10 Eylül 2019 Salı

Ağaç Ev Sohbetleri - 2


Ağaç Ev'i hepimiz çok sevdik. Minderleri seriyoruz, battaniyelerimiz ile sıcacık sohbetler ediyoruz. Bugünkü konu epey ciddi. İrem Can'a teşekkürlerimi sunuyorum, bu farkındalık içeren soru için. Lütfen konuşmak istediğiniz, yazarlara sormak istediğiniz soruları siz de yorumlarla bize ulaştırın. Belki haftaya sizin sorunuzu konuşuyor oluruz? :)

Bu haftanın sorusu:
Doğamız giderek tehlike sinyalleri veriyor. Küresel ısınma ve çevre kirliliği en had safhada. Bunlar için geri dönüşüm, sıfır atık, daha az tüketim hatta poşetlerin paralı olması gibi önlemler alınıyor. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz? Geleceğimiz için daha yaşanılır bir dünyayı nasıl sağlayabiliriz?


Konuyla ilgili düşüncelerim biraz çarpıcı gelebilir. Dinlediğim fikirler ve yorumlamalar ışığında ben de kendi çevreye duyarlılığımı geliştirdim. 

Uyanışımın ilk yıllarında ciddi derecede efor sarfediyordum. Şehirden köye bile taşınmıştım. Tam o zamanlar bahçede kompost yapma girişimlerim vardı. Sonuçsuz kaldı. Poşet ve plastiği azaltmayı düşündüm. Onda da başarısız oldum. Kendi diş macunum, deodorantım, temizlik malzemelerimi kendim yapmaya çalıştım. Ondan da bir süre sonra caydım.

Alışık olduğum bir hayat, hazıra konuş, tüketim ve alternatif doğal ürünlerin pahalı olması etkenleri vardı. Bir anda değişim hiç de düşündüğüm gibi olmadı. Başarısızdım. Yapamıyordum. Dünyayı kirletmek, tüketmek istemiyordum ama bunun alternatifleri ne yazık ki kolay değildi.


Çevre mühendisi bir arkadaşımla bu "sıfır atık", "paralı poşet" gibi uygulamaları konuşuyorduk. Almanya seyahatimde gördüğüm "paralı poşet" ve "geri dönüşüm kutuları" beni etkilemişti. Keşke Türkiye'de de bunlar uygulansa diyordum. "Ne kadar cahiliz, geri kaldık." diyordum.

Lakin çevre mühendisi arkadaşım öyle düşünmüyordu. "Biz ne kadar poşet kullanmasak da her şeye dikkat etsek de, endüstri tesisleri sulara akıttığı kimyasallarla, havaya saldığı gazlar ile dünyayı öyle bir kirletiyor ki, onlar buna son vermeden bizim yaptığımız her şey sonuçsuz kalıyor." demişti. Onu o kadar saçma bulmuştum ki. Kavga edecektik neredeyse. "En azından herkes kendi yapabildiğini yapabilir." diyordum.

En çarpıcı söyleyeceğim şey ise şuan bu fikre katıldığımdır. Evet, "Endüstri tesisleri, fabrikalar kendilerini düzeltmedikçe bizim yaptığımız her şey yetersiz kalacaktır.". Eğer bu konuyu gerçekten kafaya takıyorsak, fabrikalarla, HES lerle mücadele etmeliyiz. 

Tabiki erdemli bir insan olmaya dikkat ederek ve sorumluluk duygusuyla elimden gelen her şeyi yapıyorum. Ama benim yaptığım şey ile ne yazık ki dünya kurtulmayacak. Keşke kurtulsaydı. 


"Sıfır atık" konusunda ise; bir insanın hayatında üzerine bu kadar yük yüklenmemesi gerektiğini düşünüyorum. Biz "sıfır atık" diyerek, çöpümüzü azaltacağız diye göbeğimiz çatlıyor, ki bir süre sonra sonuçsuz kalıyoruz. -Çünkü çok yorucu.- 

Vicdanen rahatlamak için yapılabilir ama bir sonuca ulaşmayacak. Maalesef araştırmalarım beni bu sonuca götürdü. Dünyanın sonuna da yaklaştığımızı düşünüyorum. Bir 1000 yıl daha olmayacak maalesef. Her konuda umutlu olan ben bu konuda umutsuzum..

