23 Ağustos 2019 Cuma

Kavak Yelleri


Bugün bambaşka bir konudan bahsedeceğim.
Biliyorum, motivasyon ile ilgili yazıyorum arada çünkü hayatımın akışı bu şekildeydi.
Yarın öbür gün bunalırsam, bunalım da yazabilirim. Hangi konuya kafam kaçarsa onları yazarım.

Blogumu kimsenin bilmemesine istinaden, başka bir şeyden bahsedeceğim.
Lütfen bu blog asla keşfedilmesin..

Bu internet işleriyle bir hayli uğraşırken eve gelip giden genç bir delikanlı vardı. Yani bu internet bağlama şeylerine bakıyor. Bir kere geldi, öyle bir tipsizlikle kapıyı açtım ki, çocuk "Gerek yok çıkmanıza siz içeri girin, benim işim dışarıda." dedi.
Pek de umrumda olmamasına rağmen çocuğun mavi gözlü, sarışın, çekingen ve aşırı tatlı olmasını değiştirmiyordu bu durum.
Evet aşırı çekingendi, çünkü gözlerime bile bakamıyordu. Kaçırıyordu gözlerini.

Evi bulamayıp gelmeden önce aramıştı bu beni. O vesileyle telefonu elime geçti. Asla affetmem. Hemen kaydettim.

Daha sonraki günlerde doğan sıkıntıdan dolayı aramak zorunda kaldım ve aradım. Hatırladı ama bence hatırlamak hiç istemedi. O tipsizliğe ..

Kaderin oyunlarıyla kendi firmamı bırakıp, bu gelen çocuğun firmasına geçmek zorunda kaldım. Artık çocuk demek istemiyorum. Nedense ona "Heredot" ismini vermek istiyorum. Heredot diye bahsetmeye devam edelim.

Heredot dün yine geldi. Bu sefer yanında başka bir arkadaşı daha vardı. Hatırladığımdan daha da yakışıklıydı Heredot. Neyseki güzel giyinmiştim bu sefer. Yine çok çekingen falan. Bu "Çekinik gen", diğer arkadaşı da "Bodoslama gen". O da habire konu açmaya çalışıyor. Girişken bir tip.

Heredot'un gerçek adını öğrenmiş oldum arkadaşı seslenince. Belki Facebook hesaplarında adı ve çalıştığı firmayı aratarak ona ulaşabilirim, işime yarar düşüncesi var tabi. Bir şeyler oldu o gelince, kabloyu bağlamaya çalışıyor falan. "Abla" diye seslendi. Benim ev arkadaşı konuştu, anlamaya çalıştı. Ben de arkadan "Heredot"u izliyorum ama sanki hiç umrumda değil. Sanki dünyada son erkek o kalsa yine de bakmam. -Öyle tavırlarım vardır.- Ama bir şekilde o da bana bir enerji yolluyor farkındayım yani.

İşler uzun sürdüğü için kapıyı açıp kapatıyoruz. Geldi bir kere, kapıyı açtım. Göz göze geldik. Bu bir heyecanlandı, kekeledi, bir şey anlatmaya çalışıyor. Alla alla.

Evden çıkarken , eve internet bağlatmanın uğraştıracağını söyledi. "ARARIM" diye ekledi. Ararım derken arkadaşımla konuşmasına rağmen bana bakarak söyledi. Zaten öyle beklenmedik bir hareketti ki ev arkadaşım da Heredot çıktıktan sonra bunu fark ettiğini söyledi. Bir de mavi mavi gözleriyle o öyle deyince benim teller koptu.
(Ev arkadaşım da resmen sinir oldu. Niye onu beğendi de beni beğenmedi kafasına girdi yani. Elimiz ayağımız düzgün allaşükür bakabilir, beğenebilir yani.)

Neyse bu aramadı tabi. Arar mı bilmiyorum. Bundan bir şey çıkar mı onu da bilmiyorum.
Ki bir yandan beni beğenmesin, yaklaşmaya çalışmasın diye dua ediyorum. Çünkü olmaz yani. Sınırlarım var. Ben erkek arkadaşa karşıyım. Bıraktım o işleri.

Bir yandan da beğenilmek hoşuma gitmedi değil. Şimdi arasa beni "Ne arıyon lan sapık" der yüzüne kapatırım muhtemelen. Çünkü türk kızı olmak bunu gerektirir. Asla hislerini belli edemezsin. Mal gibi beklersin. Ağırdan alırsın. Yoksa basit kız derler.

