Öğle ve akşam yemeğinde de gayet sağlıklı yedim. Şimdi burayı yemek bloguna çevirmenin alemi yok ! :) Bu da demek değil ki sevdiğim, keşfettiğim leziz yemekleri sizinle paylaşmayacağım.. Mutlaka entel dantel şeyler paylaşacağım. (Vaat üstüne vaat!)
Şuan ilerlemeyi planladığım bazı konular vardı. İngilizcemi geliştirmek, Arapça öğrenmek, Montessori öğrenmek gibi.. Lakin hayat resmen "Dur yavaş ol ha! Birden gaza basma sakın!" dercesine, dün bütün gün ablamın çocuğuna bakmak zorunda kaldım. Neyse olsundu. Bir çocukla ilgilenmem gerekiyorsa da onunla iyi vakit geçirmeye, sorularını doğru cevaplamaya çalıştım. Sevgimi hissettirdim ama otoriteyi de elden bırakmadım.
Bugün ise gerçekten güzel ilerliyor. Sabah erken uyandım ve öğlen 14.00 e kadar hedeflediğim temizliği gerçekleştirdim. Şuan kütüphanedeyim. Kütüphaneye gelmeyi sevmemin yanısıra aslında mecburum da...
İki senedir her nasılsa evime bir türlü internet bağlatamıyorum. Daha önce bir köy evine yerleşmiştim. Ha, o "şehirden köye göç" deneyimini çoktan yaşadım, ağzımın payını alıp şehre geri döndüm. Bu konuyu çok açmayacağım. Daha önce sokağımda internet yoktu, şimdi de kaderin oyunlarıyla yine internetsizim. Aslında bu duruma alıştım ama internet çağındayız dostum! Tabiki zorlukları oluyor ama yine bundan da bir olumluluk çıkararak kendime vakit ayırıyorum, ev arkadaşıma vakit ayırıyorum diyebilirim. Bu günlerde de sadece kütüphaneye gelerek internet bağlantısı sağlayacağım..
Kitap konusuna girmek istiyorum. Nasılsa bu kişisel bir blog ve istediğimi yazma özgürlüğüm var değil mi ? :)
Şimdi "pek de havalı olmayan kitaplar" serisinden Elizabeth Gilbert. O çok bildiğimiz filmin kitabının yazarı (Ye,dua et,sev)... Ye, Dua et, Sev filmini geçenlerde yeniden izlemiştim ve "ah keşke devamında ne olduğunu bilseydim" demiştim. Felipe'ye kalbini açan Liz neler yaşayacaktı.. Çok merak etmiştim ve geçenlerde kütüphanede gezinirken serinin ikinci kitabını gördüm. "Ye, dua et, evlen" :) Çok manidar değil mi.. Evlilikten kaçan bir kadın, evlenmek ya da bulduğu hayatının aşkını terk etmek zorunda.
Kitap aşırı derecede batılı evliliklerden ve kendi içindeki problemlerden bahsediyor. Kitabı bitirmeme az kaldı, lakin öyle "çok süper, kesinlikle okuyun" diyemem. Yalnız bu film ile benim gibi duygusal bir bağ kurduysanız, okumak isteyeceksinizdir. Ben okumadan edemezdim.
Ee, bari bir de netflix dizilerinden bahsedeyim de havalı olayım. Şuan yarıda bıraktığım Stranger Things 2. sezonu izliyorum. Biliyorum çoğunuz son bölümdesiniz.. Bir anda havam sönüverdi... Açıkçası dizi ilk çıktığında izliyordum ama herkes o kadar abandı ki diziye soğuyup bıraktım. Şuan tekrar devam ediyorum. Sınırı aşmadan. Günde 1-2 bölüm kafi. Artık içsel disiplin sahibi olmaya çalışan biri olarak, kendim için yeterli vakti tayin edebilirim!
Arkadaşlar bana resmen rahat batıyor. Evet. Boş yapmayı sevmiyorum ve kendimi konfor alanından çıkarmak için her şeyi yapıyorum. Bütün gün dizi izleme özgürlüğünü kendime vermiyorum ! Sonuçta bunları üniversitedeyken bol bol yaptım. Artık 24 yaşında bir birey olarak, başarıya giden yolda yeni alışkanlıklarımı selamlıyorum. Bundan dolayı acayip mutluyum. Umarım benimle bu yolda beraber olursunuz!
Şimdilik Hoşçakalın! En yakın zamanda döneceğim.
Edischar.
Sen ve iç disiplin... Bu konudan bize güzel şeyler çıkacağına o kadar eminim ki. Merakla bekliyorum
YanıtlaSilUmarım Taha, güzel yorumların için minnettarım.. Sayfana bayıldım, takipteyim!
SilNe kadar içtensin. Bayıldımmm :) Bu arada bloğuna izleyici eklersen seni takip edebilirim :)
YanıtlaSilheeey yaa çok keyifliydi bu yazın yaa. kinoa salataya koyuyom bazen ben de iyi bişi ivit. kütüphane neti iyi çözüm olmuş. diziler kitaplar hiç bitmeeez :)
YanıtlaSilKinoa yı dondurdum buzluğa attım, salatalara güzel oluyormuş. Eski yazılar da güzelmiymis ki. Ne çabuk eskidi :)
Sil