Yine de biz elimizden geleni yapalım. Sorumluluk alan ve erdemli bireyler olalım. Araba kullanımını azaltalım. Arabalarımızın motorlarını düzenli olarak temizletelim. Daha çok yürüyelim, bisiklet kullanalım. Yağlarımızı atık depolarına gönderelim. İsraf etmeyelim. Yanımızda alışveriş çantalarımızı taşıyalım. Denizlere çöp atmayalım. Genel olarak çöplerimizi yere atmayalım.


Bu konuda fikrimi değiştirecek arkadaşlar varsa, yazınızı yorum olarak paylaşın lütfen. Ağaç Ev'de haftaya  görüşmek üzere...

Edischar.

57 yorum:

  1. Arkadaşınızın dediğine katılıyorum, yine de biz elimizden geldiği kadar dikkat edelim, üzerimize düşeni yapalım en azından iyi örnek olalım

    YanıtlaSil
  2. Bazen bu konularda etki alanı büyük, köklü kişilerin ve kurumların harekete geçip bilinçlenmesi, kurtarması, onarması gerektiğini düşünüyorum. Bazen de halk ayaklansa her şey hallolur, fakirler zenginlerden daha çok diyorum. Değişken düşüncelere sahibim bu meselede, konuşsam sayfalarca çözüm önerisi var fakat hayat şartları buna izin vermiyor gibi geliyor bana. Bir de konuya sosyolojik boyuttan bakmak gerek, düşünsene uyanıyorsun ve tek derdin atıklarını ayıklamak, doğayı korumak, daha temiz hava sağlayabilmek. Ama gel de anlat hayat mücadelesi veren, açlık ve yoksullukla, gerginlikle, kaosla uyanan halka doğa mücadelesini, küresel ısınmayı.. Anlatamazsın, anlatsan bile iç güdüsü ona şuan için ucu dokunmayan sorunlar ile değil insani ihtiyaçları için savaşacaktır, plastik,doğa, iklim ile değil. Bu konuyu dile getirip yazan, kafa yoran emin ol zaten bilinçli yaşayan kesim..

    Yazının her satırına katılıyorum Edischar, belki başka bir boyutta buradaki dertlerimize güler geçeriz, diğer türlüsü mümkün değil. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz kanserli hücreyi bulmuşsunuz, tebrikler iyi tespit

      Sil
    2. Katılıyorum Aybüke, insanlar günü kurtarma peşindeyken tutup da doğa için mücadele vermeyecek.. Daha çok, refah seviyesi yükseldikçe bu tür konular dert ediniliyor. Üst makamların el atması gerek

      Sil
  3. Düşüncelerinizde pek de haksız sayılmazsınız. Bireysel olarak küresel ısınmaya ve çevre kirliliğine karşı alabileceğimiz tedbirler korkunç sonumuzu bizlerden ne kadar uzaklaştırabilir ki. Belki daha önemli olan bu konularda toplum bilincini oluşturmak ve sömürü düzenine karşı durarak gelecek nesilleri düşünecek kadar ufku geniş yöneticileri başa getirmektir. Dünyanın 160 tan fazla ülkesinin imzaladığı Kyoto protokolünün en fazla sera gazı salınımına sebep olan ülke konumundaki ABD tarafından imzalanmaması mücadelenin başka türlü yapılması gerektiğini ortaya koymuyor mu? Sonuç yine eğitimde düğümleniyor. Düşünün ki, son 50-60 yıl içinde toprağımız, suyumuz zehirlenmiş, yediğimiz, içtiğimiz gdo'lu gıdalar genlerimize işlenmiş, biz poşet'e 25 krş ödersek çevreyi kurtarmış olacağız, öyle mi? Öyledir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım yöneticiler el atar konuya Tyrha evet.. katılıyorum size

      Sil
  4. Çok teşekkür ederim. Yazını beğendim! Resimler de çok güzel olmuş.

