmış Zeynep arkadaşımız. Kasımın 10'una kadar her gün bir soru cevaplanacak.. Sorular şahane.. Hadi siz de katılın :)

Sevgiler..
Edischar.

22 Ekim 2019 Salı

Ağaç Ev Sohbetleri - 8


Ufak bir zaman buldum ve hemen Ağaç ev sorusunu cevaplamak istedim. Bu hafta sorumuz İrem Can'dan geldi. Sevgili Deep'imiz de soruyu yayınladı.. Daha önce duyuru yapmıştım. Bu ara yoğunluktan dolayı Taha da ben de girip pek fazla ilgilenemiyoruz bloggerla ve Ağaç Ev'in daim kalması için bunu isteyen arkadaşlarla beraber devam ettireceğiz.. 

Soru: "Ölmeden önce yapılacak listende neler var? Ya da sadece bir yıl ömrün kaldığını söyleseler ölmeden önce neler yapardın?"

Aslında bu benim çok korktuğum bir soru. Çünkü bir "Bucket list" imin olması gerektiğini düşünüp bir türlü de yapmam o listeyi. Çünkü benim elimde değil gibi geliyor planlarım.

Son bir yılım kalsa hayır hasenat yapar, ahirete çalışırdım herhalde. 

Ki aslında bu sorunun cevabı benim için şu şekilde olmalı. Zaten her günü son günümmüş gibi yaşıyorum. Her gece uykuya dalarken "Sabah uyanamayabilirim" diyorum kendime. 

Her şey akıyor, zaman geçiyor.. Ne zaman öleceğimiz o kadar belirsiz ki, çok fazla ileriye dönük isteğim yok. Daha doğrusu dünyaya dair bir isteğim yok. Ben kendimi bulmakla meşgulüm. Kendimi olabildiğince geliştirmekle meşgulüm. İçsel huzur ve içsel tatminlik.. İnsanın kendi içindeki dengeler önemli benim için. 

Dünyada yapamazsam içimde kalacak bir arzu yok.. Yaşamam ne gerekiyorsa yaşayacağım. Faydalı olmak isterim ama. Montessori de bu yüzden karşıma çıktı belki, diyorum. Çocuklara, geleceğe bir iz bırakmak. Onların hayatında doğru bir rol oynamak benim için faydalı bir iş yapmanın hazzı olabilir.

Son bir yılım var deyip yabanice arzularımı doyurmaya kalkmazdım. Yani şu ülkeyi de göreyim, şunu de yapayım demezdim.. Belki sonuçlarını düşünmezdim sadece yaptığım şeylerin. 

Zaten hayata karşı cesur biriyim. "Aman ne olursa olsun, ben bunu yapacağım" dediğim anlar çoktur. 

Yine de dünyada yapmak istediğim şeyler şöyle olabilir;
-Birini delice sevmek, aşık olmak.
-Evlenmek.
-Sevdiğim kişiyle salaş, sıcak mekanlar keşfetmek.. Dizine yatmak, saatlerce konuşmak.
-Gizli bir yazar olmak.
-Paris'te kruvasan, İtalya'da makarna ve pizza yemek.
-Fransa'dan parfümler, kremler almak ve gece uyumadan önce bakımımı yaparak uyumak :D
-Range Rover'a binmek olabilir. Niyeyse bu arabalara karşı farklı bir tutkum var.
-Tam bir entellektüel olmak isterdim. Filmler, kitaplar, müzikler ve yemekler benden sorulsun isterdim :)

Zorluyorum ama pek bir şey çıkmıyor. Üniversitede bunu sorsaydınız "Dünya'yı gezmek" derdim. Karavanla ya da trenle olabilirdi. Lakin şuan bunu gereksiz görüyorum. Tabiki yine gitmek isterim ama gitmek için özel bir çaba göstermem. 

Bu ara coşkulu olmak yerine görevime odaklanmış vaziyetteyim. Ödevlerimi tamamlıyorum. Kursa gidip eve dönüyorum. İstanbul'dayım ama henüz çıkıp da bir İstanbul gezisi yapmadım. 

Heyy İstanbul'da yaşayanlar. Bana önerileriniz neler? Sevdiğiniz mekanları önerir misiniz?? Yoksa ben kendim mi geze geze keşfedeyim :)

Sevgiler
Edischar

18 Ekim 2019 Cuma

Ağaç Ev Duyuru !


Merhabaa. Odamdaki çoğu eşyam tamamlandı, perdelerim ve sandalyem de geldi. Sizin için bir video hazırlayacaktım ama o kadar çok ödevim var ki.. Yarın ve pazar günü kursum var. Yeni ödevler geliyor. Bu kadar yoğun olmak zor. Blogger ayrı bir emek istiyor.. Üstünkörü yazmak istemiyorum.

Birkaç duyurum var. Taha da ben de çok yoğunuz. Ağaç Ev Sohbetleri'ni nasıl götüreceğiz bilmiyorum. Eğer gönüllü arkadaşlar varsa, konuşulması istenen konuyu edischar@gmail.com üzerinden bana atabilir. Ben de sohbet başlatmak isteyen arkadaşlara onay veririm. Seçmek için değil de ilk yazanın konusu konuşulur. Böylelikle herkes kafasına göre yeni sohbet açmamış olur. Konuyu seçen kişi Ağaç Ev Sohbetleri başlığı altında konuyu ve yazıyı paylaşır. Yine konu pazar günü haber verilir ve pazartesiden itibaren yazarlar fikirlerini paylaşır.

