Blogum bir anda strawberry shortcake sevimliliğine dönüştü sanki. Aslında yazmaya başlarken kafamda hiçbir tema oluşturmadım. Sadece içimden geçenleri yazacaktım. Öyle akıp gidecekti. Ortaya böyle bir blog çıktı. Bence hoş da oldu.
Eve geçenlerde 6'lı limonlu soda almıştım. Ne zaman bilgisayarın başına geçsem elime de bir limonlu soda alıveriyorum. O yüzden başlık bu şekilde oldu.
Sabah hafif hissetmek için biraz kellogg's , içine de biraz meyve. Aşırı hafif başlayınca güne güzel gidiyor.
Saat 16:35 ve sabah 9:30 dan beri temizlik yapıyorum. Ya ben temizlik hastası olacağım bu gidişle. İç disiplin yoluyla işlerimi düzene koyayım derken, büyük bir iştahla temizlik yaptığımı fark ettim. Aman canım neyse kız evi de temiz düzenli olur zaten.
Merdiven altı dolabı vardı. Ne zamandır aklımdaydı. Bir güzel sildim süpürdüm, düzenledim. Poşetlerin üzerine etiket yapıştırdım. Ahşabın verdiği kokuya çözüm olarak, bir şişe içine sirke-lavanta yağı-karbonat ve suyu kullandım. Sonrası pıst pısst. Hatta gazımı alamadım, evin her yeri de temiz koksun diye sıkıverdim. ehe.
Aslında sabah bir şey fark ettim.
Uyandım, bir mutsuz gibiyim. Dedim niye ki? Ev arkadaşım gitti yalnız kaldım, ondan herhalde. Sonra düzelttim kendimi. Dedim "Sen kendin için yapıyorsun bu motivasyon işlerini, hiç kimse olmasa bile düzene uy, işlerini hallet.".
Bir anda toparladım. Öyle şükrettim falan uyandığıma. Bir günüm daha armağandı. Bu new age akımı, pozitiflik gibi şeyler değil de; Hayatta olması gereken şükür, gözün doyması ve olgunluk hissi.
Aslında insan tembellikten depresyona giriyor. Bak, depresyona girmeye vakit bile yok !
Büyüyoruz be azizim. Büyüdük.
Önceden, Peter Pan olmak isterdim. Büyümeyi hiç istemedim. Şimdi bakıyorum da büyümenin de güzel yanlarını keşfedince tüm endişeler gitti.. Şimdiyse Peter Pan'in ablasıyım. Belki annesi de olurum ileride.
24 yaşına girince bir olgunluk yüklendi. Zaten 23 buçukta bir şeyler artık değişmeli hissi gelmişti. "Bazı şeyler sadece o yaşa gelince anlaşılıyor ." demişti ablam. He valla aynen öyleymiş. Önceden yaptığım şeylere de gülüp geçiyorum. Yani tabi yaşça büyük ablalar da beni çocuk gibi görüyor gözünde, ama n'apalım elimizdeki birikmiş yıllar şuan bu kadar.
Ton balıklı sandviçimi yaptım, koydum kenara, hala bir ısırık alamadım, aklımdan geçenleri yazacağım diye. Yazmak büyük bir ihtiyaç tabi..
Hala daha tam toparlayamadım yazacaklarımı. Belki bir kaç posta daha yazarım.
Sandviçimi yiyeyim de.
Uğrarım.
Edischar.
Gerçekten çok sevimli bir blog. :) 2-3 gündür hastayım sağlığın kıymetini öyle anlıyormuş insan. Şükretmek gerekiyor bence de. :) 12-13 yaşlarındayken paten sürme modası yeni çıkmıştı bizim orda. Ben de demiştim kendi içimden ben çok büyüdüm, şimdi düşerim bir şey olur vs vs. O zamanlar hep büyük olduğumu düşünüyordum nedense şimdi küçücükmüşüm o zamanlar anca fark ediliyor. 😊 😂
YanıtlaSilÖncelikle teşekkür ederim Pastel , hoşgeldin :) insan hep kendini büyük sanıyor galiba. çok geçmiş olsun ayrıca..
Silvallahi iyi güldüüüüm :)
YanıtlaSil