    YanıtlaSil
  5. Okyanusta damladır sarf edilen çaba seni çok iyi anlıyorum insanların elinden çok az şey geliyor,büyüdükçe anlıyorum daha da iyi anlıyorum"sistem"dedikleri öncesinde planlanmış bir tuzaktır kurtulmak imkansız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yok yok dışına çıkmayı bile denemeyelim :)

      Sil
  6. Kystros Tyrha da, sen de enfes özetlemişsiniz... ilk önce ülkelerin, sonra da tüm insanların dünya için yapmaları elzem olan şeyler var. Bireysel olarak yaptığın şeylere elimdrn geldiğince ben de uyuyorum, uyguluyorum. Ama göz göre göre ağaçları altın için kesilip, toprağına zehirli sular akıtılan bu ülkede sonumuz pek hayır olmayacak.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki Momentos, cennet gibi ülkemiz var halbuki

      Sil
  7. Evet İlkaycığım maalesef.. umarım güzel şeyler bizi bekler

    YanıtlaSil
  8. Umutsuzluk sebebiniz de bir şeyleri denemiş olduğunuz için az da olsa haklısınız. Ama her şeye rağmen kendimizi yıpratmadan elimizden geleni yapabilmek gerekiyor. Değişim her ne kadar bir kişiye bağlı olamasa da bir kişiyle başlıyor. Umarım geç olmadan değişiriz :)

    YanıtlaSil
  9. Söylediklerinde o kadar çok haklısın ki. Bir kişiyle olacak şeyler değil kesinlikle. Ama en azından minik de olsa adımlar atalım biz dediğin gibi.. Ellerine, yorumlarına sağlık Edischar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin de ellerinize sağlık, yazınızı çok beğendim :)

      Sil
  10. Evet hepimiz aynı şeyi düşünüyoruz. Umarım bir gün farkına varılır ve bi şeyler azda olsa değişir. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Umarım Fatma Nur, o gün çabuk gelse iyi olur :)

      Sil
  11. çok teşekkürler canım,harika bir yazı olmuş👏👏

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Aman, sizinki kadar iyi değil. Ben teşekkür ederim :)

      Sil
  12. Madalyonun diğer bir yüzü de bu maalesef. Sen kaşıkla bir şeyler yaparken ardından kepçeyle kirleniyor. :/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "Sen kaşıkla bir şeyler yaparken ardından kepçeyle kirleniyor." ne kadar cuk diye oturdu :)

      Sil
  13. Evettt... Konu hakkında yazmasam olmazdı. Çevre Mühendisiyim. 26 yıllık. Bakanlığın sıfır atık projesi kulağa hoş geliyor. Aynı sistemin dünyada çöp İTHAL EDEN ülkeler arasında 2.olduğumuz gerçeğini de dile getirmese de hayatımıza getiriyor. Korkunç bir çelişki. 2019'un ilk beş ayında 422 bin ton çöp ithal ettik, yıl sonuna kadar 1 milyon ton olacağı tahmin ediliyor, biliyor musun? Ve bunların % 80'i tehlikeli atıklar, geri dönüşümü imkansız olması bir yana depoladığın her yeri risk altına sokuyor. Bomba gibi.
    25 kuruşa marketten poşet almamak nahif bir düşünce gibi görülse de -hiç satılmasa anlayacağım ama 25 kuruş verince tehlike ortadan kalkıyor mu?- market raflarında plastik olmayan ambalaj görebiliyor musun, onu söyle... Tüm ambalajlar geri dönüşüm kağıttan yapılmalı, poşet yerine de eskiden olduğu gibi kese kağıdı ve file benzeri poşetleme yapmalıyız o ayrı. Çoğumuz marketten aldığımız poşeti çöp poşeti olarak kullanıyorduk, şimdi de hazır çöp poşeti alıp yine öyle kullanıyoruz, değişen yok, azalma yok, şekil değiştirme yok. Bence bu nahif adım belirttiğim gibi 25 kuruşa parayla satmak yerine tamamen yasaklayıp örnek olacak şekilde geri dönüşmüş kese kağıdı uygulamasına dönüşmüş olsaydı şapka çıkarırdım, işte o zaman bir nevi azaltmış olurduk.
    Fakat ama fakat... Yine de en azından küçük çocuklarımız için minicik bir farkındalık oluşturabilir ise...
    Selamlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Her dediğinize harfiyen katılıyorum. Poşete 25 kuruş biçmek bir kaçış değil, bir çözüm de olmuyor malesef..