Şimdilik böyle yapalım. Yoksa dağılıp gidecek Ağaç evimiz..

Güzel konular bekliyorum. Şimdiden ellerinize sağlık.

Son hafta Deeptone ve İrem Can'ın yayınladığı Ağaç Ev Sohbetini hala okuyup, cevaplamadıysanız işte LİNK

Edischar

8 Ekim 2019 Salı

Taşınıyorum.


Evet, başlıktan da çok net anlaşıldığı gibi "taşınıyorum" arkadaşlar.
Nisan ayına kadar babama yerleşiyorum. Yani İstanbul'a. Kursum hafta sonları İstanbul'da olduğu için, gidiş geliş problemine çözüm olarak bunu bulduk. Aynı zamanda İstanbul'dan iş de bulacağım. Araştırmalara hemen başladım.

Bambaşka bir dönem başlayacağı belliydi. Ben size sonbahar gelince çalışkanlık oranı artar, iş güç kapısı açılır dememiş miydim? :) Hakkaten de bir hareketlenme söz konusu. Hatta bir depar artma dönemi. Şehir değiştiriyom şehir. Ve ben hiç İstanbul'da yaşamadım.

Bu cuma günü pılımı pırtımı toplayıp babama gidiyorum. Nisan ayında Bursa'ya geri dönmeyi planlıyorum. Sadece kıyafetler ve kitaplarımı alacağım. Yine nereden baksan 2 valizden fazla kıyafetim vardır ama aralarda uğrayabilirim kalan eşyalarımı almak için.

Tabi heyecan var. Kaygı daha çok ama başımdan savmaya çalışıyorum. Ev arkadaşıma daha söylemedim. Söyleyebilecek gibi değilim şuan. Bilmiyorum.

Her şeyin hayırlısını dilemek kalıyor!

Öbür tarafta, montessori çalışmalarına evde başladım. "Doğumdan İtibaren Montessori" diye bir kitap okuyorum şuan.

Tahminimce bu konu çoğunuza sıkıcı geliyor ama hayatım ve yazılarım bu şekilde devam edecek. Fikirlerinizi yorum olarak bırakır mısınız?

Ağaç Ev cevabımı yayınlamaya çalışacağım, ne zaman bilinmez.

Şimdilik hoşçakalın.

Edischar.

2 Ekim 2019 Çarşamba

Ağaç Ev Sohbetleri - 5


Ağaç Ev'de bu hafta :
Bu haftanın tartışma konusu için içimizi yumuş yumuş yapacak bir şey düşündük. Önünüzde boş bir kağıt, doldurun doldurabildiğiniz kadar. Hayatınızda sevdiğiniz ve şükrettiğiniz şeyler, sizi gün içerisinde mutlu eden küçük detaylar nelerdir?

Bu haftaki ağaç ev sohbetim biraz da günlük tadında olacak. Bakalım uzar mı gider mi göreceğiz.

Şuanda central parkta(!) yürüyüş yapmaya takmış durumdayım. Dün gidemedim. Lakin bugün yine kahvaltıyı ve işleri tamamlar tamamlamaz koyuldum yola. Tempolu yürüyerek de spor yapmış oluyorum bir yandan tabi. Bu sefer galiba gerçekten kilo vereceğim. Eski fit günlerime dönmem an meselesi. Biraz gayret ve acı:)


Bu güzel ağaçlar için şükrediyorum.


En güzelinden ağaçların olduğu ve sırtımı da yaslayabildiğim bir yere örtümü serdim. Biraz meyve, salata, kitabım, müziğim ve huzur dolu dakikalar.. İşte buna şükrediyorum. Her gün yeni bir başlangıç ve her gün yeni güzellikler sunuyor hayat. Tam bitti, sıkıldım, derken ışıl ışıl parlıyor gözümün önünde umut. Böyle bir yer keşfedebildiğim için, yürüyebildiğim için, görebildiğim için, anlayabildiğim için şükrediyorum. Fırtına dolu ergenlik yıllarından geçip umutlu ve pozitif bir insana dönüştüğüm için şükrediyorum.

Piknik manzaram için şükrediyorum :D

Şu Amerika'dan gelen meşhur deniz atlı defter ve kalemim için şükrediyorum. 


Sahip olduğum ve olmadığım her şey için şükrediyorum. 


Sağlıklı beslenmeye meraklı olduğum için şükrediyorum :)

Hayallerimde bile tahmin edemeyeceğim kadar güzel ve tarihi bir evde oturduğum için şükrediyorum. Her zaman karnımı doyurabildiğim için.. Hayatta çok güzel fırsatlara sahip olduğum için.. Ailem olduğu için. Kardeşim dediğim insanlar olduğu için.. Üniversiteyi bitirdiğim için. Okuyabildiğim, yazabildiğim için. Ufkumun genişliği için.


Yaşadıklarım, anılarım, anlarım, yaşayacaklarım için şükrediyorum. Hayatı dolu dolu yaşadığım için, olgun düşünebildiğim için şükrediyorum.

Kıyafetlerim, kitaplarım, bilgisayarım, telefonum için şükrediyorum :D Sevdiğim için, sevildiğim için şükrediyorum.