Bu şekil olaylar olaylar.

Gelişme olursa yazarım. Galiba yarın bir arayacağım, evdeki sorunu öğrenmem gerek. Hadi bakalım.

Edischar.

20 yorum:

  1. Tv dizileri gibi :)

    YanıtlaSil
  2. Heredot özgürlüğüne düşkün olarak dünyanın her yerini dolaşmış Edischar, ilerdeki gelişmelere göre sen de Heredot' unla gezersin belki :) Ayrıca eski yazıları niye siliyosun, ne güzel hatıraydı onlar.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ya evet de acayip bunalım olunca sildim burayı da darlamiyim diye :d

      Sil
  3. Ayrıca öyle bir tanımlamışsın ki mavi göz, çekinik gen... Aklıma bir karikatür geldi çok güldüm, Google' a çekinik gen karikatür yazman yeterli :D

    YanıtlaSil
  4. Gerçekten bundan bir kitap veya film konusu çıkar. Eğlenceliymiş. :)

    YanıtlaSil
  5. ay ya bak zor durum bu şimdi. yani, senin durum anlattığın gibiyse, o ararsa konuşamıyacaksan aramasın daha iyi. hani belli etmem diyosun ya. ayrıca, yani bak bizim ülkede şimdi yani sen inşaat mühendisi o net tamircisi :) hiç uygun olmuyo gibi. ama yurtdışında böyle şeyler fasa fiso yani. erkek arkadaşa da karşısın madem. anlıyom hak veriyom. ben de hiç ilgilenmem o konularla. yani olursa evlilik olur diyosun sen yani. sevgililik olmaz. o zaman uzak dur ya bu herodotttan. böyle uzaktan tatlı flört yap bari. uzaktan hoşlan böyle. yani arasa görüşmüycen buluşup gezmicen. zor yaa :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Deep dobra dobra geldin valla ne desen haklısın

      Sil
  6. Yaa çok tatlı bir gülümseme ile okudum yazdıklarını :) Ama zor tabi bu işler. Nasıl huzurlu olacaksan öyle olsun dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Akela çok uzun sürmeyecek merak etme, üstteki yazılarda bolca hayal kırıklığı var

      Sil
    2. Ups.. Hayal kırıklığı bu aralar peşimizde demek.. Hemen bakıyorum

      Sil
  7. Ellerine sağlık. Keyifle okudum :)

    YanıtlaSil
  8. Tatlı bir hikaye :) Seni az çok anlıyorum. Bu sınırlar ve bu bilinçaltı kodlamaları başa belaaa :/ Günün birinde sende ürkek bir tavşan olmaktan sıkılıp, vahşi bir kurt olacaksın -hissediyorum- :))) Çünkü, -sonunda hepimizin cadıyı öpmesi gerekir*- der Estes. Bunu bir düşün ya da bu kitabı oku mutlaka, sevgiler <3

    *Kurtlarla Koşan Kadınlar/ Clarissa P. Estes

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok güzel bir kitap önerisi teşekkürler :)
      Sınırlarımı bile isteye örme kararı aldım diyelim, atı koşturmaktan yorulunca :)

      Sil
  9. Şöyle ki bir süredir boşta olmak, tipi hoş bir çocuğa tipsiz bir anda yakalanmak, karşı tarafın seni hiç iplememesi...

    Bunlar birleşince bünye hırs yapıyor ve karşı taraf normalde olduğundan daha cazip geliyor insana. Ama yok öyle bir şey! Daha sonraki yazılarını da okuyup gördüm ki çocuk bariz öküzlük sendromundan müzdarip. Bu tiplerin bakımı ve iyileşmesi zor. Başka kıyılara yelken aç bence sen :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O durumu hayal ettin dimi gerçekten ahah kendine bakmayip kapıya bacaya salaş çıkacak kadar herkesten ve kendinden vazgeçmiş şekilde karşına heykel gibi biri çıkması..

      Sil
    2. O kadar çok geldi ki başıma gençlikte :D ne taşlar, ne heykeller gördü en berbat hallerimi :D günlerce, aylarca en süslü, en harika halinle gezsen bir daha karşılaşıp göstermezsin bak aslında o kadar berbat değilim yani diye. Ne zaman tekrar salsan kendini yine düşersin aynı duruma :) kaderin cilvesi işte :p

      Sil
    3. Murphy kanunlarından biri olsa gerek :)

      Sil