      Sil
  14. Köyde büyümüş kimya mühendisliği üzerine eğitim almış biri olarak size katılıyorum. Mühendis olunca yenilenebilir enerji kaynakları üzerine çalışacaktım, hayaller bu yöndeydi. Ah cahil ben, her şey ne kadar kolay geliyor dışardan bakınca.
    Daha iyi bir gelecek için endişeleri olan kişilerin yere çöp atmak gibi basit saçmalıkları yaptığını kimse düşünmüyor. Daha bilinçli olsa bile '' sıfır atık '' gerçekten zor. parfüm kullanma, macun kullanma falanlar bir yere kadar .
    En basitinden köylerde kanalizasyon atıklarını derelere bağlanmasını engelleyemiyoruz, var olanı koruyamıyoruz.
    Örnekler çok çok verilir de endüstriyel yatırımlar değişmez.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sıfır atık, cidden çok yorucu. Bir süre sonra kaldıramayıp eski alışkanlıklara dönüyoruz..

      Sil
  15. Almanya da yaşayan biri olarak neden biz bu kadar geri kalıyoruz diyorum. Kağıt,karton ayrı bir çöp, yiyecek artıkları bio ayrı bir çöp, plastiklar ayrı bir çöp. Yani çöpü de değerlendirip geri dönüşümünü sağlıyorlar. Çevreye karşı çok duyarlilar.Biz poşet almayız!
    Yanımız da kumaş poşetlerimiz ya da sepetlerimiz vardır.
    Tebrikler bu güzel yazı için 😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet Almanya'da o sistem çok güzel oturmuş. Her çöp de geri dönüşüme gidiyor, harikulade.

      Sil
  16. Gerçekten çok bilinçlendirici yazmışsın. Böyle gidersek sonumuz gerçekten çok yakın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Şevval, sadece düşüncelerim :) Dünyayı tüketmeye devam ediyoruz..

      Sil
  17. Severek takip ediyorum, başarılarınızın devamını diliyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Ekşimtırak Sayfa, ben de takipteyim :)

      Sil
  18. dediklerine katılıyorum. fabrikaların ve büyük görevdeki insanların dikkat etmesi gerek en çok. hepimiz seferber olmalıyız dünyayı korumak için. yazına bayıldım :)
    haftaya ki sohbetin konusuna örnek olarak, yazımda söylemiştim, savaşları ve onların etkilerini konuşabiliriz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Farklı diyarlar, haftanın konusu seçildi sayılır ama bunu not alıyorum :)

      Sil
  19. Haftanın Sözü Eğer paranın çevreden daha önemli olduğunu düşünüyorsanız, bir de nefesinizi tutarak paralarınızı saymayı deneyin.-Dr. Guy Mcpherson başka bir şey söylemeye gerek yok.