En çok da sağlıklı olduğum için, genç olduğum için, güzel bir hayatım olduğu için şükrediyorum. Azla yetinmeyi bildiğim için, elimdekiyle mutlu olmayı bildiğim için, kendimi keşfetme yolunda olduğum için, hayatımın amacını aradığım için şükrediyorum. Blogum olduğu için, kendimi buralara atıp özgürce yazabildiğim için şükrediyorum.

Görüşmek üzere ^^

Edischar.

30 Eylül 2019 Pazartesi

Central Park'ta Yürüyüş


Merhaba sevgili blogger ailesi :)

Eylül ayının son günündeyiz.
Ablanız bugün yine değişiklik peşindeydi. Sabah 7'de uyanmaya çalışıyorum günlerdir. Daha alarmı bile görecek kadar gözümü açamıyorum. Direk kapatıyorum. 9'da uyanmaya devam.
Planım erkenden uyanıp, kahvaltıdan önce yürüyüşe çıkmaktı.

Eh uyanamayınca plan değişti. Kahvaltımı yaptım. Saat 10 gibi dışarı attım kendimi.  Siyah bir eşofman üstü hediye gelmişti geçenlerde. Geçirdim üstüme çıktım.

Merkezde oturduğum için insanların içinden geçerek tempolu yürümek bana garip geliyordu. Dedim "başlarım böyle işe." Cebime koydum biraz para, anahtar ve telefon. Çıktım yola.
Kulaklığımı da taktım. Baya yürüdüm yokuş aşağı. Dönüşüm tırmanış olacaktı çünkü.



Bursa'da çok güzel bir park var. Bursa'nın central parkı :) Kültür Park ismi. Buraya taşındığımdan beri gitmemiştim. Lisedeyken giderdim. Şimdi merkezde oturduğum için daha yakın düşüyor mesafe.



Çok güzeldi, bir sonbahar sabahında. Çok az insan vardı. Çoğu köpeklerini alıp yürüyüşe çıkmış insanlardı. Bisiklet süren birkaç kişi.. Yeşillik, çiçekler ve göl günümü güzelleştirdi. Bunları yaşayabildiğim için şükrettim. Nerede hareket orada bereket. Evde tıkılı kalsam nereden bulacağım bu güzelliği?


Yürüyüş bitti, eve geldim. Ama bacak kaslarım epey zorlandı. Uzunca bir yolu yokuş yukarı yürüdüm, tempolu. Bu acı keyif verdi deyim yerindeyse. Yansın, gitsin fazla kilolar. Eve gelince de tavuklu bir yemek yaptım. Proteini bol almaya çalışıyorum çok çabuk acıkıp saldırmayayım diye. Akşam 6'dan sonra bir şey yemiyorum. 6 gibi çorba ve salata ile günü kapatıyorum. Akşam da yeşil çay, melisa çayı, su gibi içecekler bana eşlik ediyor.

Bebek yeleğimin yarısına geldim. Yarın ya da öbürsü gün bitebilir.

Behzat Ç. de acayip akıp gidiyor. Çok güzel dizi abi ya. Nasıl böyle bir başyapıt çektiniz seneler önce?

Ağaç Ev'de bu hafta "Şükrettiğimiz şeyler"i konuşuyor olacağız. Soruya buradan ulaşabilirsiniz.  Yazılarınızı okumak için sabırsızlanıyorum. Enerjimizi yükseltelim bu hafta :)

Sevgiler
Edischar

Ağaç Ev Arşivi - 4


Ağaç ev sohbetlerinin dördüncü haftasını geride bıraktık. Bu haftanın konusu özgürlük ile ilgiliydi. Bu konuda paylaşılan tüm yazılar kronolojik bir şekilde ağaç ev arşivine kaydedildi. Diğer bloggerların görüşlerini merak eden herkes eğer hala okumadıysa bu sayede birbirlerinin fikirlerini okuyabilir.

Manxcat/Kuyruksuz Kedi - https://nurruyakara.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-4-ozgurluk-ve-1984.html

Nuroviç - https://nurovicci.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-4.html

Şevval - https://aranizdanbirilehayatadair.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-04.html

İrem Can – http://konumuzkitap.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-4.html

Bir Günce – https://1gunce.blogspot.com/2019/09/ozgurluk-uzerine-agac-ev-toplants_23.html

Edischar – https://edischar.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-4.html

Celibon – http://celibongunluk.blogspot.com/2019/09/aes-4.html

Akela – http://semsiyeninaltindakikiz.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-04_23.html

İlkay Özgür – https://fairytaleess.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-4.html

Deeptone – https://sadevederin.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-4.html

Kaystros Thyra – https://kaplandiary.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-04.html

Gideriken – https://homerostanfatoya.blogspot.com/2019/09/agac-evi-sohpetleri-4.html

Grift – https://girift0.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-4.html

İçimden Geldiği Gibi – https://inci-dizeler.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-04.html

Sevda Ünlü – https://sevdadanyazilar.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-4.html

Gecenin Sesi – https://geceninnsesi.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbeti-ozgur-muyuz.html

Gizli Pencere – https://gizlipencere06.blogspot.com/2019/09/agac-evi-sohpetleri-4.html

Tarif Dünyam – https://tarifdunyam.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-04-ozgurluk-anlays.html

Farklı Diyarlar –https://farklidiyarlarayolculuk.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-4-ozgurluk.html

Bu haftanın tartışma konusu için içimizi yumuş yumuş yapacak bir şey düşündük. Önünüzde boş bir kağıt, doldurun doldurabildiğiniz kadar. Hayatınızda sevdiğiniz ve şükrettiğiniz şeyler, sizi gün içerisinde mutlu eden küçük detaylar nelerdir?

Bu konuyla ilgili güzel yazılarınızı pazartesiden itibaren yayınlayabilirsiniz.

Her hafta ağaç evde toplaşmak üzere, teşekkürler :)

29 Eylül 2019 Pazar

Kız Çetesi.


Bazen hayat Tumblr olsun istiyorum. Tumblr'da yaşayalım. Görseller falan.
15 yaşlarında Tumblr açmıştım. Yine çok az insan Tumblr kullanıyor o zamanlar. Buluşmalar falan yapıyoruz. Üniversiteliler de vardı. Onlar çok havalıydı gözümüzde. Bursa'dayım o zaman.

Eskişehir'e geçince Eskişehir Tumblr yöneticisi olmuştum. Bir 4 sene öyle geçti. Buluşmalar yaptık. Arkadaş olduk. Kahvaltılar düzenledik. Oradan tanıştığım arkadaşlarımla senelerce görüştüm. Daha hala bile var görüştüğüm.

Kafanın uyduğu insanlarla görüşüyorsun. Buluşup iki çay içiyorsun, keyifli bir sohbet. Ne var ki bunda?
Zor olan aynı evi paylaşmak, ev arkadaşınla anlaşabilmek, tolere edebilmek. Herkesi olduğu gibi kabul edebilmek.

Mesela biz dün beraber bir film izledik ev arkadaşımla. Bir de misafirimiz vardı İstanbul'dan.
"Aşkın Gücü" diye bir film. Robin Williams filmi. Çok güzel bir filmdi diyemem. Romantik olsun diye açtık. Çok sakin geçti. Tema üzerinde yürüdü film. Ölümden sonra yaşamı inceleyen bir film.Ama kesinlikle semavi dinlerin ölümden sonrası ile ilgili değil. Daha çok new age akımı gibi. Reenkarnasyon falan da var. O konulara takılmazsanız, izlenebilir.


Robin Williams intihar etmiş. Onu da yeni öğrendim. Yaa işte para ve şöhret mutluluk getirmiyor. Anlayın artık bunu. Keşke eceliyle ölseydi. Neydi ki derdi? Üzüldüm şimdi.

Bir film daha izledim 2 gün önce. "The Bookshop". Bunu yalnız izledim mesela. Çünkü ev arkadaşım pek kitapları sevmez ve kitap konulu filmleri de sevmez. Eh iyi madem yalnız da takılınabilir. Uyuştuğumuz noktalarda birleşiyoruz, zevklerimizin ayrıldığı noktalarda kişisel hareket ediyoruz. Birbirimizi zorlamıyoruz diğer kişinin katılması için. Aslında ben daha çok ilgi alanına sahibim ve genelde ev arkadaşımın bakış açısı net. Çok az şeyden hoşlanıyor ve öyle hemen her şeye adapte olamıyor.

Aslına bakarsanız daha kafamı yakalayan biriyle tanışmadım. Benden bir tane daha yok herhalde. Almanca rap dinleyip, örgü ören, bir yandan Behzat Ç. izleyen, evde pijamayla dolaşıp bir anda kraliçe olmaya karar veren, deli gibi aşık olmak isteyip kendini aşka kapatan, ansiklopedi okuyan bazen de bomboş filmler izleyen, burger king yerken Harry Potter izleyip bir yandan da instagramda ekoloji araştırmaları yapan.. Falan liste uzar gider. Blog yazıyorum, edebiyata dair bir bilgim de yok. Bambaşka kafalar yaşıyorum. Çabuk değişiyorum, çabuk öğreniyorum, çokça deneyimliyorum. Kafam karışık değil. Sadece çok yönlü biriyim. 

Öyle biriyim işte. Hala kendimi keşfediyorum.


He film konusuna dönelim. "The Bookshop.". Türkçesi "Sahaf" diye çevriliyor. Filmde kitap gibi. Durağan bir film. Öyle İngiltere kasabasında geçiyor işte. Çok izlenesi değil. Ben sıkıldım. Tek cezbedici nokta kıyafetler, sokaklar olabilir. Kitap görmek olabilir. Velev ki filmin sonu beni şaşırttı :)

Edischar

28 Eylül 2019 Cumartesi

Edischar Örgü Örüyor


Hello everyone!

Sonunda bebek yeleğine başladım.
Sabah ev arkadaşımla beraber iplikçiler sokağını keşfe çıktık. Çok güzel, uygun ipler bulduk. 5 TL'ye ören bayan ın bebek iplerinden aldım. Biri beyaz biri sarı renkte. Cıvıcık bir sarı böyle tam neşeli, bebek işi.  Evdeki şişlerim bir numara büyük olsa da modele uyum sağladı.
Örnek modele buradan ulaşabilirsiniz.

15 sırasını falan örmüşümdür. Kenardan da Behzat Ç. izliyorum. Tam ponçik ev halleri.
Leyla ile Mecnun izliyordum aslında iyi gider diye ama Behzat Ç.'yi bitireyim artık dedim. Bu sefer bitiririm umarım.

Bende yine bir diyet halleri. Bu sefer akşam 6'dan sonra bir şey yemiyorum. Gündüz de normal besleniyorum. Abur cubur yok işte. Bakalım işe yarayacak mı. Ne düşünüyorsunuz? Bu şekilde zayıflayan var mı? Bir 5 kilo versem yeter. Her kadının bir 5 kilo fazlası vardır her zaman.