    YanıtlaSil
  20. Bu hafta ki konuşacağımız konu Netflix ve birçok ücretli dizi film platformlarının Rtük'e bağlanması olabilir :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet üzerine konuşulacak bir konu Can, fikir için teşekkürler :)

      Sil
  21. Sayenizde yazacak fikir buluyoruz teşekkürler :) https://geceninnsesi.blogspot.com/2019/09/agac-ev-sohbeti-doga.html

    YanıtlaSil
  22. ah keşke olsa endüstri, hes filan onlar ama nerdee işte para karşı çevreyeee :)

    YanıtlaSil
  23. Çok güzel ve önemli bir konu, ki bu konuda hep çok hassasım, evet kişi olarak elimden geleni yapmaya çalışıyorum, etrafımdakileri uyarabiliyorum ama dediğin gibi çok daha büyük bir detay var, o da tüketmeye ve pisletmeye yönelik sistem !!!

    Belli bir yaptırım uygulanmadan da çözülebileceğini düşünmüyorum bu sistemin, çünkü alan memnun, satan memnun kafasında işliyor... Bir başkaldırı lazım ama o olduğunda da dünyayı çoktan mahvetmiş olacak insanoğlu gibi hissediyorum.

    Yine de elimizden geleni yapıp, bizden sonraki nesillere öğretmek önemli !
    Sevgilerimle

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ağzımız tam yanmadan anlamayacağız herhalde, o zaman da çok geç olacak maalesef..

      Sil
  24. Etkinliğiniz çok ses getirdi . Tebrik ederim. Devam

    Sonraki konu önerim .
    Günlük hayatta yaptığımız bizi gülümseten küçük iyilikler ve güzel şeyler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu konu çok güzel, bir sonraki haftalar için not alıyorum, teşekkürler Sanat Penceresi :)

      Sil
  25. Ben geniş çaplı düşünmemeye çalışıyorum. Çünkü hayata ve dünyaya karşı umutlarım kırılıyor. Karıncanın ateşe su taşıması misali elimden geldiğince çevreyi ve doğal kaynakları koruyorum, elimden geldiğince...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Vicdanımız öbür türlü nasıl rahat eder ki..

      Sil
  26. Ben de yazdım bir şeyler bu arada baya başarılı ve profesyonel yazmışsınız.

    YanıtlaSil
  27. Maalesef insanlar gerçek anlamda bilinçlenmediği sürece bu döngü bu şekilde sürecek ve sonunda ne su ne de verimli toprak bulacağız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Momentos sayfasında bununla ilgili çok güzel bir söz yazmış. Yazısını okumanızı tavsiye ederim :)

      Sil
  28. Ben de öyle düşünüyorum, biz ne kadar yaparsak yapalım devede kulak malesef. Sevgili büyüklerimiz hep göz yumdu, şimdi bedelini ödeme zamanı. Düşününce hepsi moral bozucu ve geri dönüşü olmayacağı hissi insanı ürkütüyor.

    YanıtlaSil
  29. Sizin bu ağaç evi sohbetlerine katılırım diye düşünüyordum fakat yetişemeyeceğim sanırım. Yoğunluğum arttı bir sürü şeyler ama okumak büyük zevk veriyor. Yazını okuyunca aklıma diş macunu hakkında izlediğim bir video geldi. Bir ülkede dışındaki o kartonun doğayı ne kadar kirlettiğini ve gereksiz enerji harcamaya sebep olduğundan yapılmaması için herkes ayaklanıyor ve artık diş macununu kartonsuz bi şekilde satmaya başlıyorlar. Basit gibi gözüküyor ama ülke ekonomisini doğayı ve bizleri o kadar etkiliyor kii... Ayrıca geri dönüşüm konusunda Kore'de ayrı ayrı çöplere koymak zorundasın ve ayrıştırması maaliyetli olan şeyler ( ev eşyalar vb. ) için belirli bir ücret ödemesi yapılması gerekiyormuş. Bizim ülkemizde de böyle şeyler yapılabilir. En önemlisi şu doğayı koruma işi için küçük de olsa geri dönüşüme katkıda bulunabilir herkes.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Geri dönüşüme önem verilir ve bütçe ayrılır umarım, aslında yine katkısı bize. Kağıt zaten baya su, ağaç ve enerji kaybına yol açıyor. Güzel bir uygulamaymış. Darısı başımıza :D

      Sil