"Ardında Bıraktığın Kadın" kitabım gayet iyi gidiyor. Sevdim.

Hem film, dizi, kitap, örgü.. Ev işleri. Hepsine birden zaman ayıramıyorum. Nasıl olacak ? Hepsini de yapmak istiyorum. Keşke günler biraz daha uzun olsa. Her sabah 9 da uyanıyorum. Acaba 7'de uyanmaya mı başlasam ki..

Haftaya cuma İstanbul'dayım kısmetse. Kurs için 2-3 günlüğüne babamın yanına geçeceğim.

Bugün çok güzel bir salata yaptım. Sizinle de paylaşmak istiyorum.


-Haşlanmış kinoa
-Şeftali
-Elma
-Marul
-Biraz yağ ve bolca limon.
Karıştır, bitti.

Ay kesin yapın. Çok güzel oldu. Akşam salata ye, geç. Mis gibi.

Öptüm.
Edischar.

27 Eylül 2019 Cuma

Yanlış Ülkede Doğmuşum


Loredana - Genick

Selamlar,
Kış geldi derken yine havalar ısındı. Zaten bu belirsizlikler yormuyor mu insanı?  Her şey çok net olsun istiyorum. Ak ya da kara. Grilerin olduğunu kabullenmem zaman alıyor.

Ablam yine sorun çıkarmaya başladı. Bana zorla bir şeyler yaptırmaya çalışıyor. Yani keyfimi bozmakta üstüne tanımıyorum.

Dün Peru'dan bir arkadaş edindim. Kamerada görüştük. Bu şekilde İngilizce konuşma fırsatım da oldu. Belki sık sık ararım da pratik olur. Peru, ne kadar da egzotik bir memleket. Machu Picchu falan var. Dokuz Kehanet diye bir kitap okumuştum. O şekilde bir tanışıklık var bu ülkeyle. Başka da bir bilgim yok. Belki konuştukça açılır.

Yabancı insanlar tanımayı, ülkeleri tanımayı seviyorum. Aslında ucu bucu yok öğrenmenin. Kendi seçimlerimiz hepsi.. 12 yaşlarında yurt dışı sevdam başladı. O zamanlar Tokio Hotel vardı. Alman müzik grubu. Yaşıtlarımız "Hepsi" grubunu dinlerken biz Tokio Hotel dinlerdik en yakın arkadaşımla. O şekilde de İngilizceye merakım başladı, çünkü sayfalarını okuyamıyordum. İngilizce bile. Bir anda İngilizceye yoğunlaşıp notlarımı yükselttim. Almancaya da merakım var. Birazcık biliyorum ama çok değil. Umarım bir gün Almanca da öğrenirim.

Şuan Jojo Moyes - Ardında Bıraktığın Kadın kitabını okuyorum. Paris'te Balayı kitabının devamı bu. İlk kitabı çok sevmiştim. Karakterleri falan. Şimdi de büyük bir keyifle okuyorum.
Bu kadını okuyun ya, kitap okumayı sevdiriyor.

Mahalledeki teyzelere yemek dağıttım. Temizlik de bitti. Şimdi sanırım bir film izleyeceğim.

Sevgiler
Edischar

26 Eylül 2019 Perşembe

İlham Mimi


Pek sevgili blogger arkadaşımız Taha Akkurt bize, canının sıkkın olduğu ve motivasyonunun düştüğü şu sonbahar günlerinde, ilham almak ve fikirlerimizden yararlanmak için güzel mim soruları hazırlamış. Güçlü biri ve sadece biraz ilgiye ihtiyacı var bence :) Toparlanacak o da hemen. Onu blogger arkadaşları olarak sarıp sarmalayalım.

Ben ise sorduğu sorulara samimi cevaplar vermeye çalışacağım. Motivasyon çalışması yapan ve genelde olumlu düşünen biri olarak umarım yardımcı olurum sevgili arkadaşıma :) Sevimli blogger topluluğumuz eksilmesin, yıllarca devam edelim.. 10 yıllık blogger sayfasını kutlayan arkadaşlardan da ilham alalım!

1) Hayatınızda şikayet ettiğiniz şeyler nelerdir?

Ben öncelikle sorunun bu şekilde olmasının, ruh halini ele verdiğini düşünüyorum. Şikayet edecek bir şey aramaya gerek yok ki. Mutlu olacak şeyleri yazabiliriz bir kağıda. Şükürlerimizi yazabiliriz. Sadece hayal kurabiliriz. Olur mu olmaz mı diye düşünerek değil de sadece hayal kurmak işte. Enerjisel olarak yukarı çekecektir eminim.

Ha şikayetim kendimdeki eksik yönlerim olabilir belki, nasıl kendimi ileri taşıyabilirim sorularıyla çözüm ararım buna da. Bir mühendis olarak, soruna değil de daha çok çözüme odaklanıyorum.

2) Rutine girdiğinizi fark ettiğinizde ne yaparsınız?

Rutine girdiğim olabiliyor. Bunun için de sevebileceğim yeni şeyler için araştırma yapıyorum, umutlu oluyorum. Endişelenip hemen o karanlık ruh haline bürünmüyorum. Bir şekilde bazı kanallardan besleniyoruz. Oralardan ilham alıyorum. İnstagram sayfaları, youtube kanalları. Pinterest gibi. Hobi araştırıyorum, çıkıp geziyorum. Konfor alanımdan çıkmaya çalışıyorum. Cesaretli oluyorum.

Söz konusu iş hayatı olunca evet o biraz yıpratıcı oluyor. Ama onda da şu şekilde davranıyorum. Mesela termosta çay, kahve yapıp yanımda götürüyordum. Sağlıklı yemekler hazırlayıp yanıma alıyordum. Öğle yemeğinde sevdiğim bir ortam bulup orada kendime vakit ayırıyordum. Yazıp çiziyordum. Çıkmaya gayret ediyordum o rutinden.

3) En son yaptığınız önemli değişiklikler nelerdir?

Bir kere mesleğimi değiştirmeye karar verdim. Daha ne olsun. İnşaat mühendisiyim ama Montessori öğretmeni olma yönünde adımlar atıyorum. Kursa başladım. Çalışırken, evde oturmaya başladım. Evde hobiler geliştiriyorum. Kitap okumayı alışkanlık haline getirdim. Blogta düzenli olarak yazıyorum. Bazen sadece yazmak da iyi geliyor. Açıkcası ben hayat yolunda cesaretli olmaya ve risk almaya inanıyorum. Yoksa hayat tekdüze ve sıkıcı ilerliyor.

4) Motivasyon olarak düştüğünüzde sizi ayağa kaldıran, size ilham veren şey nedir?

Hayallerim ve başarılı olma isteğim olabilir. Kendimi gelecekte koyduğum yer beni ayakta tutuyor. Çok fazla dibe batmaya izin vermeden o ruh halinden memnun olmuyorum ve hemen beni oradan çıkaracak bir şeyler arıyorum.

5) Hayat mottonuz nedir?

Her şey gelip geçiyor. Her zaman böyle olmayacak. Hayata teslim ol. Şükret. "Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır.". Ne yaparsan yap ama en iyisini yap. Çalışkan ol, tembelleşme :)

Ergenler keşfetmeden de bir Ezhel çalışması bırakayım şuraya. AYA. Kulaklığını tak ve dinle sevgili okuyan :)) Almanca rap esintileri ^^

Mimi gören herkesi mimliyorum :)

Edischar

25 Eylül 2019 Çarşamba

Skate 4ever


Merhabalar :)

Zamanında kaykay ve paten yapmıştım. Ne severdim ya. Ne ara büyüdüm be. Hala kaykay yapan çocukları gördüm mü izlerim. Çok da severim. Kendim yapamasam da. BMX hayranlığım falan da vardı. Çılgındık be. Farklı çocuklardık. Marjinal idik. Herkesi beğenmezdik. Kaykay grubumuz vardı. Kaykaycı çocuklar ilen takılırdık hacım.

Yazın çok aktif bir blogger zamanı geçti. Sonbahar geldi, dengeler değişti dimi. O fıkır fıkır enerji yerini sakinliğe ve içe kapanmaya bıraktı. Olabildiğince her gün yazmayı hedefliyorum. Sadece çok şehir dışına çıktım ve internetsiz ortamlardaydım. Şuan bir problem yok :) Aman nazar değmesin.


Dün uzun zamandır gördüğüm Cannes ödüllü Fransız yapımı Mommy filmini izledim. Film alışılmışın dışında bir konuyu içeriyor. Hiperaktivite bozukluğu olan bir çocuk ve çocuğunun davranışlarını aratmayan annesinin mücadelesini konu alıyor. Film, Fransızca konuşulmasına rağmen Kanada'da çekilmiş sanırım. Ben öyle anladım. Bunu anca filmin ortalarına doğru fark ettim. Halbuki en baştaki yazıda Kanada'da yeni çıkan bir kanundan bahsediyordu. Artık aklım neredeyse.. Müthiş entelektüellik seviyem. Daha filmi anlamıyom.


Loredana da yeni albüm yapmış. "King Lori". HANA şarkısına bayıldım. Mozzik ve Loredana'nın minik kızları Hana'dan alıyor ismini ve onu anlatıyor şarkıda. Edischar, tam bir Almanca rap hayranıdır. Almanya ve Almanca'yı da çok sever. Edischar'daki "sch" sesi, bu hayranlıktan geliyor.
Neyse ki Almanya'ya gitme fırsatım olmuştu. Keşke yine gidebilsem.

Bu ara bende bir Avrupa'yı görme sevdası başladı. Hadi bakalım hayırlısı. Interrail falan yaparmışım. Şu trenle Avrupa'yı geziyorsun ya. Üniversite'de yapamadık, belki aklımız başımızdayken yaparız. Kim bilir..

Şimdilik yeni odamızın tadını çıkarıyoruz arkadaşımla. Temizlik de bir yandan devam ediyor. Bitmiyor ki anasını satayım. Ay. Ağzıma vurayım.

Montessori kursuna seçilmişim. Önümüzdeki hafta kursa başlıyorum. Bol bol detay vercem inşAllah.

Sizler neler yapıyorsunuz? Ağaç Ev'de çok güzel konular konuşuluyor. Bu haftanın sorusunu hala cevaplamadıysanız. Come on!

Sevgiler
Edischar

24 Eylül 2019 Salı

Evsel Olaylar

 

Geldim ve rahat durmadım. Hemen ev temizliğine giriştik ev arkadaşımla. Aylardır bekleyen işleri bir günde hallettik. Çerçeve alındı, fotoğraf çıkarıldı. Ayna alınıp girişe monte edildi.

Ani bir hareketle oda düzenimizi değiştirdik. Odamızı birleştirdik.
Haftalardır depoda duran ayaklı askılık için vida alındı ve kuruldu. Odayı hemen ısıttı bu askılık. Zaten baya hoş bir detay. Severim.
Odamız kış için hazır. En sıcak odayı seçtik ve eşyalar da gelince oda doğal olarak ısındı. Umarım kışın da sıcacık olur.

Çok üşüyen biriyimdir. Kansızlık başa bela. İnsanlar şok oluyor böyle battaniyeye sarılı, polar kıyafetler içinde görünce. Ama n'apayım? Üşüyorum.

Az önce de ütüyü yeni bitirdim. Şehir dışına çıkıp gelince dağ gibi ütü oluyor tabiki.

Makbule Teyze'ye çuvalla ip gelmiş. Parça parça. Aldım biraz içinden seçip. Bakalım, patik matik örerim belkim.

Aslında o kadar işim oluyor ki gün içinde hobilerime zor vakit kalıyor. Temizlik ve yemek günün dörtte üçünü kaplıyor. Geri kalan vakitte de ayaklarını uzatıp sohbet ettiğin bir an oluyor. Yine de hobilerime vakit ayırmaya çalışıyorum. Ki bir bavul kitap getirdim, şimdi onları okuma vakti..

İyiden iyiye işsizliğe alıştım ve seviyorum evde kalmayı.

Şimdi ev arkadaşım kahve içmeye çağırıyor. Gidiyim bari.

Sevgiler
Edischar.
 

23 Eylül 2019 Pazartesi

Ağaç Ev Sohbetleri - 4


Özgür olduğunuzu düşünüyor musunuz? Özgürlük sizin için ne anlam ifade ediyor? Size göre özgür olmanın sınırı nedir?

Son yıllarda fazlaca anılır oldu özgürlük. Herkes özgür olmak istiyor. Kimse bana karışmasın, her istediğimi yapayım; ahlak kuralları, etik anlayışı, anne baba sözü olmasın, ne dilersem onu yapayım gibi bir istek ortaya çıktı.

Özgürlük, Amerika'da yaşanılan hayat diye düşünüyorum. Herkes istediğini yapıyor. Herkes istediğine inanıyor. İstediği gibi yaşıyor. Devlet bile buna engel değil. Lakin ben bu özgürlüğü istemiyorum. Bu kadar özgür ve ahlaki değerlerden yoksun olmak beni rahatsız ediyor.

Kendi ahlak anlayışıma yakın bir topluluk beni daha rahat hissettiriyor. İnsan kendi görüşünden insanları etrafında görmek istiyor. En azından ben öyleyim. Bazı ahlaki değerlerin korunmasını seviyorum.

Kendimi çok fazla özgür bırakmamaya gayret ediyorum. Özgürlüğümden vazgeçmiş biriyim.

Benim özgürlük anlayışım; düşüncelerimde özgür olabilmek, istediğim gibi düşüncelerimi ifade edebilmek, istediğim mesleği seçebilmek, hayatımı yönlendirebilmek. Bunları yaparken de kendi seçtiğim inanış ve etik kurallarına uymak. Özgürlük, kendine ait bir alanın olması. Bir oda, bir masa belki..

Bunun yanında, yan taraftaki komşumun yüksek sesle müzik dinleme özgürlüğü olmamalı. Onun özgürlüğü benim sessiz kalma özgürlüğümü kısıtlamamalı.

Bir mümin için en büyük özgürlük, yatsı namazını kıldıktan sonradır mesela:) Bütün gün üzerine farz olan namazları kılmıştır ve görevlerini yerine getirmiştir. O saatten sonra istediği gibi yatar, çayını içer, dinlenir, istediği zaman uyur.

Mesela müslümanlık, özgürlükten kendi isteğinle vazgeçmektir. Her istediğini yapmamaya karar verirsin. Haram ve helal sınırların vardır ve bu seni mutlu eder.

Özgür olmanın sınırı hayattaki ahlaki değerlerin ve bir başkasının özgürlüğünü kısıtlamamaktır.

Benden bu kadar. Düşüncelerinizi okumak için sabırsızlanıyorum :)

Edischar

Ağaç Ev Arşivi - 3


Ağaç ev sohbetlerinin üçüncü haftasını geride bıraktık. Bu haftanın konusu yaşadığımız yerlerle  ilgiliydi. Bu konuda paylaşılan tüm yazılar kronolojik bir şekilde ağaç ev arşivine kaydedildi. Diğer bloggerların görüşlerini merak eden herkes eğer hala okumadıysa bu sayede birbirlerinin fikirlerini okuyabilir.

Kaystros Thyra - https://kaplandiary.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-03.html

Şevval - https://aranizdanbirilehayatadair.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-03.html

Akela - http://semsiyeninaltindakikiz.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-03.html

Farklı Diyarlar - https://farklidiyarlarayolculuk.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-3-ankara.html

Belle’nin Kütüphanesi - http://belleninkutuphanesi.blogspot.com/2019/09/agac-evi-sohbetleri-03.html

Deeptone - https://sadevederin.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-3.html

Gizli Pencere - https://gizlipencere06.blogspot.com/2019/09/agac-evi-sohbetleri-03.html

İlkay Özgür - https://fairytaleess.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-3.html

Taha Akkurt - https://akkurttaha.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-03.html

Nuroviç - https://nurovicci.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-3.html

Adamkarga - https://adamkarga.net/antalyayi-sevmeyen-karga/

Burcu - http://belkiuzaklar.blogspot.com/2019/09/17919.html

Kitap Galaksisi Rehberi - http://kitapgizi.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-3.html

Edischar - https://edischar.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-3.html

İrem Can - https://konumuzkitap.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-3.html

Sanat Penceresi - https://sanatpenceresinden.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri.html

Tarif Dünyam - https://tarifdunyam.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-03-fatih-sultan.html

Manxcat / Kuyruksuz Kedi - https://nurruyakara.blogspot.com/2019/09/siselere-deniz-koy-gemiler-batsn-agac.html

Esma Ünlü - https://benimisimdikis.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-03.html

Gözde Türker - http://okuyanmuggle.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-3-altn-gunes-orda.html

Gecenin Sesi - https://geceninnsesi.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbeti-istanbul.html

Can Uzunyol - https://canuzunyol.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-3.html

Celibon - https://celibongunluk.blogspot.com/2019/09/aes-3.html

Gonca’nın Dünyası - http://goncanindunyasindan.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbetleri-3.html

Bu haftanın tartışma konusu için Kaystros Thyra, özgürlüklerimiz ile ilgili bir öneride bulundu. Buradan ilham alarak şunu soruyoruz sizlere: Özgür olduğunuzu düşünüyor musunuz? Özgürlük sizin için ne anlam ifade ediyor? Size göre özgür olmanın sınırı nedir?

Bu konuyla ilgili güzel yazılarınızı yarın akşamdan itibaren yayınlayabilirsiniz.

Her hafta ağaç evde toplaşmak üzere, teşekkürler :)

22 Eylül 2019 Pazar

Bir Fincan Çay


Eviiimmmm. Evim evim canım ponçik evim. Oh be insanın evi gibisi yok.
Dün nihayetinde Bursa'ya döndüm. Gelir gelmez misafir ağırladım. Sonunda bir sandalye üzerine oturdum.

Neredeyse 15 gündür yokum evde. Bu dönem güzel geçti. Sevdiğim, özlediğim insanları gördüm. Akraba ziyaretlerimi yaptım. Artık sonbaharı evimde geçirmek istiyorum.

Havalar iyiden iyiye soğudu. Geceleri battaniye yetmiyor. Polar pijamalarımı dün gece ani bir kararla bazanın altından çıkardım. Meşhur mavi polar pijamalarım. Geçen kış baya benimle özdeşleşmişti. Bu sene de trend olmaya devam ediyor.

Bakalım ilk defa bir sonbaharda evdeyim. Patik örmeyi öğreniyorum. Ablamın bebeği için bebek hırkası örmeyi de planlıyorum. Kışın örgü ve çay ikilisi otomatikman ortamı ısıtacaktır diye tahmin ediyorum.

Halamdan bir bavul dolusu kitap getirdim. Hepsi de roman. Oh sefam olsun. Roman okuyacağım. Debbie Macomber, Sarah Jio, Buket Uzuner okuyacağım. Çerez kitap okuyacağım. İstediğimi okuyacağım. Hiç bilgi içermeyen kitap okuyacağım. Kime ne?

Roman okumayı o kadar seviyorum ki. Ben ve kitabım. İkimiziz. O kadar farklı hayatlar görüyorsun, duygusal zekan o kadar gelişiyor ki, uzaktan yargılayan anlayamaz..

Bu kış iyiden iyiye el işleriyle geçecek gibi. Şişler, tığlar, ipler, boncuklar.. Ne bulduysam evden getirdim. Hobi çantam oldu.

Bir yandan film de izlerim belki artık. Evdeyim nasılsa.

Evimi özlediğimi söylemiş miydim? İnsanın evi gibisi de yok demiş miydim? Mis mis..

Edischar.

15 Eylül 2019 Pazar

Ağaç Ev Arşivi - 2


Ağaç ev sohbetlerinin ikinci haftasını geride bıraktık. Bu haftanın konusu dünyamızın sorunlarıyla ilgiliydi. Bu konuda paylaşılan tüm yazılar kronolojik bir şekilde ağaç ev arşivine kaydedildi. Diğer bloggerların görüşlerini merak eden herkes eğer hala okumadıysa bu sayede birbirlerinin fikirlerini okuyabilir.




























Öncelikle konu önerileri için birkaç fikir geldi, hepsini yavaş yavaş tartışacağız inşallah. Bu haftanın konusu ise şu şekilde:

Farklı şehirlerde hatta farklı ülkelerde yaşayan ancak her hafta ağaç evde toplaşan kişiler olarak bu hafta yaşadığımız şehirleri konuşmayı istedik: Yaşadığınız şehrin sevdiğiniz ve sizi oraya bağlayan özellikleri nelerdir? Şehrinizde gitmeyi tercih ettiğiniz yerleri, meşhur yemekleri ve bir gün uğrarsak bize önerebileceğiniz aktiviteleri tanıtır mısınız?

Bu konuyla ilgili güzel yazılarınızı yarın akşamdan itibaren yayınlayabilirsiniz.

Her hafta ağaç evde toplaşmak üzere, teşekkürler :)